Akşam PostasıAktüelAnalizDünyaGenelGündemKöşe YazılarıMedyaÖne ÇıkanlarSiyaset

DEMİŞTİM Kİ…

Kendini ve sevdiklerini ihmâl ederek belki, ama hizmet gereklerini ihmâl etmeyerek devletine, 40 yılını ve emeğini vermiş eğitim yöneticisi bir vatandaş olarak demiştim ki…

Torba yasaya memurların maaş zam artışları, vergi zam artışları (ne alakaysa) konduğu ve emeklilerin zam artışları konmadığı zaman, yine de ilk adı adalet olan bir partinin Genel Başkanı, hükümetin ve icranın başı Cumhurbaşkanı’mız Sayın Erdoğan’a güvenip, Cuma gününü bekleyip sonrasında görüşlerimi açıklayacağım demiştim.

Çünkü, prensip olarak, her yanı ile ortaya çıkmayan, netleşip kesinleşmeyen konularda bir yargıda bulunmaktan kaçınırım.

Sonuçlar açıklandı, bizde konuşuyor ve görüşlerimizi açıklıyoruz.

Adı üzerinde, ömrünü ve emeğini bu ülkenin ekonomisi, büyümesi, zenginleşmesi, barışı ve huzuru için 30-40 yıl devlete harcayan emekliler bir kez daha adâletsizliğin kurbanı edildiler.

Ekonomi zor durumda, devletin imkânları az ve yetersiz mi? Eyvallah.

Herkesi ve her kesimi, külfete de nimete de ortak ederseniz bu adâlettir ve kimsenin sesi çıkmaz, çıkaranlar da art niyetli ve aç gözlü sınıfına girerler.

Vatandaş olarak, Sayın Cumhurbaşkanı’mıza dört sorum var:

  1. Türkiye’de, devlet erkanı, bürokratlar, vekiller ve kamu çalışanları mevcut hayat pahalılığı ve enflasyon ortamında ve şartlarında yaşıyorlar da, emekliler uzayda mı yaşıyorlar?
    2.Devlet ekonomik bir zorluğun içerisinde ise, bir kesime % 80 lere varan maaş zammı, itibar adına ayyuka çıkan ve lâle devrini aratmayan kamu harcamalarını, vekillere zorlanmadan ve meclis tam sayısıyla yapılan maaş artışlarını, bir kişinin birden fazla yerden maaş almasını hangi vicdanla ve hangi adâlet ölçüsüyle açıklarsınız?
  2. Yok devlet bir bütçe rahatlığı içerisinde ise, ömrünü ve emeğini devletine harcayan emeklilere reva görülen bu artışları nasıl açıklarsınız?
  3. Nas’larını referans aldığımız Kur’an’ın yaşlılara (emekliler de toplumun yaşlılarıdır) bakışı ve ilgili hükümleri nelerdir?

Haklıysak eğer, Sayın Cumhurbaşkanı’mıza ve diğer yetkili zevata bu soruları herkes sayfasında ve her platformda sorsun.

Yok, haksız isek herkes ölünceye kadar sussun.

Doğruları konuşmayanlar, yanlışların bedelini ödemeyi hak edenlerdir.

Kadirşinaslıkla esen kalın efendim.

Abdulkadir TÜRK

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu