Köşe Yazıları

Pardon; Özgürlükçü Anayasa Mı Dediniz?

TBMM Başkanı Sayın Numan KURTULMUŞ “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü”nün gölgesinde, Özgürlükçü, Sivil Yeni Anayasa” hazırlamak amacıyla mecliste grubu bulunan partileri ziyaret etmeye başladı. Meclis Başkanı bu ziyaretlerini yaparken keyfi uygulamalarla yapılan yasaklamalar ve yüzlerce basın mensubu hakkında açılmış davalar sürüyor… 

Malum, anayasalar iktidarların uygulamalarını denetlemek, sınırlandırmak, bağımsız yargı ile bireyin temel hak ve hürriyetlerini güvence altına almaktır. Bunun da yolunun, gelişmiş demokrasi uygulamalarında görüldüğü üzereyasama, yürütme ve yargının sağlıklı işlediği kuvvetler ayrılığından geçtiği bilinmektedir.

Mevcut Anayasada, “Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı” başlıklı 34. Madde: “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir…” şeklinde düzenlenmiştir.1

Madde; açık, anlaşılır ve başka türlü yorumlanmasına imkanolmayan temiz bir Türkçe ile yazılmış olmasına karşılık, iktidarın uygulamalarına bir örneklik olması bakımından, İstanbul’da başta sendikalar olmak üzere bazı STK’ların hafta içinde “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü”nüTaksim’de kutlamak istediklerinde, Saraçhane’deki yasakçı polis barikatı “Özgürlükçü, Sivil Yeni Anayasa” teması ile ne derece örtüşüyor sorusunu sormadan edemiyorum.

Bu konuda yine Mevcut Anayasa çerçevesinde; Anayasa Mahkemesi kararında aşağıdaki cümle de çok açık.  “1 Mayıs’ı Taksim Meydanı’nda kutlamak isteyen”lerin “zor kullanılmak suretiyle dağıtılması şeklindeki müdahalenin zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığı ve demokratik bir toplumda gerekli olduğu ilgili ve yeterli gerekçelerle ortaya konulmamıştır” ifadesi ile toplantı ve gösteri için Taksim’in yasaklanmasının bir “hak ihlali” olduğuna karar vermiş. 

Mahkemenin bu kararına rağmen “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü”nün Taksim’de kutlanmasına “YASSAK” getirilmiş ve bu da onbinlerce polisin sahaya sürülerek alınan tedbirle doludizgin uygulanmıştır. 

Yani mevcut anayasaya ve Anayasa Mahkemesinin kararına uyulmamıştır. Uyulmayan anayasayı yeni baştan yapma gayreti size tuhaf gelmiyor mu?

Diğer taraftan yine mevcut anayasada “Basın Hürriyeti”başlığı ile düzenlenen 28. Madde: “Basın hürdür, sansür edilemez.,. şeklinde düzenlenmiştir. Ancak bu ifadeye rağmen Türkiye Gazeteciler Sendikası verilerine göre; yazdıkları veya söyledikleri nedeniyle son 20 yılda (2002 yılından 2022) en az 848 gazeteci tutuklanmıştır.2

Yine bu çerçevede RTÜK tarafından, iktidara mesafeli duran veya iktidarın uygulamalarını eleştiren basın-yayın kuruluşlarına ceza yağdırılmaktadır. Bu kuruluşlara son bir yılda 54 kez ceza kesilmiş ve ceza miktar itibariyle de 17 milyon 335 bin lira olduğu gerçeği de ortadadır.

Bu bağlamda Dünya Basın Özgürlüğü Endeksinde 180 ülke arasında; 2005 yılında 98. sırada yer alan Türkiye, listedeki yerinde sürekli düşüş yaşamış ve basına yönelik yoğun baskılar nedeniyle 2010 yılında 138, 2015’te 149, 2020’de 154, 2024’de 158. sıraya gerilemiştir.3

Anayasaya rağmen, iktidarın bütün bu keyfi uygulamaları ortada iken ve halkın da hiç ama hiç gündeminde yokken, Özgürlükçü, Sivil Yeni Anayasa teması ile Sayın Cumhurbaşkanının talimatı ile çıkılan yolda ne murat ediliyor dersiniz? Aklımıza gelenleri sıralayalım isterseniz…

1- Halkın iliklerine kadar işlemiş olan ekonomik yoksunluğu ve yoksulluğu unutturmak,

2- Özellikle ekonomide yapısal düzenlemeleri erteleyerek, yaygın olarak yaşanan “Yoksulluk, Yasaklar ve Yolsuzluğu” halkın gündeminden uzak tutmak,

3- Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 4. Kez Cumhurbaşkanı olmasının önünü açmak,

4- BOP’un uygulama sürecinin sonucu ülkemiz için rahatsızlık kaynağı olan milyonlarca göçmen sorununu unutturmak,

5- Eğitimde, sağlıkta ve kültürde yaşanan sorunları Yeni Anayasa hazırlığı ile perdelemek,

Bu ve buna benzer halkın sıkıntıları ortada iken ve 12 kez değiştirilen 1982 Anayasasında var olan özgürlüklerin, yeni anayasa ile daraltılacağı, keyfiliğin, Orta-Doğululaşma sürecinin ve ucube Türk Tipi Başkanlık sisteminin temellendirileceği gerçeğinden başka bir şey değil gibi… 

Mevcut Anayasanın sağladığı kişi hak ve özgürlüklerine ilişkin var olan düzenlemelere rağmen keyfi yasaklamalar ortada iken, ister istemez yazımıza başlık olan “Pardon, Özgürlükçü Anayasa Mı Dediniz? sorusunu sormak geliyor içimden… 

Kaynakça:

1- T.C. Anayasası

2- https://tgs.org.tr/tgs-basin-ozgurlugu-raporu-2022-2023/

3- https://www.bbc.com/turkce/articles/c0v0r3rd2jgo

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu