Köşe Yazıları

EĞİTİMDE ARA TATİL UYGULAMASI VE KARINCA KITO !

​Eğitimde, bir haftalık ilk ara tatil sonucu 20 Kasım pazartesi günü öğrenciler okula döndüler. Öğrenciler bu tatil sürecinde ne kadar dinlendiler, kendilerine geldiler bilemiyoruz. Malumunuz eğitim-öğretim yılı içinde birer haftalık iki ara tatil uygulaması 2019-2020 eğitim-öğretim yılından itibaren uygulamaya başlanmıştır.

​Bu uygulamanın, Nevşehir’de görev yapan Sosyal Bilgiler Branşından toplam 29 öğretmenle yapılan nitel bir araştırma (Yüksek Lisans Tezi) dışında, başta öğrenciler olmak üzere okul paydaşları açısından olumlu ve olumsuz yönlerinin tespitine ilişkin elimizde araştırmaya dayalı bir veribulunmamaktadır. 

​Yönetimin temel fonksiyonları olarak Planla, Uygula, Kontrol Et, Önlem Al (PUKÖ) döngüsü meşhurdur. Bu döngüde de belirtildiği üzere yönetimin temel fonksiyonlarından olan kontrol et/önlem al, yani denetle ve değerlendir fonksiyonu hiç ama hiç ihmal edilmemelidir. Zira ölçmediğiniz veya ölçemediğiniz bir şeyi geliştiremezsiniz ve yönetemezsiniz…

​Milli Eğitim Bakanlığı yeni sayılacak bu ara tatil uygulamasının sonuçlarını okul tür ve kademeleri bağlamındaöğrenci başarılarını ve eğitimin paydaşları açısından memnuniyet durumunu ölçüp değerlendirdi mi? 

​Bu can alıcı soruyu sorduktan sonra Siz Değerli Okurlarımla Karınca KITO’nun hikayesini paylaşmak istiyorum… 

 ​Mahkumun birisi hücresinde cezasını çekerken bir gün bir karınca görür hücresinin duvarında… Canlı namına hiçbir şeyin olmadığı hücresinde umutsuzca zamanını geçirirken,karınca, mahkumun hayatına yeni bir anlam katar adeta. Ve çok sevinir kendi kendine… Canlı bir varlık görmenin heyecanı ile karıncayla vakit geçirmenin kendisi için heyecan verici olduğunu yaşayarak ortaya koyar. Başlar karınca ile konuşmaya ve iletişimi geliştirmeye… 

​Mahkum yediğinden yedirir, içtiğinden içirir karıncaya… Zamanla karınca mahkuma alışır, mahkum da karıncaya…Karıncaya bir de isim koyar… KITO… Ve bir gün mahkum,karınca KITO’nun kendini anladığını fark eder… 

​KITO zamanla gel, git, amuda kalk, takla at, düz takla, ters takla vb. komutlara aynen karşılık verince mahkumhücresinde kendi kendine gelecekle ilgili hayaller kurmaya da başlar. Hapisten çıktıktan sonra karınca KITO ile yapacağı halka açık gösterilerden paralar kazanacağının düşünür. 

​ O kadar ileri gider ki mahkum hayalinde, gösterilerle bu işten büyük kazanç sağlayacağını, kazancını değerlendirip bölgenin, hatta ülkenin en zengini olabileceğinin hayalini kurar kendi kendine…

​Ve gün gelir, mahkum cezasını tamamlar ve tahliye olur. Tabi arkadaşı karınca KITO’yu da alarak çıkar hapishaneden. İçi kıpır kıpırdır… Gider şehir merkezine ve oturur bir kahvehanenin boş bir masasına tek başına. 

​Garsona iki çay söyler. Garson iki çayı getirir ve masaya bırakır. Bu esnada mahkum da cebinde taşıdığı kibrit kutusundan karınca KITO’yu çıkarır ve masaya koyar. Ardından çayını yudumlarken KITO’ya talimatlar vererek masada onun hareketlerini keyifle izlemektedir… 

​Ve ilk gösterisini garsona göstermek niyeti ile garsonu masasına çağırır. Garsona karınca KITO’nun yapacağı hareketleri göstermek niyetindedir. Ve ardından bütün kahvede bulunanlara, vereceği komutlara göre KITO’nun maharetlerinigösterecektir. Ama önce garson görsün istediği için masasına gelen garsona eliyle karınca KITO’yu gösterir. Garson bir anda masada karıncayı görünce biraz da mahcubiyet hissederek omuzunda taşıdığı temizlik bezini kaptığı gibi karıncayı öldürür ve mahkumun şok bakışları arasında çöpe atar.

​Mahkum büyük bir şok yaşamaktadır. Hayatı kararmıştır adeta. Yapılanları bir türlü anlayamamıştır. Ne söyleyeceğini ne yapacağını bilememiştir. Güya garsona, KITO’nunmaharetlerini izlettirecek ve ardından kahvedekilere açılacaktı. Ama hiç beklemediği bir sonuçla karşılaşır ve karıncaKITO’nun öldürülmesiyle yıllarca hücresinde kurduğu hayalleri suya düşer…

Okuldaki her bir öğrenci anne-babanın hep biriciğidir.Hikayede geçen mahkumun karıncası KITO misali… Hayata çocukları ile daha sıkı bağlanır Anne-Babalar. Ama okul veya eğitim ortamı Anne-Baba için çok değerli ve biricik olan o çocuğu kahvehanedeki garson gibi ne olduğunu anlamadan siler süpürürse, ona gereken değeri vermez, beklentilerine cevap olarak doğru karşılık veremez ise hem anne-babalar hem de çocuklar için kararan hayatları siz düşünün… 

Tabi ki sonuçta milletimizin geleceği olan gençlerin yaşadığı hayal kırıklığının istikbalimize mal olacak bir eylem olduğunu da akıldan uzak tutmamak gerekir.

Kalın sağlıcakla…​​​​​​

​​​​​​​​​Dr.KadirÇETİN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu