GündemKöşe YazılarıMalatyaManşetSiyaset

Malatya Öznur Çalık ve Selahattin Gürkan 

Malatya benim şehrim, eğrisi doğrusu, hatası günahlarıyla doğup büyüdüğümüz yaşadığımız kadim topraklarımız bizim. Uzunca bir süredir izliyorum, izlenimlerimi yazıyorum. Böylesine bereketli, tarih kokan, cennet köşesi bir şehirde hangi siyasetçi nasıl bir retoriğin üzerinde ilerlediği malumunuz ilgi alanımız olmalıdır. 

Türkiye’den ve bölgeden gelen haberleri takip etmek, haber ortalamasına göre Malatya’yı konumlandırmak, ardından iyi bir analiz ortaya koymak için epey beyin metaforu yapmak gerekiyor. Size elbette basit gelebilir, hergün bu kadar ne yazıyor diye. Tüm yazılarımızın belli bir çalışması, alt yapı hazırlık aşaması, araştırmalar, ana konunun önemi, toplumda benimsenir mi, beli bir şablona oturtabilmek ve karakterleri yorumlarken de ahlaki ve insani tutumdan sapmama gibi temel ilkelere önem göstermek konusunda hassas davrandığımızı belirtmek istiyorum. 

Türkiye elbet gelişen bir ülke sathında, Malatya’da aynı şekilde eş zamanlı olarak ülke büyüme hızına entegreli şekilde genişlemesini sürdürüyor. Nasıl Türkiye dünya kürenin üzerindeki jeopolitik yeri tartışılır ise Malatya’nın da Türkiye’deki konumu o denli tartışma konusu olacak nitelikte. 

Fotoğraf: Arşiv

Son verilere göre Malatya bölge ve Türkiye sıralamasında tarihi, kültürel, ticari hinterlandı yanında destinasyon marka imaj çalışmalarında, Malatya’nın bu önemli değerlerinin etkin bir şekilde kullanması açısıdın 17. sırada bir şehir.

Gelelim bu önemine istinaden siyaset anahtarını teslim ettiğimiz siyasi isim listesinin genel durumuna…

% 68 oy’la gelmiş Malatya mevcut Büyükşehir belediye başkanı Selahattin Gürkan ve şehirde en etkili diğer siyasi isim kabul gören Mv ve MKYK üyesi Öznur Çalık hanımefendiye. Elinizde okuduğunuz analiz yazımda bu iki isim üzerinde duracağım. Belirledikleri misyon, siyasi strateji, ortak yanları, varsa handikapları, Malatya’yı nasıl ve hangi yönden ele aldıklarına dair tutumlarını geniş bir daire içerisinde ele almak gerekiyor. 

Daha doğrusu iki ismin şehir merkezine oturtmuş oldukları siyaset biçiminin Malatya ilgisine layık olup olmadığının temel nedenlerine, kavramlar, metodlar, üslup ve yönetim panelindeki kırmızı hatlardan tek tek söz etmek istiyoruz. 

Öznur Çalık hanımefendiden başlayalım isterseniz. Çalık 20 yıllık kesintisiz Malatya siyasetini yapmasının diğer anlamı; hepsi olmasa da bütün konjukturun nasıl işlediğini, işlerin bu şehirde ilerleme şeklini? Kim, nerde, ne kadar hususlarında acemilik çekmeyecek hatrı sayılır bir tecrübe elde edildiği “oranı” kanaatimce hasıldır. Çünkü uzunca bir zaman boyunca süregelen somut tespitler var ortada. Gürkan ise çekirdek bir yönetici. İşin mutfağı sayılan İlçe belediye başkanlığından geliyor. Belediyecilik nasıl yapılır konusunda çırak-usta hiyerarşik sınıflanmasında master yaparak yükselmiş. Battalgazi belediyesi başkanlığı dönemlerinde göstermiş olduğu başarı grafiği rahatlıkla onu Büyükşehir koltuğuna taşımasında iyi bir referans gösterdiği aşikar.

Peki, tabiri caizse şehirde en popüler iki siyasetçinin bu saatten sonraki süreçte şehre katmak istedikleri bilançoya dair izledikleri yola hep beraber bakalım mı? 

Farkında mısınız bilmem 20 yıllık kurt siyasetçi Çalık 20 yılın 19’unu bürokrasiye ayırmıştı. Özelikle Ankara bürokrasisinde kalıcı bağlantıları ve sözüm ona iyi bir ağırlık elde ettiği bilinen bir gerçek. Son bir yılda bürokrasiyi bıraktı halka karıştı. Halk bazlı siyasete ağırlık vermeye başladığını Malatya geneli köy bazlı ziyaretlerinde görüyoruz. 

Ben şöyle okuyorum bu manevra şeklini: Çalık bürokrasi menşeli yapılanması süresi boyunca asıl “saha” dediğimiz halkı boşlamıştı ve bu da çok ağır geri dönüşler yapıyordu. Hemen hemen bir çok alanda Çalık’ın eleştiri oklarını üzerine çekmesi ve yıpratıcı boyutlara varacak tepkisel alt metinler Çalık’ın siyasi hayatındaki bürokratik başarısına rağmen saha başarısını perdeliyor, halk’a sadece seçim takvimleri harici pek fazla bir zaman ayırmaması, son hac ziyaretini de eklediğimizde meydana çıkan tablo halka dair “yakınlık” kimliğini pekiştiriyordu. 

Gürkan ise tam tersine halkı bırakıp bürokrasiye ağırlık vermeye başladı. Malatya gibi gelenekçi, ahbap çavuş, mahalle, komşuluk, akrabalık ilişkilerinin güçlü olduğu sentezi terk etti. Köprü çıkışı son kavşakta bürokrasiye direksiyon kırmış, bunu yaparkende elinde çok fazla bilgi, birikim, doneye sahip olmadığı gibi çevresinin de buna hazır olmadığı… Bürokratik mesaiye doğru atfedilen ve harcanılan enerji, bilgi birikim; tıpkı Öznur Çalık’ın yıllar yılı tasvipte geri kalmadığı konuma Gürkan’ı taşımış bu gün şehirde en çok eleştiri alan bir siyasetçiye evrilmesi uzunca bir şişkin paragrafın girizgahıyla bizi karşı karşıya bırakıyor. 

Açıkçası Gürkan asıl gücünü aldığı, bugünlere taşıyan, kendisini tanıyan bilen insanlardan en çok destek gördüğü halk desteğini neden terk edip bürokrasiye sığındığı hususun cevapları işte bizi karmaşalarla dolu bir çok soruya götürüyor. Elbette hepsini tek tek bulup işaretlememiz uzunca bir zaman alacak. 

Çalık, 19 yıllık bürokrasi hayatında hasar kaydı oldukça fazla olduğu halde bugün iyi bir tamirat için halk  buluşması için sahayı toparlıyorsa… Daha çok aşiretçilik, toplumsal dirsek teması, sosyal bağların etkili olduğu akrabalık merkezli bir siyasi ölçüden gelen Gürkan’ın halk kancasını çıkartıp bürokrasiye ibreyi kırması çok çok iyi anlamakla birlikte analiz yetisi de kazandırabilmeliyiz. 

Malatya gibi 7000 yıllık şehrin günümüze ulaşan siyasi varyasyonunda iki siyasetçinin at başı mesafe ile finale koşması demek; çok geride tozu duman içinde kaybolmuş ”peki, diğer siyasetçiler nerde?” başlığını da gündeme getirebiliyor. 

Hoş, şehir uzunca bir süredir bunun cevabını arıyor. Kahtalı’nın şeker skandalına pek ama özellikle eski bir toptancıvari ticari çıkış diyerek konuyu ele almadığından beri, adeta şehrin değerler hafızasını tarumar edecek, nerdeyse hakaret boyutuna varacak şekeri kendi bünyesine dahil etme operasyonu hala tüm çılgınlıkları ile ortada duruyorken… Bülent Abi’nin bakanlık günlerinden kalma prestijini hangi alanda kullanacağının patlama frekansı epeyce artmış olacağı algılarla karşılaşırken… Çakır’ın un’umu eledim eleğimi astım hamd olsun inşaat helva ticaretinden de üç beş geliyor perspektifi yanında çok zorda kalırsam Darende lobisi fitilini yine ateşler, bir de cemaatim var ondan da bir tüyolar gelir yine, etliye sütlüye karışmayı boşver nasıl olsa Ak parti var oldukça hep bende olurum şeklinde –kendisine– çektiği kıyak karantina partisinin müdavimi olarak pedal çevirmeye devam edildiği pasif ama oldukça engebeli bir güzergahta ilerliyor her şey. 

Diğer merkez ilçe belediye başkanları şimdilik konumuzun dışında. 

Lakin bu kadar ahlakçı ve gelenekçi Muhafazakar Parti için çok yeterli mi demek geliyor içimden. Onun İçin Çalık ve Gürkan duruşlarını önemsiyor, inceliyor, üzerinde durma gereği duyuyoruz. Diğer siyasilere saygımız sonsuz ama şehir için kullanacakları genel başarı tercihleri kalmadı artık. Bürokrasi mi halk mı kazanacak onu da aynı muhafazakar, yarı milliyetçi bir iktidarın değerlerle, toplum istekleriyle örtüşen kodları belirleyecek. 

Yani muhafazakar-milliyetçi bir iktidarın ve muhafazakar ve en çok oy aldığı şehirlerin birinde siyasetçilerle değerlerle, halkla ve haysiyetle orantılı olarak; son 20 yılın Türkiye’sinde hangisinin kazanacağından şimdilik emin olmak gibi bir şansımız yok. O nedenle, Çalık’ın 19 yıllık siyasi çizgisini bir kenara bırakıp son 1 yılda halkla bir araya gelmesi üzerinde durmamız gereken bir başlık. Gürkan’ın  halkla galebe çıktığı yolda bürokrasi sapağına sert bir “U” dönüşle giriş yapmasının altındaki niyetler, şüpheler, siyaset elitine alternatif başlıkları da Gürkan’dan başkası bilmiyor şimdilik. Bakalım hangisi Malatya’mızın kırmızı çizgisi onu da yine zaman gösterecek. 

Malatya belleğindeki zengin kültürlülük, dostane tavır ve saygınlıkta son derece ayrıcalıklı halk; Gürkan’ın bürokratik sermayesine mi prim verecek yoksa Çalık’ın bürokrasi formda tuttuğu toplumu son bir yılda yaklaşımcı bilinçle konsülide etme ve kazanma erişimine mi? Bu yüzden son 1 ve 2 yıl çok önemli. Hatta Çalık ve Gürkan hatrına Hakan Kahtalı’nın her yaptığına tahammül edildi, sessiz kalındı. Ahmet Çakır’ın hem toplum hem bürokrasiyle bağını kesmesi de yine bu sebeplen tolere edildi. Ak partinin şehirdeki siyaset biçimi bir çekişmemi yeni rol modeli belirtmemi o da belli değil. Aslında belli. Ama biz “çekişme” kelimesini kullanmak için erken olduğunu düşünüyoruz. Bana sorarsanız halka yönelen mesafe alacak-ilerleyecek. Bürokrasi ise kısır bir döngüdür. Belirlenen misyonun ötesine geçme şansın çok düşük. Bu analiz burada kalsın. Uzun diye pek analiz okumayan kıymetli Malatya hemşerilerim arasında gün geldiğinde belki ne demek istediğimi anlayacak üç beş kişi çıkabilir ihtimali veriyorum. 

Diğer taraftan şunu da eklemekte fayda var: Muhalif kesim Ak parti tabelasına haiz siyasetçilerin bulabilirse yalnış siyasi hamlelerini ele aldığında muhalefetin oynayacağı rol etkili olacaktır. Lakin Malatya’da muhalefet diye bir şey olmadığından Gürkan ve Çalık etrafından şekillenecek siyasete muhalif parti milletvekilleri il başkanlarını da rahatlıkla dahil edebiliriz. Yani ışığın ucunda bir pencere de çıkabilir, tünelde, gaz lambası, karanlıkta… Bu saatten sonra muhalif tayfanın görmezden geldiklerini görme eğilimine çok ihtimal veremiyorum. En son 1 yıllık zaman diliminde, geçen Ağustos ayından beri izlediklerimiz genelinde muhalefetin bir planı olsaydı kokusu çok daha önceden çıkardı, mesela Gürkan ve Çalık güçlerinin iyice şehirde hissedildiği şu günlerde hangi muhalefet çarklarının artık işlemeyeceği anlaşılmayacağı salt bir teori olarak tam önümüzde duruyor!?

Dip not: Öznur Hanıma beyaz renk kombinileri Gürkan’a kravat, manşetleri bilekten ilikli gömlek nezih gösteriyor. Daha samimi ve de güçlü. 

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu