GenelGündemKöşe YazılarıMalatyaManşetMedyaSağlık

Halkın ekmeğine haksızlık bu !

Sosyal bir deney yapılsa ve en ucuz ne olmalı diye bir soru sorulsa kuşkusuz cevabı ekmek olacaktır. Tarihçesi binlerce yıla dayanan buğday, darı, arpa vb tahıllardan üretilen ekmek dünyanın her köşesinde insanlığı kadim varlığıyla beslemektedir. Bütün inançlarda ekmek kutsal kabul edilir. Bilim tarihi ekmek üzerine ciddi tezler hazırlamıştır. 

Victor Hogu dünyada insan eliyle yazılmış en önemli eseri kabul edilen –Sefiller– kitabında “14 yaşımdayken karnımı doyurmak için bir parça ekmek çaldığımda beni zindana attılar ve orada tam 6 ay bedava ekmek verdiler. Hayatın adaleti budur.” diyerek ekmeğin ne denli değerli olduğunu tanımlar. 

1940 Almanyası’nda ise bir nazi askeri kaçmakta olan çocuğa ateş eder ve çocuk düşüp hayatını kaybeder. Üzerine gittiğinde elinden bir kaç ekmeğin olduğunu görür. Kucağına sıkıca basılı tutmuştur. Evine ailesine ekmek götüren 8/10 yaşlarında bir yahudi çocuk olduğunu anlıyor,  ekmeklerini yakalatmamak için kaçtığını düşünür. O anki pişmanlık duygularıyla olsa gerek nazi askeri aynı tüfeğin namlusunu çenesi altına tutarak tetiği çeker ve oracıkta yaşamına son verir. 

Ekmek bir tılsım

Ekmek bir kavga, mücadeledir 

Ekmek insanlığın var olma nedenidir. 

Ekmek, herkesin hikayesindeki kahramandır

Ekmek umuttur

Çocuktur, hayattır, yaşam tınısıdır

Ekmek üzerine yemin edebilecek kadar çok kutsaldır…

Ekmek ile ile ilgili uzunca girizgahtan sonra asıl konumuza gelmek istiyorum. Malum Türkiye’de bir fiyat istikrarsızlığı almış başını gidiyor. Her kalemde herkes kafasına göre fiyatları arttırmakta, türlü bahanelerle zincirleme bir reaksiyon şeklinde hemen hemen her şeyin fiyatı son 2 yılda % 200-300-400-500 hatta 700’lere varacak oranda değişti. Zam kombinasyonu petrol fiyatlarındaki artışa endeks olarak artığı muhakkak ama bazı kimseler bu zam furyasını fırsata çevirip 50 zam yapacaklarına 300 koyduklarını alenen gördük/görüyoruz. 

Velhasıl insanların alım gücü bir anda düştü, sınırlarda idare ediyorlar diyebiliriz. Makus bir kaderin tecellisi olarak siyasette meşhur olmuş “kemer sıkma” politikasına entegreli bir yaşantıyı seçmekten başka şansları kalmadı geriye. 

Öyleki ekmek fiyatları dahi sorun olmaya başladı, Türk örf aile yapısı göz önünde bulundurulduğunda aileler kalabalık ve ekmek tüketen bir toplum olduğumuza göre; mutfaklara ekmeğin girmesi artık ağır bir külfete dönüştü. Yılbaşından itibaren geçerli olmuş zamlarla birlikte ekmek fiyatlarının 5 TL’ye fırlaması ideal bir ailede bütçeye zorlar hale getirmesi tahammülsüzlüğünü ortaya çıkardı. 

Kahramanmaraş Elbistan’da halk ekmek fiyatlarının hala 1 TL olduğunu biliyor musunuz? 

Mersin’de 2.5 TL. 

Kayseri’nin Develi ilçesine bağlı Sindelhöyük Mahallesinde bütün fırın ve bakkallarda ekmek 2.5 TL

Tunceli’de 3 TL 

Türkiye’nin bir çok ilinde halk ekmeği fiyatları adı üstünde halkın bütçesini uygun fiyatlarla satılmaktadır. 

Peki, Türkiye’de en pahalı halk ekmeği hangi ilimizde satılıyor diye bir sualde bulunsanız: el cevabı mı? Tabiki Malatya. 

Malatya Fırıncılar ve Unlu Maddeler İmalatçıları Esnaf Odası’nın, artan girdi maliyetlerini gerekçe göstererek aldığı zam kararıyla Malatya’da 200 gram pide ve somun ekmek fiyatı 5 TL oldu. Zam, 2 Ocak Pazartesi gününden itibaren uygulanmaya başlandı.  

Halk ekmeği fiyatı ise şu an’da 4 TL’ye satılmaktadır. Malatya Büyükşehir belediyesi başkanı Selahattin Gürkan bu usülden atacağı bir adım hem Malatya halkı adına hem de gelecek siyasi hayatı açısından bir başarı anlamı taşıyacak iyimser bir beklenti oluşmuş görünüyor halkımızca.

Sayın başkanım; bildiğimiz üzere sizde orta sınıf bir Anadolu çocuğu olarak sofraya ekmeğin zor bela gelmesinin ne demek olduğunu herkesten çok iyi bilenlerdesiniz. Bir ekmeğin fiyatının 5 TL olması demek 5 kişilik orta halli bir aile için geçinme imkanlarının kısıtlanması ve ciddi bir ekstra külfetin aile sırtına binmesi demektir.

Başkanım: 

Belki bu sizin Expo başarısı gibi çok konuşulacak ikinci bir sıçrama hamlesi şeklinde; ekmek fiyatlarını Türkiye’de belki sizin önderliğinizde başlayacak ve tüm ülkeye yayılacak ekmeğin fiyatının aşağılara çekilmesi ve fakir fukaranın ucuz ekmeğe ulaşma kampanyası için düğmeye basma zamanı. Kampanyanın adı şu olsun. “Malatya’da seçime kadar ekmek 3 TL…” Seçime kadar dediğimiz bir kaç ay süre. 2028 expo’ya daha 5 sene var ama seçime tahmini 5 ay var. Milletin gönlünde taht kurmak üzere ayağa gelmiş bir fırsat olarak görebilmek mümkün. Pütürge’de yaşayan ve buradan Malatya’yı-yaşamı-hayatı-gri standartları gözlemleyen biri olarak şu an size hem yakışacak hemde öncelikli bir beklenti olarak ekmek fiyatlarına müdahele olmalıdır. 

Hem siz hem malatya halkı kazanmış olur. Siz insanların hayır dualarını almak yanında tüm seçmenden oy alırsınız mahali seçimlerde. Belki bu süre zarfında ekmekten dolayı kâr etmezsiniz ama inanın zarar da etmezsiniz. Haliyle oluşacak cari açık finansmanını belediyenin diğer giderlerinden kısarsınız bir şeyler dengelenmiş olur. Vallahi başkanım, şu kritik dönemde bu adımın atılması çok önemli, eğer isterseniz yapabilirsiniz…

MEGSAŞ halk ekmeğiyle mi oynuyor!

Malatya halk ekmek üreticisi MEGSAŞ hakkında bir çok şikayet alıyoruz. Hijyenik koşullar adı altında ekmek üretiminin yapılmadığından tutun, SSK’sız işçi çalıştırıldığına kadar. Hatta farelerin ekmek makineleri aralarından dolaştığını iddia eden ve bizzat fabrikada çalışanlar tarafından bu ihbarları aldık. 

MEGSAŞ’a buradan sesleniyoruz; lütfen hijyenik kaliteye önem göstermelisiniz. Milletin ekmeğiyle sağlığıyla oynamayınız. Diğer yandan Malatya’da halk ekmeği fiyatlarının yüksek tutulması hadi bir yana halk ekmek büfelerinin sayılarını arttırmak çok mu zor? Varoş semtlerde halk ekmek büfeleri yok, varsa da yetersiz sayıda. Merkezde bulunan büfe önlerine insanları sıraya dizerek uzun kuyruklar oluşturmak nasıl bir fantezi acaba? 

Ayrıca çok sayıda satış yapan ekmek büfelerine de ekmek bırakılmıyor. Bırakılan ekmekler derhal bitiyor ve tekrar getirilinceye kadar uzun bir süre geçiyor aradan. Ekmek alacak insanlarımızın soğuklarda dakikalarca beklediği halde ekmek alamadıkları aşikar bir durum. Ekmek büfe sayıları çoğaltılsa, ekmek sıklıkla bu büfelere bırakılsa, farklı yerlerde herkesin ulaşabileceği noktalarda büfeler kurulsa fena mı olur yani ?

Diğer bir iddia şudurki MEGSAŞ genel müdürü Münür Özpolat MEGSAŞ’ı şahsına ait küçük bir krallık haline getirdiği, kafasına göre orayı yönettiği ve yıllardır genel müdürlük koltuğunda kalmasının nedeni de Malatya Ak parti il başkanı İhsan Koca ile yakınlığından kaynaklandığı en çok üzerinde durulan konular arasında. Deniliyorki MEGSAŞ genel müdürü’nün arkasında İhsan Başkan olduğu için uyarılara kulak asmıyor, pek fazla ilgilenmiyor veya otokratik bir güç olarak oranın iplerini eline almış, kullanıyor orayı.

İhsan başkanım, anladığımız kadarıyla sizin makamınızı geçip Özpolat’a kimse dokunmuyor. Eyvallah. Bari size rica edelim, sizde Münür başkana bir ara yukarıda saydığımız malum sorunları iletseniz, hani böyle nezaketten, işte bakın şikayetler var biraz daha özen gösterseniz şeklinde diyorum… Kime sorsak Münür Özpolat İhsan koca’nın adamı, kankası vs diyorlar. Herhalde sizi kıracak değil. İnsanlarımız temiz ekmek yesin, kuyruklarda beklemeden isteyen halk ekmeğine ulaşabilsin. Ekmek üretim sayısını en azından arttırsın. Gerçi sizin de umurunuzda olmaz millet ekmek yemiş yememiş ama yine de biz buradan söyleyelim dedik. 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu