Celal Nuri İleri
Cumhuriyetin kuruluş dönemi ideoloğlarından. OsmanIının son, Cumhuriyet’in ilk döneminin önemli fikir adamlarındandır.Ancak pek tanınmaz. Bu yazımızda onun uygarlıklar çatışmasında Türkiye isimli eserinde alıntılar yapmak istiyorum
O, 110 yıl önce Osmanlı’da Müslüman Türkleri anlatırken aynen şöyle der “eğer İstanbul’da kılık kıyafeti yerinde Müslüman Türklerle karşılaşırsanız biliniz ki, o bir memurdur.Çünkü Türklerde ticarete girip başarılı olan ayakta durabilen yoktur.”
Şimdi şu esnafın haline bakıyorum da galba değişen bir şey yok; bugün en temiz semtlerde en lüks binalar, en pahalı marka arabalara memurlar sahipler. Halbuki memur sabit gelirlidir.Bu hayatı girişimci ve tücarın yaşaması lazım gelirken her yıl geldiğim Elazğda aynı dükanın el değiştirdiğini görüyorum.
Meşrutiyet devri yazılarına baktığımızda sanki Türk Tarih Kurumunun kuruluşunun tavsiye ediyor. Meşrutiyet döneminde sürekli şunu vurguluyor “Biz dünya tarihini bilmiyoruz, Bize öldürücü darbeler vuran Rusyanın nasıl geliştiğini bilmiyoruz, aykata kalabilmemiz için ülkemizin ve dünyanın bütün tarihi safhalşarını en ince ayrıntılarına kadar bilmemzi gereklidir. “
Celal Nuri İleri “Yanlızca gerileyiş nedenlerini açıklamak, karamsar bir tablo çizmekten başka bir şey değildir. Oysa karamsarlık ne derece kötüyse İyimserlik de o derece zararlıdır.Her ikisinden de sonuç alınamayacağını göstermek için bütün çıpılaklığıyla gerçeği ortaya çıkarmalıyız.
Osmanlı tarihini inceleyecek bir takım etkenler yüzünden devletimizin çöküntüye gittiğini görüyoruz.Üzüntümüzü artıran bir şey varsa ilerlemeye engel olan etkenleri araştırmada savsak davranmamız.
Devletimiz ve milletimizin içeriğini kusurlarını erdemini iyi incelemeliyiz. Kendimizi bilmek biraz daha çaba göstermeliyiz. Sokrat “kendini bil !” demiş.sanırım ki bir doktorun insana verebileceği bir öğüt, bir devlete bir ulusa da verilebilir.Kendini bil. Bu ilke ile toplumumuz iş görse kusurlarını bilmiş olur.Olanca gücümüzle kendimizi anlamaya çalışmalıyız.
“Ülkemizi, halkımızı,ulusal kaynaklarımızı, ulusumuzun yapısını asla bilmiyoruz Kendimizi anlamak için yabancıların yaptığı araştırmalara bakıyoruz. Devletimizin en detaylı tarihi Almanca olarak yazıldığı gibi ülkemizin en ayrıntılı haritası da Almanlar tarafından yapılmıştır.
Bu bilgisizlik bir tür tembelliği de doğurmuştur. Devlet bile tembeldir.Ne kadar nüfusumuz olduğunu bilmiyoruz
Milletimizin hastalığına çare olmak isteyenler, her şeyden önce insanımızda araştırma ruhunu uyandırmalıdırlar.
Evet yalakalığa aldanmak ciddiyetsizliktir.Yazık ki bu hastalık hepimize bulaşmış.Şimdiye dek, eleştirildiğimiz zamanlarda hep sıkıldık.Özellikle iyi niyetle kendi kendimizi eleştirme yöntemi henüz aramızda ilgi görmemiştir.Ya bu huylardan vazgeçeriz ya da yaşamdan vazgeçmek zorunda kalırız.” (CELAL NURİ MEDENİYETLER ÇATIŞMASI)
Bilal Sürgeç