Köşe Yazıları

DEPREM GERÇEĞİ VE EĞİTİM

6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremin yıl dönümünde acımız çok derinlerde tazelendi ve adeta deprem gününüyeniden yaşadık millet olarak… Yıl dönümü olması hasebiyle televizyonlar özel programlar yaptı deprem bölgesinden… 

Konunun uzmanları konuşturuldu ve hep “Yüzyılın Felaketi”diyerek başladılar konuşmalarına… Kimse böylesi depremler Japonya’da veya bir başka gelişmiş ülkede felaket olmuyor da niçin Türkiye’de “Yüzyılın Felaketi” oluyor temel sorusunun arka planını pek sorgulamadı ve sorgulamıyor… 

Depremin büyüklüğüne vurgu yapılıyor, ancak insanımızın evlerinin kendilerine mezar olmasına sebep olan asıl konu ıskalanıyor. Yani, binalarda eksik ve kalitesiz malzeme kullanan aç gözlü müteahhidin,  mimarın, mühendisin, siyasi veya ekonomik rant uğruna o binaya yapım ve oturma ruhsatı veren belediyelerin, son 20 yıl içinde 8 kez imar affı diye ucube yasaları çıkaranların sorumluluğu konusu hep havada kalıyor… 

Görevini dürüstçe yapmayan bu ahlak yoksunu, vicdansızinsanlar uzaydan gelmedi beyler… Bu insanlar bizim eğitimsistemimizden geçti ve buralara geldi…

Eğitimde neyi eksik ya da neyi fazla yaptık da bunlar 50 binin üzerinde masum insanımızın katili oldular? 

Literatüründe bireyin temel haklarından olan “eğitimin”farklı tanımları yapılmaktadır. Ancak genel kabul göreni; “Fert ve toplum ihtiyaçları esas alınarak, kişinin bireysel anlamda kendisine, ailesine, içinde bulunduğu toplumuna, insanlığa ve Yaratıcıya karşı sorumluluklarını yerine getirebilmesi için zihni, vicdani, devinsel, duygusal, ahlaki ve sosyal gelişimini gerçekleştirmek üzere yapılan şuurlu/bilinçli faaliyetlerin tamamıdır.” şeklindeki tanımıdır.

Eğitim için yapılan bu tanım oldukça kapsayıcı ve eksiklik yok gibi gözüküyor… Eğitimin bu tanımındaki insanı inşaaetmek, bir bakıma eğitimde kaliteyi yakalamak demektir.Ama gel gör ki bireyin zihni terbiyesinin ayrılmaz parçası olan ve karakterini inşaa eden “Vicdani ve Ahlaki Terbiyesinin” bütüncül karakterinin ihmal edilmesi, bir doğal olay olan depremi karşımıza “Yüzyılın Felaketi” olarak çıkarıyor…

Eğitimde yukarıda yapılan tanımın en önemli ögelerinden,insanımızın karakterini inşaa eden “Vicdani ve Ahlaki”  vurgunun ıskalanmış olduğu, yani eksik yapıldığı gerçeğigün gibi ortadadır. Peki, fazladan yapılan nedir? Eğitimdefazladan yapılan ise; tahrik edilen egolar, tüketerek ruh dünyasını tatmin çılgınlığında yarışan ve ardından “Haram-helal ver Allah’ım, Sen’in kulun yer Allah’ım” modundahayata merhaba diyen hazcı nesiller… 

Dolayısıyla eğitimde kaliteyi, karakter inşaa etmeyi ıskalayansistem karşımıza;

➢ Hırsız müteahhidi, 

➢ Rant uğruna denetimi doğru yapmayan belediye yetkililerini,

➢ Yandaşa ihale veren ve rant peşinde koşan belediye başkanlarını, 

➢ Oy uğruna doğru dürüst yasa çıkarmayan siyasetçiyi 

çıkarıyor… 

İşte kısa zamanda zengin olmak, köşeyi dönmek veya haram,helal gözetmeksizin her ne pahasına olursa olsun haksız, hukuksuz kazancın peşine düşen ahlak yoksunu, karaktersiz, benmerkezci, hedonist nesiller yetiştiren eğitim sisteminin çıktısı bu yaratıklar, insanımıza “Yüzyılın Felaketini” yaşatmışlardır…

İnsanımızın zihni gelişiminin yanında ahlaki ve vicdani gelişimini de dikkate alarak gerekli önlemleri/tedbirleri almaz, bu sürgite devam edersek, Allah korusun daha çok “Yüzyılın Felaketi” ile karşı karşıya geliriz…

Allah Kur’an’da insanoğlunu Aklını kullanması konusundauyarıyor…

“ Bir de Allah, akıllarını iyi kullanmayanlara azab verir.” 1Yunus 10/100

“Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir; kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar.”2 Şura 42/30

Unutma! Her kötülüğün, musibetin temelinde cehalet vardır…

Cehaletle savaş da ancak eğitimle kazanılır…

Sürprizlerle ve felaketlerle karşılaşmamak için Eğitim, Eğitim ve Eğitim şart diyoruz…

Kaynak:

1- Yunus 10/100

2- Şura 42/30

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu