Zeynep Anne!
Fatih Mehmet Turhan’ın annesi. Bir Anadolu hanımefendisi. Bir bilge. Güngörmüş. Kültürü damıtarak öyle bir yaşam şekli kurmuş ki bu yaşam şeklini konuşmasında davranışlarına sinmiş. Hal ve davranışını hayran kalarak izlememek mümkün değil. İrfan sahibi, zarif, nazik, kibar, inancını harfiyle yaşayan, başta tüm insanlık için, ülkesi için ve felakete uğramış şehri Malatya için dua eden, herkesin iyiliğini isteyen depremle meydana çıkan sıkıntılara göğüs germiş Malatyalı şehir hanımefendilerinin taşıdığı bütün hal ve hareketlere eksiksiz sahip bir saygıdeğer anne.
Deprem Bölgesi’ni gezdiğimde depremle ilgili anıları dinlemek bunu bazı makale ve kitaplarda depremi anlatan tarihçilerin anlatımlarıyla karşılaştırmak istedim. Zeynep anne depreme yakalanıyor, torunu sanki içine doğmuş, arabanın yakıtını fullamış. Battaniyeyi bağaja koymuş, bizi arabanın içerisine soktu, gün aydınlandı. Deprem olmadan önce kızım ve damadın bizdeydi depremin oluşundan birkaç dakika önce evdeki muhabbet kuşu çılgınca ötmeye başladı, ardından depreme yakalandık 1 depremden sonra Nasıl olsa oluşacak depremler artçı depremlerdir daha hafif geçer diye düşünen komşum evime girdi Burada Elbistan depremine yakalandı. Maalesef 4 gün boyunca enkaz altında İmdat çığlıkları attı, yardıma gelen yoktu, kurtaracak alet yoktu. Ailece kardeşimin çiftliğinde çiftliğe bakan görevlinin evine sığındık ev sadece bir odalıydı. Burada 35 kişi kaldık. Malatya-Kayseri arası ulaşım yoktu. Tek ulaşım Elazığ’dan yapılıyordu. İçilecek su yoktu. Köydeki çeşmeler depremden dolayı çamur akıyordu, Ekmek, su ve un kalmadı. Mehmet Fatih durumumuzu Elazığ’da arkadaşı Taylan Özdal Bey’e duyurdu. Allah kendilerinden razı olsun tuttuğunu altın etsin birini bin etsin, bu civan mert insan bize bir kamyon dolusu su ve yiyecek gönderdi.
Deprem anını yaşamış insanımızın anılarının mutlaka yazıya geçirilmesi gerekiyor Bu dayanışma için şarttır…
Bilal Sürgeç