“Ey saadet yolcusu! Allah sana muvaffakiyet versin. Önce ilim tahsil etmen gerekir. Çünkü ilim hakiki mürşiddir. Yapılacak her doğru hareket, ancak bilmekle olur.”
“O Allahdır ki yedi gök yaratmış, Arz’dan da onların mislini. Allah’ın emir ve hükmü bütün bunların arasında inip duruyor; bilesiniz ki Allah her şeye kadirdir ve ilmi her şeyi kuşatmıştır.” Talak/12
“İşte bu ayet, ilmin bilhassa Allah’ın birliğini öğreten TEVHİD İLMİNİN şerefine ve lüzumluluğuna dalalet eder.”
“Ben cinleri ve insanları sadece beni tanıyıp ibadet etmeleri için yarattım.” Zariyat/56
Bu ayet de bize, ibadetin şerefli bir şey olup mutlaka yapılması gerektiğini öğretir.
Ey saadet yolcusu! Dünya ve ahiretin yaratılışında gaye durumunda olan ilim ve ibadetin şanını yüce tut.
Bir müslümanın ilim ve ibadetten sayılmayan başka bir şeyle meşgul olmaması, başka şeylerle uğraşıp zahmet çekmemesi gerekir. Çünkü ilim ve ibadet dışında her şey batıldır, hayır getirmez; boştur, elde bir şey kalmaz.
İlim ve ibadet iki pırlanta olmakla beraber, bunlardan ilim daha şerefli ve daha faziletlidir. Şüphesiz, ilim başta gelir. Çünkü o asıl ve mürşid durumundadır. Bunun için peygamberimiz;
-İlim, ibadetin imamıdır; ibadet ve ameller ona tabidir, buyururlar.
İmam-ı Gazali/ Abidler Yolu
“İslamiyette, Allah’ın yarattıklarına faydalı olan her şey, her hareket ibadet; Zararlı olan her davranış da masiyyettir, suçtur. Bizde bu husus çok kere yanlış anlaşılır. İbadet deyince aklımıza namaz, oruç…gibi birkaç şey gelir. Bu, çok hatalı bir anlayıştır. Yokluk ve darlık içinde bulunan bir kimseyi o durumdan kurtarıvermek, yerine göre ibadetin en büyüğüdür. Komşusunun sıkıntı içinde bulunduğunu bildiği halde, onun bu ızdırabını giderme yolunda hiç bir meyil göstermemek ise, masiyyetlerin en büyüklerindendir. Misaller çoğaltılabilir. Buradaki ibadet kelimesinden, kişinin hayatını ve her türlü fiil ve hareketini Allah yoluna yaraşır şekilde geçirmesi anlaşılmalıdır. Okuyucularımızın, ibadet sözünü duyunca, bu hususları behemahal hatırlamaları yerinde olur.“
Yaman Arıkan
(Mütercim notu)
İmam-ı Gazali’nin yukarıda alıntılar yaptığım, seyri sülük için eşsiz rehber olan eserindeki ibadet kelimesinin ne manaya geldiği, nasıl anlaşılması gerektiği hemen sayfa altında mütercim notuyla açıklanmamış olsa, namaz, oruç ve zikir gibi birkaç ibadetle bütün zamanımızı geçirmek gibi anlaşılırdı ki tercümelerinde bu tür açıklama gereği duymayanlar ve hatta bu çok önemli husustan bihaber olanların tercümeleriyle nasıl bir yanlışa sebep oldukları, bu gün İslam dininin gericilikle yaftalanmasının ve müslümanların içinde bulunduğu yürek dayanmaz halin de müsebbibi oldukları anlaşılıyor.
Yazıma başlık olarak, Atatürk’ümüzün rehber sözlerinden olan “Hayatta en hakiki mürşid, ilimdir.” sözünün kaynağı olan cümleyi özellikle seçtim. Bu hem Ahmet Kayhan Hz. kaynaklı Atatürk’ün bu güzel rehber sözlerini sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa sav’in hadisleri ve büyük İslam alimlerinin eserlerinden aldığı bilgisini, hem de Atatürk’ün bazı kasti saptırmalarla gösterilmeye çalışıldığı gibi dinsiz, inançsız olmadığını, tam tersi Allah’ın ilk emrine uyarak okumuş ve hayata geçirmiş, kendi sözleriyle; tam bir şeriat müslümanı olamamış olsa da, müslüman yurdunu kafir düşman istilasından kurtuluşunun ve müslüman Türkiye Cumhuriyetinin mimarı, kahramanı bir cihad müslümanı, üstelik okuyup aldığı ve bizlere de aktardığı bu rehber sözlerle hakiki iman ehli olduğunun da ispatı.
Atatürk bu sözü Yunus’umuzun da deyişinde belirttiği kendini bilmek olan ilim manasında kullandığı halde, yine tarihimiz boyunca iş başında olan kasti saptırıcılar bu sözünü sanki dine alternatif, beşeri, fenni ilimleri kastediyor olarak gösterip, hem Atatürk’ü din karşıtı, hem de ilme ve akla dayalı güzel dinimizi, batıl, hurafe dini olarak zihinlere yerleştirmeyi başarmışlar. Bu gün öyle dinle, duayla olmaz ilimdir doğrusu diyenler bu gerçeği idrak etmekle uyanmış olacaklar inşallah.
Bu beşeri- fenni ilimleri tahsil etmeyi hafife almak da değil elbette. Açıklamada belirtildiği gibi, insanlığa faydalı her davranış, fiil ve hareket ibadet çünkü. Ve beşeri, fenni ilimle de olsa insanlığa zararlı her davranış, fiil de suç.
Atom bombası ve çağımızın ayıbı olan, genetiği bozulmuş, ağır yan etkili katkı maddeli sunni gıdalar, yine zararı faydasından çok ağır yan etkili kimyasal ilaçlar ve radyasyon gibi her türlü taarruzla hasta edip, sonra da yine fenni ilimleriyle buldukları cihazları, ilaçlarıyla hem sağlığımızı, hem paramızı gaspeden; hatta iki buçuk yıldır mücadele ettiğim halde ört bas edilen gereksiz yere yazılmış, tek dozda böbrek yetmezliği sebebi ve tanesi beş yüz lira olan kemik erimesi ilacı gibi ilaçlarıyla hem katliam, hem soygunla hasta- sakat bir millet olmamızı ve devletimizi de ekonomik çökertmeyle milletimizin, devletimizin bekasına, vatanımıza dahi kastedenlerin de beşeri, fenni ilimleriyle bunu yaptıklarını unutmamak gerekir.
Allah’ın yaratış gayesi olan ilmine vakıf olmayan ve hayatına geçirmeyen, emirlerine uymayanların fenni ilme vakıf olmalarının korkunç sonuçları bunlar ve benzeri insanlığın şu anki hali. Dünyadaki zulmün müsebbibi işte bu küffar ordusu.
Demek ki kişi hem ilim tahsil etmeli hem ibadetini yapmalı, yani insanlığa faydalı işlerle, Alah’a yaraşır bir kulluk içinde yaşamalıymış.
İdraki ve telafisi niyazıyla. Amin ya Rab’bi!
Adevviye Şeyda Karaslan
“İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır
Okumaktan murat ne
Kişi Hak’kı bilmektir
Çün okudun bilmezsin
Ha bir kuru emektir
Dört kitabın ma’nisi
Bellidir bir elifte
Sen elifi bilmezsin
Bu nice okumaktır
Yiğirmi dokuz hece
Okursun uçtan uca
Sen elif dersin hoca
Ma’nisi ne demektir
Yunus Emre der hoca
Gerekse bin var hacca
Hepisinden iyice
Bir gönüle girmektir”
Yunus Emre
Bizim Yunus’umuz
