Köşe Yazıları

YOLSUZLUK BİTMEDEN YOKSULLUK BİTMEZ

Bir işin iyi ya da kötü, kaliteli ya da kalitesiz, pahalı ya da ucuz olup olmadığını o iş için kullandığınız girdilerle birlikte aynı işi yapan bir başkasının yaptığı ile mukayese/karşılaştırma yaparak bir yargıda bulunursunuz… 

Veya elinizde o işi ölçeceğiniz standartlarınız vardır. Ürettiğiniz/aldığınız mal ya da hizmeti o standartlara göre değerlendirir ve iyi ya da kötü, kaliteli ya da kalitesiz, ucuz ya da pahalı diye değerlendirirsiniz…

Nereden icap etti şimdi bu ‘iş karşılaştırması” diyebilirsiniz… 

Yazıma yolsuzlukla ilgili başlığı atmama sebep; Çin’in 2540 kilometre uzunluğundaki yolu 2,5 milyar Dolara mal ederken, bizim Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) ile yürüttüğümüz aynı iş/işler için ödediğimiz miktarlar gözümün önüne geldi birden…

Türkiye, mevcut iktidarın allayıp pullayarak anlattığı, kamunun bütçesinden hiç harcama yapmadan (Oysa verilen garanti geçişlerinin altında kalan durumlarda hazineden şakır şakır ödeme yapılıyor) iş yaptırdığını defalarca Sayın Cumhurbaşkanımızın ağzından duyduk. 

Sayın Cumhurbaşkanı; “Ülkemiz geçtiğimiz 20 yılda ulaştırma ve haberleşme alanında bu modelle (KÖİ) 37,5 milyar dolarlık yatırıma kavuşmuştur. …Bunları milli bütçeden yapmadık. Kendileri tedarikçi aynı zamanda yatırımı yaptılar ve belli bir süre bunu işletiyorlar. Yapılan analizler 2024 yılında kamu-özel ortaklığı projelerinin hazineye olan yükünün neredeyse sıfırlanacağını, bir sonraki yıldan itibaren de katlanarak artan bir gelir kaynağı haline dönüşeceğini gösteriyor. Tabii bu hesap sadece garanti rakamlarıyla ilgilidir.” (1)  cümleleri ile konuyu açıklamıştı.

Bu açıklamalar bağlamında konuyu biraz açarak sadece Osmangazi Köprüsü özelinde irdeleyelim.

Osmangazi Köprüsü 1.7 milyar Dolara mal olmuş. Günlük 40 bin araç geçiş garantisi verilmiş. Ancak bu sayıya ulaşılamadığı için 7 yılda Hazineden ödenen miktar 1.2 milyar doları olmuş. Osmangazi Köprüsü 15 Temmuz 2035 de kamuya devredilecek. Ve düşünün 1,7 milyon Dolara mal edilen köprünün devlete zararı şu ana kadar 3 milyar 540 milyon Dolar olmuş. (2)

Önümüzde daha 11 yıl var ki bu rakam neye baliğ olacak Allah bilir… Yani 2035 yılına kadar “soy-işlet-devret” modunda hazinemiz soyulmaya devam edecek.

Burada kazanan kim? Elbette köprüyü yapan ve işleten İtalyan ortaklı firma. Peki, kaybeden yani zararlı çıkan kim? Tabi ki tüyü bitmemiş yetimin hakkının olduğu Hazinemiz…

Bu yöntemle yani, Türkiye’de Kamu Özel İşbirliği ile yapılan işlerden biri olan “Kara Yolları”nı maliyet yönüyle bir başka devletin yaptığı “Kara Yolları”nın maliyeti ile karşılaştıralım dedik.

Bakınız, Çin devletinin kendi kamu kaynakları ile yaptığı ve dünyanın en uzun kara yolu olarak açılışı yapılan 2540 kilometre uzunluğundaki Beijing-Urumçi Ekspres Yolu’nuntoplam maliyeti 2,5 milyar Dolar olmuş…  Peki, biz yukarıda açıkladığımız KÖİ ile yaptığımız kara yolunu/yollarını kaça mal etmişiz? 

Örnek 1: Kuzey Marmara Otoyolunun toplam uzunluğu 463 km. Peki kaça mal olmuş? Tamı tamına 8 milyar Dolara.

İkinci örneğimiz: İstanbul-İzmir Otoyolunun toplam uzunluğu (bağlantılar dahil) 426 kilometre. Maliyeti ne olmuş? Onun maliyeti de tam 11 milyar Dolar.

Türkiye’de bir karayolu için kullanılan girdilerin fiyatı ile Çin’de yapılan bir karayolunun girdi maliyetleri arasında bu kadar fark olur mu? Yani Çin 2540 kilometre uzunluğundaki yolu 2,5 milyar Dolara mal ederken, biz sadece 426 kilometre uzunluğundaki yola nasıl oluyor da 11 milyar Dolar ödüyoruz? 

Arada bu kadar uçurum, yani fark neden yüksek diye sormayacak mıyız?

Bu durumu bir yetkilinin çıkıp açıklaması gerekmez mi? 

Rakamlar ortada… 

Vatandaşın cebinden bir kuruş çıkmayacak diyerek yaptırılan otoyollar, köprüler, hava alanları ve hastaneler bugün bütçe için tam bir kara delik olmuştur.  

Bu durumu eski Başbakanlarımızdan Sayın Davutoğlu şöyle izah ediyor: “Hazinenin dibi yolsuzlukla ve israfla delinmiştir.” 

Yolsuzluklara ilişkin olarak şu cümleleri de kuruyor Sayın Davutoğlu… “Siyasetçi, devletle iş yapan firmalar arasında komisyonculuk yaparsa…! Yapılan işlerden komisyon almak serbest olursa… Hazineye asalaklar – haramiler dadanmıştır ve hazine talan edilmiştir… Müteahhitler bir siyasetçi ortak bulmadıkça devletten ihale alamamaktadırlar…”(3)

Bu ifadeler yenilir yutulur cinsten ifadeler değildir…

Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı yetkilileri bu durumu kamuoyuna açıklamak durumundadırlar…

Yoksa yukarıda Sayın Davutoğlu’nun ifade ettiği “Hazineye dadanan haramiler, asalaklar” hazinenin altındaki deliği her geçen gün büyütmektedirler. 

Yani hali hazırda yolsuzluk ve yoksulluk dip yapmıştır…

Ülkede yolsuzluk var olduğu sürece hazinenin dibindeki “kara delik”in bütçeyi yutması ve halkın yoksullaşması sürecek demektir… 

Onun için diyoruz ki, yolsuzluk bitmeden yoksulluk bitmez… 

Kaynakça:

1- https://www.indyturk.com/node/490521/haber/erdo%C4%9Fan-t%C3%BCrkiye-kamu-%C3%B6zel-i%C5%9F-birli%C4%9Fi-modelini-en-verimli-%C5%9Fekilde-kullanan-d%C3%BCnyada

2- https://www5.tbmm.gov.tr/develop/owa/komisyon_tutanaklari.goruntule?pTutanakId=3198

3- https://www.youtube.com/watch?v=wm2V3-uNXeA

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu