AnalizKöşe Yazıları

Seçime 5 Kala Depremi 6 Geçe Malatya

Malatya ülkemizin 81 vilayetinde, isim hiyerarşik sıralamasına göre 44 plakası ile yerini almış istikrarlı bir kent (idi). Cümlemin sonuna –dili geçmiş zaman eki eklememin nedeni son aylarda maruz kaldığı depremlerin şehir bilançosu üzerinde kültürel, ahlaki, demografik yapı ve sosyolojik olarak meydana getirdiği yıkım. 

Depremin tüm olumsuz sonuçları şehrimiz dahası insanlarımız üzerinde esaretini ve ölümcül etkisini sürdürürken; diğer yandan siyaset kültürü işleyişini var gücü ile devam ettirme gayretinde.

Aslında şehrin genlerine gömülü orjin nüfusun ata toprakları-vatanları-doğduğu yerlere aidiyetini tamamlamak için büyük bir fedakarlık örneği sergiledikleri göz önünde. Geçici, memur, atanmış, daha çok şehirle organik bağı çok gelişkin olmayan kitle derhal şehir kompozisyonunu kaderine terk ederek ilk fırsatta ayrıldılar. Çoğu gittikleri yerlerde yeni hayatlar kurdu hemen ve geriye dönmeyi düşünmediler bir daha. Geri dönenler’se kökleri burada-bu topraklara gömülü olanlardı.

Yinede şehrin hikayesinin sürdürülür hale getirmeyi gerek siyasi yetkililer, gerek halkın ‘ısrarcı’ siyaset üzerinde etkisini iyiden iyiye hissettirdikleri farklı bir süreç de ‘deprem sonuçları’ arasında yerini aldı. 

Çünkü ‘siyaset işlevselliği biçimi, zor günde halka olan yakınlığı, halk’a saygı, birlikte mücedele, kim dürüst, kim çalıyor, kim çalışıyor, gelecek vaat edenler ile vadesini dolduranlar’ gibi konularda ciddi tahlillerin yapılmasına imkanlar sunmuş, siyaset kültürünün röntgeni çekilmiş ve halkın şimdi tam not verdikleriyle üzeri çizilmiş-kapı gösterilecek isimlerin karnesini çekmecesine koymuş halde dört gözle seçimin beklenildiği bir döngüdeyiz. 

Ondan çok hassas, kritik ve de yüzyıla damgasını vuracak bir yerel seçime bekliyor bizleri. 

İstanbul-Ankara metropollerini dahil etmezsek bu seçimin ana karargahı deprem bölgelerinde Malatya olacaktır. 

Şu an mevcut yönetim siyasal hegemonyasını adeta mutlak hale getirmek, depremde hesapta olmayan siyasi kayıplarını gidermede elinden geleni yaptığı hususi çalışmalarla elindeki mevcut ekip dahilinde seçime girmeye hazırlanıyor. Akla ilk gelen, Gürkan ‘ekibinin’ sağlıklı bir çalışma yürütüp yürütemeyeceğini hemencik düşünmek. Gürkan; eldeki kırık dökük bu ekiple, yine de tüm şikayetlere aldırmadan, hakkındaki sosyal medyada açılan dezenformasyonik propaganda çalışmaları, başkanı CİMER’e günlük düzenli yapılan şikayetler ile deprem süreci içinde yaptığı gaflara rağmen en güçlü isim. Doğru halkın bir bölümü Gürkan’ı sempatik gördüğü söylenemez, ‘kibirli insan’ yakıştırmasına çokça müsait olduğunu kanıtlayan örnekler vermiştir çevresine, belediye içinde bir klik karşıdır ama Malatya kırsal nüfusu Gürkan’ı şehir yönetimi üzerinden değerlendirmediği için ve kırsal hizmet başarısı olumlu şekilde değerlendirildiğinden adeta II’ci Tayyip Erdoğan gibi bir algının var olduğunu kimse hesaplamıyor. 

Artı Gürkan Recep Tayyip Erdoğan’dan fazla oy alma gibi bir tabelası sırtının hemen arkasında duvarda asılı duruyor. Partiden yetki verilmediği halde bağımsız Battalgazi ilçesinde seçime girerek kazanmış başarı hikayeleri var. İster kabul edin ister etmeyin karizmatik bir performans sergiliyor. Yolsuzlukları yok, tüm görüşten insanlara sahip çıkıyor ve kucaklıyor. Malatya siyasileri arasında vs özelikleri Gürkan’ı öne çıkaran başlıklardan sadece bir kaçı. 

Ve Gürkan’ın en çok zorlayacak rakip parti veya rakip siyasi lider kim, asıl sözü oraya getirmek istiyorum :

Ak Parti kendi içinde Başkan Gürkan’ı alaşağı edecek bazı isimlerin farklı yeni ve gizli formüller üzerinde çalıştıklarını biliyoruz. Ak Partide işler bazen süpriz bir formda ortaya çıkabiliyor. Yani Başkan Gürkan’ın en güçlü rakibi A-B-C partileri değil çatısı altında siyaset yaptığı Ak Partidir. En yakınında gördüğü siyasi figürler. Ak parti camiasında Ankara’da son sürat bazı çalışmaları süründüren/ler ki başarabilirse pardon becerebilirse Gürkan’ın tüm siyasi imtiyaz haklarına kilit vuracakları dönemin başlayacağı aşikar. 

Bütün bunlar 2024’ün hiç de kolay olmayacağını gösteren bir çok ipuçudan bazıları. Dahası, şunu da hatırlayalım: Gürkan’nın 2019’da seçilmesinden bu yana konuşulurken; deprem boyunca, sadece koca Malatya’da tek siyasetçiymiş ambiansı ve AK Partinin diğer gündemdeki isimlerden neden kimse olumsuz yada olumlu söz etmediğini hep düşünmüşümdür. 

Ama seçimin gerçek fotoğrafını Hacı Uğur Polat-Ahmet Çakır ikisi bir arada olmak birlikteliğinden kalan yüklü borç miktarının Gürkan’ın ilk günlerde dillendirmesi ve diretmesi, aldığı önlemler.. daha sonra sanırım genel merkezden Gürkan’ı ‘borç hadisesini sonuca götürme tezini durdurulması operasyonu’ neticesinde Malatya halkının Parası üzerine çizgi çekilerek, Malatya halkının çekilen çizginin iradelerine saygı duyulmadığına tepki gösterilmiyorda neden Gürkan’ın kullandığı tek bir sözcük böylesine trajik, tahamülsüz ve ürkütücü bir malzeme haline getirilebiliyor? 

Meselelerin derinleri hallerinden benzer bir çok tutarsızlığı yakalayıp gün yüzüne çekip çıkarabilriz.

Fakat diğer kanatta bekleyen ve gözünü büyük şehiri kestirmiş başka bir aday daha daha var, ondan söz etmek gerekirse; Yeniden Refah Partisi il başk. Bilal Yıldırım; içimde bir ses diyorki ‘Büyükşehir’i almak üzere harekete geçecek.’ Milletvekili seçimlerinde Yıldırım ülkedeki YRP’nin % 2.5’luk oyuna rağmen Malatya’da % 9 almış 41 bin oy alarak adeta rekor kırdı gibi CV’sinde bir öz geçmişi var. Ama yine şahsi görüşüm Yıldırım Büyükşehir’i kazanma şansını çok düşük görmekteyim. Milletvekiliği konusunda da şansı olmadığını nedenler ile birlikte dile getirmiştim. 

Şu ihtimal var ama: Yukarıdaki pasajda Ankara’da içerden bir lobi faliyetinin Gürkan’ı ekarte etmek üzere konumlandığını söylemiştik ya, bu kavga meydana gelirse aradan Yıldırım sıyrılır gider gibi kontenjanlı açık bir kapı duruyor. 

Vaziyet Yıldırım Büyükşehir’i almaya iteceğine benziyor.

Böyle bir değişim kavgasına girişirse siyaset hayatınında en büyük riskini alacağı da düşünülmeli, çünkü son derece doğal bir seçimle Malatya gibi Ak Partinin kalesi sayılan ili alan kişi başarısına –ulaşamaması– durumunda siyasal hayatını riske atacağı muhakkak. 

Peki, ne yapabilir ki? 

Yeşilyurt belediyesi başkanlığı adaylığı Bilal Yıldırım’a daha çok yakıştırılıyor. Kazanma oranı da bir hayli yüksek. Zaten Yeşilyurt başkanlığında göstereceği performans bir sonraki seçimde onu Büyükşehir’e taşıyacağı şimdiden kabul edilir salt bir gerçekliktir. Siyaset etki ve tepki meselesi biraz. Birazda da sabır ve strateji, terminolojiyi bilmekle alakalı. Uygun kararlar ile doğru bir zamanlama başarı mukabiliyetini artırır. 

Şimdi diyeceksinizki mevcut Yeşilyurt Bld. Başk. Mehmet Çınar var, o ne olacak? 

Büyük siyasi handikaplara ve son depremlerde mühendis kimliğinin yıkılan binaların onun bölgesinde bulunması eşleştirmesinde, gri pasaport skandalı derken sanırım kendisininde bir daha ‘seçilme’ konusunda inisiyatif göstermeyecek bu yönde. Yani kenara çekileceğini, aile şirketinde işlerin başına geçeceği var sayımı önümüzde duran en güçlü ve kronik seçenek. 

Nedeni? Çınar; ağır deprem kronolojisi ardından herhangi bir ‘değişim’ talebi mesajı vermedi. Bu saatten sonra verir mi bilmem. Ama içerden gelen haberler Çınar’ın Ak parti tarafından değişime zorlanacağı kulis bilgisinin ısrarla altının doldurulduğu…

İşte boşalan veya boşaltılan Çınar koltuğunun siyasi potansiyeli bir yana, Türkiye’de en çok geliri olan ilçeler sıralamasında bulunan Yeşilyurt gibi ilçenin adaylık rezervasyonlarının bence şimdiden dolu olması ve yol ayrıma varmadan ve çok düşünmeden, daha fazla gecikmeden Büyükşehir’den daha hararetli ve de hareketli, biraz de iştah çekici Yeşilyurt’ta işler bayağı bayağı karışık geçeceği unutulmamalı. Ondan YRP Malatya’da kendini test ve kanıtlamak, güçlü bir alt yapı kurmak istiyorsa Yeşilyurt üzerinden tüm piar çalışmalarını tertiplediğinde başarı grafiğinde ciddi değişimlere gebe olacağı ortada. 

İşte tam burada İngiliz anahtarı misyonu Battal Kanbay’a yüklenilebilir. Büyük abiler, ablalar ne der bilemem ama öncesinde CHP’den milletvekili adaylığını koymuş Kanbay hala şehirde istikrar vaat eden isimler listesinde. Milli görüş kökenli Kanbay YRP saflarında Büyükşehir seçimlerine girer, CHP aday çıkarmayıp dışarıdan desteklemesi formülünün profesyonel olasılığını birilerini bürosunun çelik kasa içerisinde saklı tutarsa zarar değil kâr yapacağını bilmelisiniz. 

Taşlar gün geçtikçe daha iyi yerine oturacak. Şah-mat vezirle piyon arasında gidip gelen at’ta gizli. 

Tıpkı Battalgazi’de Osman Güder’in Allah’ın şanslı kullarından olduğu gibi.

Omurgalı, devirecek diyebileceğimiz, hacimli bir rakibi yok. Açık söyleyeyim Güder yine devam edeceğe benziyor. ‘Güder gitmez gibi’ bir vaziyet, koku var Malatya siyaset ikliminde.

Battalgazi beld. Başk Osman Güder’in depremi sessiz sedasız kimseyi üzmeden, kırmadan, pek ortalarda görünmeden geçirmesi avantajını yaşadı/yaşıyor. Bu sosyo-politik kazanç getiren elde ettiği yeni taktiğini sürüdürmeye devam ediyor Güder son günlerde. 

Kimseyle pek dalaşmaması, basına yanlış demeçler vermemesi, baştan beri tasarladığı ekibi, delege yapısıyla, sanki Malatya’dan farklı ve bağımsızmış bir strateji sürdürerek yolunda emin adımlarla ilerliyor. Tüm Malatya’da seçim olacak Güder’i bu seçim kapsamıyor rahatlığında hareket etmekte. Bir ara Güder’in Büyükşehir’e göz kırptığına dair söylentiler ortaya saçılmadı değil. Gerçi potansiyel meselesi birazda. Çok başarısız, beceriksiz, ofsayt bir isim diyemeyiz ama bir kesimde kendisinden razı olduğunu söylemek lazım. Hataları var mı çok, eksiklikleri var mı var, dört dörtlük mü değil, iyi başarılı bir politikacı mı bana göre değil fakat iddiam şudur; Güder başkanlığı galiba bir dönem daha devam edebilir gibi stabil bir kanaatim hasıl. 

Biliyorum yazıyı okuyup buraya kadar gelmiş olanların aklında şu soru birikti: ‘diyorsunuzki abla tüm bu işlerin neresinde?’ El cevap: ‘Her yerinde, belkide hiç bir yerinde…’ Şahsıma aynı soru yöneltilmiş olsa şu cevaptan başka bir şey söyleyemem. ‘Bekleyin ve görün.’ Az kafası çalışan insanlar ne dediğimi fazlasıyla anlayacaklardır. ‘Leb demeden leblebi’ dediğimi. 

Çalık hanım taktik ve manevra kabiliyetine inanın her zaman hayranlık duyduğumu saklamamışımdır. Siyaset ringinin arksa sıralarında ilgisiz seyirci olmasına rağmen bir dediğini iki yapmayan ekibi yönetimde farklı birimlerde aktif. Örneğin yakın zamanda tepeye çok net bir mesaj vermeyi başardı. Bu mesajdan bir başarı limiti çıkarmamız lazım. Bakırcılar çarşısı temel atma töreninde mesaj modeli tasarlandı. Herkes bu mesajı kaçırdı ama bizim gözümüzden kaçmaz tabiki. Çünkü Malatya’da siyaseti ve hamleleri okuyabilen kimse yok. 

Neydi o mesaj? Hemen izahat yapayım: Bakırcılar çarşısı temel atma törenine en fazla katılan kişi sayısı ortalama 200 kişi kadardı değil mi? Temel atma törenini bütün Ak Partili yetkililer sosyal medya hesabından hem öncesinden hem sonrasında duyurular yaptı mı yaptı. Ee toplamayı başardıkları kişi sayısı? 200 kişi kadar. İşte tek bir Ak Partili temel töreni için mesaj yayınlamadı. Kimdi o bilir misiniz ? Çalık’tan başkası değil. Mesaj şöyle verildi. ‘Ben yoksam Malatya’da yok. Gördüğünüz diğer siyasileri dinleyen, sempati duyan kimse yok. Bakın bir bakanımızın katılım gösterdiği ve tüm Malatya Siyasilerin çağrı yaptığı halde işte katılım oranı orda, ortada.’

Siyaset bilimini ve Malatya’da sıralamayı ters yüz eden bir slogandı bu mesaj. 

Dolayısıyla herkes ona göre gardını almış bekliyor. Pusudakilerin sayısı her günün sonunda fazlalaştığı tespitimize lütfen sizde katılım. Seçim mücadelesini artılarından çok bazen eksilerine de odaklanmalı, herkes artılarına izlerken kaçırdığımız nice eksiklikler. Ne varki Malatya burası kiminin hiç eksileri fark edilmez. Kiminin de artıları.

Ha asıl en önemli meseleyi az daha atlıyorduk. Partiler, vekiller, belediye başkanları, aday ve adaylarını hepsini konuştuk nerdeyse. Siz hepsini boşverin. Hepsinin, kim olursa olsun bir telefonluk siyasi ömrü var. ‘Alo? Sen pılını pırtını topla çık git!’ Bitti olay! Bir dakika dahi duramaz orda. Tek biri hariç. O da Gürkan’dır. Gürkan o güce karşı dik durmanın bedelini ödüyor. Daha da ödeyecek. 

Evet asıl güç, kadim konsensüs, belirleyici ve atayıcı, şehrin sahipleri biziz diyenler, perde arkasındaki karanlık liderler nerde duracak? Nedense ondan söz eden yok! Çünkü herkes kariyerinden ve geleceğinden korkuyor. Bilakis onların ne söyleyeceği, asıl ben onların rengine bakarım. Kimi aday gösterecekleri, olurunu olmazına onay verecekleri, kim eteğini öperse ‘sen geç’ diyeceği form önemli. Bizim bu söylediklerimiz ve yapılan planlar ile hayaller hepsi boşuna. Son söz ve son karar elbette onlarda bitiyor. Şehrin tüm kılcal damarlarına sızmış paralel yapı aynı sistematik linç harekatıyla Gürkan’ı ele geçirmeye çalıştı. Başaramadı, sıkıştırdı, sırtından hançerledi yine de başa çıkamadı. Halen vurmaya devam ediyor. Gürkan ise teslim olmamak İçin kıyasıya bir kavga verdiği, bu sebeplen seçimin dört gözle beklenildiği, Gürkan’ı devirmek üzere pozisyon ısmarlayacakları… Bu kavga her daim devam ediyor/ edecekte. Bu kavga büyük bir savaş. Gürkan saldırmıyor onlara/saldıramıyor neticede bir adresi, tabelası, lideri olan bir güç değil. Yer altında çekilmiş, organize, işbirlikçi, eğitimli ve genelde dini milliyet duyguları yanında kripto FETO artıklarının biriktiği saha elemanları ile nasıl uğraşabilirsinki. Gürkan’ın şehirde istenmemesinin arkasındaki en büyük konsorsiyum  paralel yapının kriminal enerjisinin alerjik etkisidir. Kırsal nüfusa bu enerjinin hükmü yetmediğinden sadece şehir sınırları içerisinde Gürkan’ı bariyeri, zırhı olmayan bir hedef haline getirdi. 

Ve Gürkan Malatya’da tüm bu karanlık illegal rezerviye karşı yasal bir aktör olarak varlığını sürdürmenin mücadelesini vermekte.  Ankara işi olursa Gürkan’ı aday göstermeyecekler. Paralel kazanacak. Bu açık bir kart. Siyasi görüşle alakalı değil şehrin bekasıyla direk bağlantılı. Gürkan’nın B planı var olduğunu düşünenlerdenim. Başka bir parti veyahut bağımsız aday olur, kendi ittifakı içerisinde yeniden canlanırsa, diğer seçimlerde olduğu gibi canla başla çalışır ve seçimi kazanırsa, bunun manası paralel yapı Malatya’dan diskalifiye oldu demektir. Yalnız Gürka’ın  elindeki ekiple başarıya gitmesi çok zor. Kata imkansız. Bazı tasfiyeler gerekebilir. Bunu söylediğim için pek hoşnut kalınmasa da yanındaki KGB’lilerle seçime girmeden temizlenmesi ŞART!!!

Tabiki iddia ettiklerimize katılmayabilirsiniz, bizim gördüklerimiz analiz ettiklerimiz bu cihette. Gürkan aslında iyi bir siyasetçi kumaşı var; insanlarla diyaloğu çok iyi, halktan biri, topluma duygularını, heyecanını anlatmayı başarabiliyor. Neredeyse her kesimden oy almayı başarabilen bir tipik Anadolu siyasetçisi. Yani, hafife alınır bir siyasal kişilik olmadığını belirtelim şurada. 

Peki tüm bu, gerçekten iyi bir sonuç çıkar mı? Kimin kazanması, şehrin anahtarının kime teslim edilmesi, kim en çok neyi hak ediyor, başarı tabelasına sahip başka kimse yok mu, kimi Başkan göstermek gerekiyor? 

Elbette bunların hepsi mümkün. Elbette Malatya’mızın Gürkan, Çınar, Güder, Bülent ve abladan ibaret olmadığı da… Çok başarılı, birikimli, liyakatli tonla insanımız varken gerçek sorunları konuşmadığımızdan hedefe varamıyoruz. Okumuş, yetişmiş, sınıf ve çağ atlamış kimliklere sahibiz Malatya olarak, bu çok doğru. Ne yazık siyaset rehberi Malatya’da kastlaştı, kendinden olmayanı sistemin için dahil etmiyorlar veya yaklaşmana dahi izin verilmiyor. Özelikle Ak Partide işler böyle yürümekte. Veya düşüncelerini sorgulayıp, şu eski ülkücüydü, ya bu isim falan zaman da falan partiye çalışıyordu, diğeri muhalif, ötekisi marjinaldir gibi ucuz kriterlele başarılı isimler hem fişleniyor bir şekilde hem de parti yapısından uzak kalması sağlanıyor. 

Böylelikle Ak Parti  bir avukatlar ordusu partisine dönüşmesi kaçınılmaz oldu. İlla bir eğilip bakılmalıdır bu sayısal çokluğa. Ve bu avukatların hukuk kimliklerini parti çalıştayında eşleştirmemesi ise ayrı bir paradoks. İnsanalarımız merak ediyor; ‘Neden avukatlar siyasete girmeye bunca meraklı?’ deniliyor. Acaba katılım düzeyinin altında başka bir motivasyon mu yatıyor yoksa seçmeni heyecanlandıracak sır cübbede mi gizli? 

Başka bir favori başlıksa ilçelerimizin vaziyeti, pek farklı sonuçlar karşımıza çıkmayacak. Her ilçede bir ve bir kaç aday seçimlere hazırlandığını duyum almaktayız. Bu ilçelerde seçimin en idaalı geçeceği yine benim de ikamet adresimin bulunduğu Pütürge olacağı. Gurbetçi adaylar furyası diye bir şey var Pütürge’de. ‘Sipariş belediye Başkan’ diyorum bunlara. Sipariş Başkan hadisesi sonlandırılmalıdır. İlçeyi bilen, bu bölgeyi tanıyan, sınırını, tarlasını, insanıyla haşır neşir insanlar Başkan görmek istiyoruz. Polonya’ya tekstil ürünü satarak parayı bulmuş, bir de gidip Pütürge’de seçime girerek markalaşayım diyen değil. 

Bir başka yazımızda belki ilçelerin hal halet’i ruhiyelerini geniş bir yelpazede analiz ederiz, kim bilir. 

Özetle, yazımızı sonlandırırken, genel anlamda siyasi hatlarını çizmeye çalıştığımız gelecek yerel  seçimin yönetim tebasında bir çok ismin yer ve adres değiştirecek hafızaya sahip. Kimse yoğurdum ekşi demez, gelin ata binerken Ya nasip dermiş. Bakacağız göreceğiz. Kim gelirse geldi şehrin yapılandırılması ve tekrar silbaştan imarı gündeminde en önemli mesele olarak tutmadı gerektiğini bilmelidir. Son olarak Almanya Brackley, Northamptonshire’de bulunan otomobil devi Mercedes fabrikası girişinde 1994’e kadar şöyle bir yazı yer alıyordu. ‘Daha iyisini ancak tanrı yapar!’ Gerçekten söylemek boynumuzun borcu. Önümüzdeki helal hazır listedeki adaylardan Gürkan, Yıldırım, Kanbay, Çalık, Tüfekçi vs isimlerinden daha iyisi varsa onu yapalım. Gerçekten onu gösterelim ve arkasında da duralım hepimiz derim.

.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu