ÖKÜZ ÖLDÜĞÜNDE ORTAKLIK NE OLUYORDU?

Seçimler malum olduğu üzere bitti. Yenilenler, kazananlar derken saha yeni yeni sakinleşmeye başladı. Seçimin galibi Ak Parti  adayları mazbatalarını alıp teşkilatıyla ilk rutin çalışmalara başladılar bile. Seçimde yenilgiyle çıkan YRP’den Bilal Yıldırım ve Bağımsız aday İbrahim Gezer ise şimdilik kenarda, sonraki aktiviteye uyarlı tetikte beklediklerini tahmin ediyoruz. 

Asıl beni ilgilendiren diğer bir yenilen CHP’den Veli Ağbaba’nın neden sahayı boş bırakmadığı… 

Önümüzde bir seçim varmış gibi eksiksiz çalışmalarını sürdüren Ağbaba’nın bir bildiği mi var yoksa bilmediklerinden kasıt olsun diye  başka gizli bir terorimi dolaşıyor ortalıkta. 

Türkiye’de siyaset kazanları sürekli fokurdar bilirsiniz. Son 50 yılın arşivini didiklediğimizde, pamuk ipliğine bağlı siyaset entiljansı darbeler, muhtıralar, post modern müdahaleler, ilginç vesayetler ve statükocu ağlarla baskı altına alınmak istenmiştir hep.

Ağbaba Malatya’dan gitmiyorsa muhakkak vardır bir bildiği. En son 2000 civarı genç kardeşimizin katıldığı iftar yemeğinde adeta seçime hazırlık yapıyormuş gibi sergilediği gövde gösterisi seçimden sonra Malatyada en çok konuşulan konular arasına girdi. 

Kendi şahsi düşüncem;

Ağbaba’nın sahadan çekilmemesinin tek bir nedeni olabilir. Ufukta erken bir seçim olasılığını görmüş olmalıki Malatya entegrelerini sıcak tutarak, seçime hazır bir forma sokmak istiyor. 

Olamaz mı? Bal gibi olur tabiki. 

Ağbaba nede olsa kurt siyasetçi. Kazın geleceği yerden tavuğu esirgeyecek değil. O halde bayram sonrası takvimi bazı yeni siyasi gelişmelere gebe olabilir. Siyaset ajandasında başka neler var, daha nelerle karşılaşacağız bilinmez ama 31 Mart seçim sürecinin son bulduğunu savunmak yanlış bir kanı olur.  

Çünkü kazanan adaylar her ne kadar mazbatalarını alıp makamlarına çekildilerse de bayram sonrasına odaklı yeni bir dönemin  getirecekleri aslında muammalarla dolu…

Örneğin Ak Parti cephesinde radikal bir değişim bekleniyor. Bu değişimin boyutu ve kökleri ne kadar derin olacağına dair kamuoyuna hiç bir ipuçu verilmedi. Bir kabine değişikliğine gidileceği muhakkak. Ve bazı isimlerin de tasfiye edileceği… Dolayısıyla CHP bundan sonraki süreçte Ak Partinin takınacağı tavıra göre hareket edeceğini biliyoruz.

O yüzden şunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bayram sonrası siyaset hareketli geçecek. 

Bir şeyler değişecektir, bazı şeyleri ise toplum kendi içinde yok sayacak yada tolere edeceği. Seçim çalışmaları esnasında boy gösteren adayların akıbeti ise işte bayram sonrasında gösterecekleri ilgili sıcak performansa bağlı. 

Artık toplumun gözü açıldı, sosyal medya bu uğurda büyük bir kaynak. Buna bağlı olarak hassas bir refleks elde etti toplumumuz. Bugüne kadar AK Parti’nin açık çekle kazandığı diğer seçimler gibi olmayacak bu seçimin sonuçları. Halk ciddi bir tavır koydu ve teferruatlı analiz yaparak sandığın başına gitti. 

Demem o ki; seçim deniler şey, artık direkt insanların yaşam biçimini, hayat tarzı ve geleceğini ilgilendirdiğinin farkında artık. Belirli periyodlarda yapılan ve sonunda “mutlaka Ak Parti kazanır” garantili o inanış son buldu böylelikle. “Ceketini koysa yine kazanır” algısı değişti artık. Genç seçmenin bunda katkısı oldukça fazla olduğunu kabul etmeliyiz. Gramer aslında kökten bir değişime maruz kaldı. Belli bir yaşı geçkin dinazor siyasetçiler her ne kadar bunu kabul etmeselerde teknoloji i, sosyal medya ile Z kuşağının yeni dönem üzerinden etkisi konuşulmadığından top ağlara gitti. 

Ve seçimler siyasi partilerin geçmiş dönemlerde ortaya koydukları temel politikalar çerçevesinde şekilleniyormuş meğer. Öyle biliyorduk. Değil efendiler. Son yerel seçimde dengeler tam bir –U– dönüşü yaparak bambaşka bir iklime savruldu. Bu iklimde sert düşüşler, dikey çıkışlara rastlayacağız bundan böyle. 

Malatya’da seçimden arta kalanlar şimdilik bunlar. 

Yerel basınımıza gelince nedense bu seçimde hiç bir üretkenlik performansını göstermedi. Bunca seçim sonuçları hakkında aydınlatıcı analizler yapmıyor olmasını anlamlandıramıyoruz. Hatta bazı yazar çizer arkadaşlar yaptıkları yorumlarda seçim ve sonrası hakkında öne sürdükleri tezler de seçimin toplumsal etkisi üzerinde tartışma başlatamıyor olmasını da konuşmalıyız bugünden sonra. 

Dolayısıyla geçen seçimlere göre oy hareketleri Malatya ilinde büyük farklılık gösterdi, partiler arası geçişkenlikler ile seçmenin bölgesel davranış biçimlerlerine ilişkin mantıklı izahlar yapamıyoruz ne yazık. 

Diğer en önemli bir ayrıntı ise “öküz öldü ortaklık bitti” meselesi. Değinmeden edemeyeceğim. 

Asıl beni yaralayan bölüm de tam olarak burası. 

Bir kaç aydan beri harıl harıl devam etmekte olan seçim çalışmaları münasebetiyle her şey bol kepçeden dağıtılıyordu. Yardımlar, gülücükler, sanal samimiyet, ev ziyaretleri, lüks yarışı, israfvari güç gösterileri her şeyde bonkörce nasiplendik bizde. 

İftar yemekleri mi dersiniz, davetler gırla, yardım kolileri, dağıtılan erzak paketleri, parti yöneticilerin eksiksiz tuttukları sıcak ilişkiler, hatta yer yer para dağıtıldığına dair aldığımız duyumlarla her şey seçim başlangıç tarihinden itibaren bir bıçakla kesilmiş gibi son bulması çok hazin bir öykü gerçekten. 

Demekki neymiş her şey biz vatandaş için değil, bizi gagalamak, oylarımızı kendi cephesine çevirme seremonileri imiş…

Şimdi ise seçim bitti ve gayet tabii kimsenin alacak bir şeyi kalmadı. Oy hatrına ortaya konulan bol tebessümlü katıksız samimiyet aniden buzdolabına kaldırıldı değil mi? O kadar berbat bir his ki bu; anlatmakta kelime bulamıyorum. En büyük derdi “tek bir oyunuz” olan yöntem yıllardan beri aynı kabiliyetle devam etmeyi başardı. Daha önce de yazmıştım. Seçimden sonra vatandaşın misafir edilmesi gereken yere başka kişiler, olaylar, beklentiler, toplantılar, ihaleler gelecek diye. Dilerseniz arşivimde ilgili yazımı bulup okuyabilirsiniz. 

ve o toplantılarda sadece vatandaş harici şeyler konuşulacak olması duraganlığında yepyeni bir sayfa açılacağını da biliyoruz.  Masada onlarca adam olacak ama bir tanesinin derdi dahi oy için kıymet verilen ama oyunu aldıktan sonra unutulan vatandaşı olmayacağından adım gibi eminiz

Yazık değil mi bizim şu iyi niyetli tertemiz insanlarımıza. 

Hal böyleyken, bu karamsar tablonun dişlileri arasında minik bir çıkış bulmaya çalışırken; son bir umut yıldızı Malatyada hızla parlayan MAGİNDER sayfasını karıştırdım biraz.  Meğer seçim bitmiş ama onlar halen sahada. Yani siyasiler gibi öküz öldü ortaklık bitti dememişler. Çünkü onların oyunuza ihtiyacı yoktu. Seçimden önce de sonra da aynı aynı yerdeler. Bildikleri, inandıkları yol üzerinde ilerlemeye devam diyerek. Şayet ben kendi penceremden bu grubu taktir ediyorum. 

Tek dertleri Malatya’yı bir an önce ayağa kaldırmak olan Maginder Malatya geleceğinde söz sahibi olmayı hedefliyor. 

Maginder’den her zaman umutlu oldum. Ara ara yazılarımda konu edinmem de bundan. Çünkü siyasiler gibi Maginder seçim son bulur bulmaz vatandaşı kendi kaderine terk edip lüks malikanelerine çekilmedi. Sosyal proje kapsamında etkinlikleri son sürat devam ediyor. Daha da devam edeceğe benziyor. Deprem yardımları yapılıyor, iftar organizasyonları, ramazan etkinlikleri, ihtiyaç sahini ailelere el atıyorlar vs. Malatya Girişimci İş İnsanları Derneği (MAGİNDER) Başkanı Salih Karademir, “Malatya’da çalışıyoruz, burada kalacağız. Malatya’da olan tüm vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamaya devam edeceğiz. Yatırımlarımıza devam edeceğiz.” diyor ısrarla…

Umut veren sözler bunlar.

Evet seçim şovları bitti, pahalı arabalar garajlara girdi, şık kıyafetlerle vatandaşın kapısını çalan kalabalık güruhlar yer altına çekildi, yardımlar kesildi, ilgi alaka selamlaşmalar son kullanma tarihi son buldu. Önemli olan bugün vatandaşın kapısını çalmak, onlarla birlikte olmak. Şimdi birlikte ağlamak birlikte gülmek. 

Ah şu siyaset yok mu siyaset. Hokos-pokus diyen ilüziyonistlerin şapkadan tavşan çıkarmaları yanında çömez kalır doğrusu. 

Neyse. Tekrar Veli Ağababa’yla ilgili son bir not düşmek gerekirse, ağababayı iyi izleyin. Zulasında muhakkak bir şey vardır. Yoksa da siyaset sahnesinde bir şeyler dönüyor. Sonra demedi demeyin.