Köşe Yazıları

MALATYA SİYASETİNDE SON PROVALAR

Özal’ın şehri Malatya 20 yıldan beri AK parti tarafından yönetiliyor. “20 yılda ne değişti?” diye bir soru yöneltilse; elbet bir şeyler yapıldı, hiç bir şey yapılmadı gibi gaflete düşmek sorunumuz yok ama “ne yapılmadı?” dersek aynı şekil bu soru için de vereceğimiz cevaplar bir hayli fazla. En önemlisi şehrin ana alteri sayılan kayısı herhangi bir devlet teminatı altına alınmadı, yine bilindik o ilkel yöntemlerle kim kimi nasıl çarparsa, kimin gücü kime yeterse. Deli Domrul misali kayısıda üç beş ihracatçı kazansın; üretici, çiftçi, köylü pek önemli değil, herkes başının çaresine baksın eti kemiğine bürünmüş bir politik süreç ortaya konuldu.

TMO alım yapması piyasalarda hareketliliğe sebep oldu tezi tamamen bir fiyasko. Fiyatlarım artışı tamamen rekolte düşüklüğüne bağlı idi. Geçen sezonda TMO’u kayısıdan söz etmedi bile. O vakit nerde “taban” ve “tavan” fiyatları?

Dolayısıyla Malatya’yı yöneten siyasi irade hiç bir zaman kayısıyla ilgilenmek istemedi, mevcut üç-beş ihracatçı tekelini mi kıramadılar yoksa ilgilenmeyi gerektirecek kadar önemli mi görmediler o da işin bambaşka bir boyutu.

Her neyse gündelik siyasette neler oluyor ona geçelim. Malumunuz olduğu üzere Malatya siyaseti derin kodlar barındırır. Türkiye profilinde önemli bir yeri olmuş her zaman. Biraz da kurt kanunu dediğimiz bir hikaye üzerinde ilerler. Yani büyük balıkları küçükleri yerler. Ezelden beri hep böyle olmuş. Gerçi Özal’dan sonra hatrı sayılır bir siyasi rotarasyon ortaya konulmamış olsa da umut fakirin ekmeğidir. Hala umudumuz var. İyi bir şeylerin yapılmasından yana.

Malumunuz olduğu üzere önümüzde bir seçim var, erken mi olur-normal zamanın da mı olur bilinmez, kim ne derse desin ilimiz Malatya’da siyasilerin şuanda odaklandıkları tek şey bu önümüzdeki seçimdeki rolleridir. Aynı ekip fire vermeden, oy kaybı yaşamadan nasıl seçimi atlatacaklarının en kriminal hesapları içerisindeler. Aynı ekipten kastım Hakan Kahtalı’yı saymaz isek mevcut milletvekilleri, il yönetimi yine konumlandıkları mevkilerde kalmak babında bir çaba içinde olmaları.

Kahtalı’nın son büyük şeker operasyonu mevcut Ak partilileri hayli zora soktu. Kahtalı’nın yeniden seçtirilmeye çalışılması beklenmedik olağan bir fırtınaya dönüşebilir ihtimali üzerinde duruluyor. Şayet Kahtalı dayatılırsa, Kahtalı yanında bir vekili daha Ak parti listelerinden düşürecektir. Malatya halkı Kahtalı mevzusunu asla unutmadı-unutmayacak. -2 vekil anlamına gelirki kimse bu kaosu göze alamaz.

Asıl dikkat çeken diğer başlık milletvekililikten çok Büyükşehir’in neden ve nasıl bu kadar kıymet’i harbiye’ye bindiği mevzusudur. Şimdi paylaşılmayan tek yer Büyükşehir koltuğu. İşte bu analizimde dolaylı sözcükler kullanmak yerine tam olarak bu bölüme nokta atışı yapmak istiyorum. Önümüzdeki seçimde milletvekili olmak için değilde neden mevcut siyasilerimizin Büyükşehir Bld. başkanı olmak istediklerinin altındaki nedenlere bakmalıyız. Büyükşehir’in iştahları böylesine kabartmasının temel etkenlerine… Açıktan değilde kapalı kapılar ardında Büyükşehir’e çıkmak isteyen siyasilerin sayısı vekil olmak isteyenlerden fazla.

Tam tersine Gürkan’da milletvekili olmak için bir çabalar geliştiriyor.

Tamam, sonradan parayı bulmuş bazı çakma burjuvazistler acemi balıklar gibi vekil olacağım diye şimdiden sahanın ortasına atlayıp, kendilerini ilan etti. Sistemi okuyamadıkları çok aşikar. Zannediyorlar ki 3/5 milyonum var ise milletvekili olurum, bir de sırtını sıvazlayan bir siyasi tanıyorlarsa tamam. Öyle değil bu işler. İnsanların seni ne kadar tanıdığı-tanımladığı-şehre ne kattığın, rasyonel hacmin para’dan çok önemli.

Başkan Gürkan’a dönelim isterseniz. Gürkan Büyükşehir’i kendisine vermeyeceklerinden adı gibi emin, en azından milletvekililiğe tenzil ederek durumu kurtarayım çabasında yada büyükşehirde umduğunu bulamadı da siyasetin diğer evresinde devam edeyim diyor.

Özetle genel tablo şöyle… Başkanlık sistemi ile birlikte milletvekilliği sabit programı alanı aslında daralmaya başladı. Yeni dönemde, milletvekililerin çokta rahat ve işlevsel olmayan siyasi figürlere evrilmesinin tam tersine; “Büyükşehir” ünvanı yüklenmiş şehirler ve yöneticileri CDS’lerinde patlama yaşandığını gösteriyor. Milletvekilleri hem “içeride” hem “dışarıda”, Büyükşehir yöneticileri ise sadece “içerde” oldukları ve prestiji daha yüksek siyaset korumalı modelden haiz olmalarına doğru bir satıhta gösterilmeleri elbet bunda etkili. Belki, Büyükşehir yöneticileri illeriki zamanlarda tamamen bağımsız, yerel siyaset üstü bir makama kavuşabilir. Bir çok ibare bunu gösteriyor. Alanı ve işlevselliği daraltılmış milletvekilleri ise alışık olmadıkları bu yeni döngüde kendilerine rahat edecekleri bir alana atmak için türlü yöntemlere başvurdukları gözden kaçmıyor.

Şu gün itibari ile Bülent Tüfekçi, Osman Güder, Öznur Çalık büyükşehire çıkmak üzere bir programla hareket ettiklerini rahatlıkla söyleyebiliriz. Üçlü arasında en zayıf halka Osman Güder. Şansı oldukça düşük. Belki hiç bir zaman niyetini açık etmeyecek. Eski bakan Bülent Tüfekçi ise: davranışları başka bir mekanizmaya göre işliyor. İdeolojik aidiyetleri ve itaat kültürü öylesine güçlüymüş gibi gösteriyorki olası adaylık başvurusu yaptığında Malatya halkının oy tercihlerini o yönde yapacağı kanaati çok yaygın. Öznur Çalık’ın başka: her ne kadar 19 Tem 2020 Vuslat TV’de yayınlanan ‘Malatya Görünüm‘ programında basın demeci ile 12 Ocak 2021 tarihli basın demecinde –kesin olmamakla birlikte– “2023’de aday değilim” söylemini sarf etmiş olsa da yine de Büyükşehir’e [kendi siyaset tahlil tecrübelerime dayanarak kesin be kesin aday olacağını] not düşmek istiyorum buraya.

Ak Parti il başkanı İhsan Koca’nın tekrar milletvekili olmak üzere hareket ettiği…Kabul etmek gerekiyor ki Malatya’nın siyasi mirasının örneklemeleri, yokmuşçasına davranması, mevcut tablonun bütününün kaygan bir zeminde durduğu, toplumsal davranış kalıplarımızı tanzim etmeye yönelik olarak Koca’nın Malatya’ya pek bir şey katmaması yeni dönem milletvekili olma şansını oldukça gerilere doğru itiyor.

Battalgazi belediyesi başkanlığına Ak partiden mevcut ilçe başkanı Basri Kahveci’nin göz kırptığı…

Ahmet Çakır’ın milletvekilliği halinden son derece mutlu-mesut-memnun olduğu… Dokunmasalar ömrünün sonuna kadar bu şartlarda milletvekilliğini yapacağı…

Yeşilyurt belediye başkanı Mehmet Çınar’ın Büyükşehir’e direk geçiş yapma ihtimali ve şansının üst limitlerde olduğu halde “insan kaçaklığı” olayının (birilerince bilinçli) patlak vermesi üzerine şimdilik bu kartını geri çektiği ve konjuktorun insiyatifinin belirsizliğine ilaveten bir durum değerlendirmesi yapmakta kararsız olduğu… Zira biliyoruzki Çınar tüm ağır darbelere rağmen hala çok güçlü olması, yeni bir terfi hamlesinin ne getireceğini kestirememesi ile alakalı bir yerde ‘hazırlıklı ol’ künyesinde bekliyor.

Yeşilyurt Ak parti ilçe başkanı Muhammet Yalçınkaya’nın tıpkı Battalgazi mevkidaşı gibi Yeşilyurt belediyesi başkanlığına göz kırptığı…

Malatya Ak parti kadın kolları başkanı Özlem Pelitoğlu’nun milletvekili olmak istediği yönünde ciddi kulis duyumları ila…

Pütürge, Kale ve Doğanyol ilçeleri belediye başkanlarının kendi istekleri doğrultusunda bir istifası söz konusu olmaması mukabilinde merkez yönetim tarafından yerine başka isimlerin çıkarılamayacağına dair siyasi yol haritası oluşturulduğunu gözlemliyoruz.

Yalnız…

Yukarıda saymış olduğumuz bu gelişmeler Malatya’da kaba taslak şekilde iktidar partisi siyasilerinin bir gündem ve durum değerlendirmesi olarak kabul edilebilir. Hatta bizlerin niyet okuması demekte mümkün. Asıl belirleyici olan halkın fikrinin ne olduğu bu yol haritasına dahil edilmiş değil. İşte bizim için önemli olan burası ve biz buraya bakıyoruz. Çünkü son sözü her zaman halkımız söyleyecektir. İşte mevcut siyasilerin kendi ruh dünyası ve içinde bulundukları siyaset tahtında üç aşağı beş yukarı belirledikleri yol haritalarında hesaba katmadıkları bir çok ayrıntı var. Bu ayrıntıları deşelim isterseniz: iktidar partisi siyasilerinin ne kadar oy kayıp ettikleri, nerde hata yaptık sorularına uzak durmaları, öz eleştiri kimliğinden tamamen kopuk ve yine bu halk Erdoğan hatrına bizleri mecburen seçecek anlayışına sıkı sıkı sarılmalarından dolayı bazı gerçekleri atladıklarını görüyoruz. Diğer başka bir husus Ak Parti harici ortaya çıkan yeni siyasi aktörler var. Onlarda hesap edilmemiş yine. “iki” hatta “üç” etkili isim var ki tüm bu yol haritası ve siyasi beklentileri baştan sona değiştirecek potansiyeli de aynı şekil şimdilik göz ardı ediliyor. Bu üç isimden ikisinin muhalefet kanadında yer alması, birinin ise en azından şimdilik bağımsız hareket ettiği, çok fazla göze çarpmadan-medyada hiç kimseyle resim vermeden, derin bağlantıları ile sürekli diyalog kanallarını kullanarak adım adım ilerlediği açık.

Muhalefet kanalında bulunan isimlerden biri oldukça güçlü, yıpranmamış veya herhangi bir siyasi erezyona maruz kalmış değil. Vakti zamanı geldiğinde kim olduğunu öğreneceksiniz. Malatya siyasetinde yıllardan beri yıpranmış, denenmiş, vadelerini doldurmuş isimlere nazaran belirleyici rolü üstlenecek birinden söz ediyoruz. Ak partili yetkililer bu ismin gelecek vaad ettiğini görüyor ve şehrin siyasetini konsolide etmek, yeniden tüm başarı sayfalarının Ak partinin lehte yönünde açılması için, iki şık halinde Malatya siyaseti dizayn edilmek isteniyor. Birinci şık: muhalefet konumundaki bu güçlü ismi Ak parti tabelası altında seçime girmesini sağlamak çabaları açıktan olmasa da perde arkasında fısıldanıyor. Çok zor ve imkansız bir deneme olur. Çünkü ideolojisi ve kendi kemik tabınına sadık birinin böyle bir ibre kırmaya sıcak bakması imkansız. Şayet böyle bir kabulleniş tüm siyasi hayatını bitireceği de lütuf değildir. ikinci şık: millet ittifakının adayı veya adaylarının doğru değerlendirilmesi. Ortada henüz millet ittifakına ait bir aday olmadığı gerekçesi ve olurki vakti zamanı gelir belirlenirse ona göre adım atılacağının sonuçları şimdilik ikinci şık’ı boşlukta bırakıyor.

Diyeceksinizki bu yazı için erken, nerdeyse iki yıl var seçime… Türkiye gibi Malatya’mızda ağır bir ekonomik krizden geçiyor, bu kriz salgın ve savaştan önce başlamışken ve kötü kararlar nedeniyle problemler daha da derinleştiği şu günlerde, geri tarafta böyle bir problem yokmuş gibi davranan siyasiler; herkes kendi hesap kitabını yapmak saadetinde biraz erken davranınca bizlerde tüm bu gelişmeleri analiz etmeyi biraz öne çektik. Velhasıl erken değil geç kalmış bir yazı. Siyasiler için de büyük bir imtiyaz… Her şeyi bırakıp sadece sebzenin, meyvenin, etin, sütün, kayısının, çiftçinin hali ortadayken siyasilerin geleceğini tayin etmek hususunda bu kadar hassas davranmaları şehrimiz için büyük bir propaganda başarısı…

TİMUR İNCE

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu