Köşe Yazıları

MEB AÇIKÖĞRETİM KARARINI GÖZDEN GEÇİRMELİDİR

Başta öğrenciler olmak üzere eğitimin paydaşları yönünden bir dolu sorunla başladı 2023-2024 ders yılı. Veliler açısından sorunların başında geçim sıkıntısı sebebiyle artan servis ücretlerinin nasıl karşılanacağı, üniversite öğrencileri açısından barınma (yurt, yüksek ev kiraları) ve yüksek harçlar meselesinin nasıl çözüleceği, okulöncesi eğitimde artan ücretlerin nasıl ödeneceği vb. geliyor. 

Bu konuları gerek yazılı gerekse görsel basın geniş olarak gündeme getirdi ve tartıştı. Bizim üzerinde duracağımız konu MEB’in açık öğretimle ilgili aldığı karardır. Bu kararı alırken MEB neyi hesap etmiştir? Açıkçası bu kararın arka planını herkes gibi ben de merak ediyorum. Bununla birlikte bir eğitimci olarak AB üyesi ülkelerin dışında Türkiye’nin de arasında bulunduğu 8 ülkenin kabul ettiği Avrupa Yeterlikler Çerçevesi (AYÇ) bağlamında ve öğrencilerin esnek öğrenme yönüyle tercih ettikleri açıköğretim yöntemi üzerinde bir değerlendirme yapmanın faydalı olacağını düşünüyorum.

AYÇ, 2008 yılında kabul edilmiş 8 seviyeden oluşan bir sistemdir. Sistem, Avrupa’da yükseköğretim dahil farklı ülkelerdeki eğitim sistemlerinin karşılaştırılmasını ve eğitimde öğrenci ve mezunlara verilen belgelerin denkliklerinin tanınmasını sağlar. Her seviyenin bilgi, beceri ve yetkinlik (belli bir sorumluluğu veya işi/görevi yerine getirebilme durumu)boyutlarında belirlenmiş kriterleri vardır ve kişinin yeterlik düzeyini gösterir. 

AYÇ ile uyumlu olarak Türkiye Yeterlikler Çerçevesi (TYÇ) de ilk, orta ve yükseköğretim dâhil, mesleki, genel ve akademik eğitim ve öğretim programları ve diğer öğrenme yollarıyla kazanılan tüm yeterlilik esasları belirlenerek yürürlüğe konmuştur.

Öğrenci ya da mezuna verilen belge her seviye için belirtilen kriterler bağlamında sorgulanarak hangi yetkinlik düzeyinde olduğu tespit edilir. Buna göre kişinin hangi düzeyde yetkinliğinin olduğu belirlenmiş olmaktadır. Gerek AYÇ gerekse TYÇ öğrencilere, kendilerini geliştirmeleri, farklı eğitim ve iş deneyimleri arasında geçiş yapmaları ve uluslararası düzeyde rekabet etmeleri konusunda yol gösteren bir sistemdir.

Dolayısıyla her iki Yeterlik Çerçevesi kişinin nerede eğitim aldığı veya nasıl eğitim aldığı üzerinde durmaz, aldığı belgenin hakkını verecek düzeydeki bilgi, beceri ve yetkinliğini önemser ve sorgular. Bu yetkinliği kazanıp kazanmadığını ortaya koyacak kişinin açıköğretimden mi yoksa örgün eğitimden mi kazandığı üzerinde durulmaz. 

Ülkemizde özellikle 12. Sınıf öğrencileri, üniversiteye girişte yarıştan kopmamak ve üniversiteyi kazanmak düşüncesiylegeleneksel sınıf tabanlı eğitim yerine, esnek bir öğrenme seçeneği sunan açık öğretimi tercih etmektedirler. Günümüzde, öğrenciler başta internet olmak üzere, çevrimiçi dersler, video konferanslar, posta ve diğer uzaktan eğitim kaynak ve materyallerine rahatça erişebilmektedirler. 

Açıköğretim Sisteminde öğrenciler kendi öğrenme biçim veihtiyaçlarına, yaşam tarzlarına uygun olarak eğitim almaktadırlar. Dolayısıyla bu öğrenciler kendi keyiflerine göre ve isteyerek bu esnek öğrenme yöntemini seçmektedirler. Bu durum öğrencilere daha fazla özgürlük ve öğrenme fırsatı sağlamaktadır.

Bugün bilgi teknolojilerinin bu kadar yaygın olarak kullanıldığı ve iş yerlerinin ev ortamına taşındığı dikkate alındığında belki de İlyiç’in “Okulsuz Eğitimi”ni tartışmak durumundayız. Önemli olan öğrencinin aldığı eğitimin kalitesidir. Öğrenmenin parmak izi kadar kişiye özgü olduğu gerçeğinden hareketle günümüz şartlarında kaliteli eğitimi öğrenci kendi imkan ve şartlarında açıköğretimle alabiliyorsa bunun değil engellenmesi, aksine alkışlanması gerekir. AYÇ bağlamında düşünüldüğünde öğrencinin ister geleneksel sınıf ortamında ister işyerinde, isterse açıköğretimde eğitim adına kazanımı 8 seviyeden birisine denk geliyorsa problem ortadan kalkmıştır. Yani konuyu yeterlik ve yetkinlik temelli düşünmek ve değerlendirmek gerekir. 

Bu konuda eğitim otoritelerine düşen, yeterlik temelli olarak sağlıklı ve objektif değerlendirmelerle bireyin yetkinliğini ölçmek ve belgelendirmektir. 

Bu sebeple MEB açıköğretimle ilgili aldığı kararı gözden geçirmeli ve öğrencinin açıköğretimi tercihine engel olmamalıdır.

Kaynak:

1) AYÇ 01fe5d4f3e95e4dc0da.pdf

2) https://www.atsomesem.org.tr/icerik/3/13/ayc-ve-meslek-tanimlari.html?hl=en

Dr. Kadir Çetin

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu