Köşe Yazıları

GAZZE ve “EMPERYALİZMİN BEYNİ…”!!!

Bu sütunlarda İsrail’in Gazze işgali ile ilgili üçüncü yazım oluyor… Bu konuda en kısa zamanda gerekli ateşkes sağlanır, Gazze’de İsrail’in uyguladığı soy kırım uygulaması sona erer de biz de bu konuyu gündemde tutmayız İnşallah …

Ama İsrail, “Vaad Edilmiş Topraklar” hezeyanı ile Gazzeyiinsansızlaştırma ve Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) bağlamında yayılmacı politikasından vaz geçmek niyetinde değil, geçecek gibi de gözükmüyor…  

Zira Netenyahu; 

– Ortadoğu’da haritaların değişeceğini söylüyor.

– Riyad’da toplanan, ancak suya sabuna dokunmayan bir sonuç bildirisi yayımlayan İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi toplantısının ardından Arap ülkelerinin liderlerini tehdit ediyor… 

– “İktidarınızı ve menfaatlerinizi korumak istiyorsanız sesinizi çıkarmayın…” 

Bakınız İsrail Cumhurbaşkanı Herzog ne diyor? 

– “Filistinli çocuğun odasında Hitler’in kitabı bulundu… Bu ne demek? İleride Hitler gibi birisi olacaktır.” 

Herzog’a göre o çocuğun öldürülmesi gerekir… İfadeye bakar mısınız? “İleride Hitler gibi birisi olacak.” Yani öldürülmeyi hak etmiştir o çocuk Herzog’a göre…

Diğer taraftan; Malta’nın “Gazze’de Acil Uzatılmış Ara” ve “İnsani Yardımların Ulaştırılmasında Sınırlamanın Kaldırılması” karar tasarısı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde görüşüldü ve oylandı. Yapılan oylamada 15 üyeden ABD, İngiltere ve Rusya çekimser kalırken, 12 üye olumlu oyla uygulanamayan(!) bir BM Güvenlik Konseyi kararı daha alındı…

BM Güvenlik Konseyinde yapılan bu oylama tablosu da gösteriyor ki 50 küsur yıl önce haftalık olarak yayımlanan Yeniden Milli Mücadele Dergisinin kapağındaki “Amerika Rusya Yahudi’ye Kukla” ve bir başka kapak yazısı ise “Emperyalizmin Beyni Siyonizm’dir” cümleleri ne kadar isabetli ve bir gerçeğin ifadesiymiş. İsrail söz konusu olunca, görünüşte kanlı bıçaklı olan Rusya ila ABD aynı noktada buluşuyorlar…

Bütün dünyanın gözü önünde Filistin Halkına soykırım uygulayan, hastane, okul, ibadethane demeden her yeri bombalayan İsrail’in bu pervasızlığını izah etmekte kelime bulamıyorum. 

İsrail, bir ayı aşkın süredir kundaktaki/küvezdeki bebekten yatakta yaşlı insanlara kadar, dur durak bilmeden herkesi ve heryeri bombalıyor. Bu durum dünya kamuoyunun vicdanında mahkum edilmiş, Yahudilerin dünyadaki mazlum imajını çökertmiş ve ne kadar zalim oldukları bütün dünyaca kabul edilmeye başlanmıştır.

Şu tabloya hangi vicdan sahibi duyarsız kalabilir? 

8-9 yaşlarında, kafasından yaralanmış ve akan kanlar yüzünü üçe ayırmış adeta, ama o kendi acısını unutmuş, hastahanedeyerde yatan ve serum bağlanmış, muhtemelen küçük kardeşinin (4-5 yaşlarında) serumunu yüksekte tutmaya çalışıyor… Aman Allah’ım…

Bütün bu olan bitenler karşısında Batılı liderlerin sessizliği, dibin dibi yapmış ahlakı, vicdanı ve merhameti sorgulanıyor…

1492 yılında 150 bin Yahudi’yi o günün İspanya’sındaki Hristiyanların akıl almaz baskısından Osmanlı Devleti kurtarıyor. Yahudilerin, Osmanlı topraklarına yerleştirilmek üzere donanma korumasında nakledilmesini düşününce, bugün Filistinli çocuklara, kadınlara yaptıklarını tarih nasıl yazacak acaba, diye sormaktan kendimi alamıyorum?

İsrail, Filistinlilere yönelik uyguladığı bu soykırımın ayıbını asırlarca yakasında taşıyacaktır…

……..

KOCAELİ’DE KAHVEHANE BASKINI

Bir grup sokak kabadayısı, bilmem ne marka içecek satan bir kahvehaneyi basıyor ve müşterileri de taciz ederek kendilerine göre İsrail’in Gazze işgalini, Filistinlilere yönelik soykırım uygulamasını protesto ediyor… 

Bu protestonun muhatapları kim?

1-​Kahvehane sahibi vergisini veren Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı…

2-​Kahvehanede çalışanlar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı…

3-​Taciz edilen müşteriler de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı… 

Bu protesto, Gazze’de soykırıma uğrayan Filistin’linin hangi yarasına merhem oluyor? 

Bu vatandaşlar sivrisinek üreten bataklığı kurutmak yerine sivrisineklerle uğraşıyorlar…

Oysa kahvehane basan ve müşterileri taciz eden bu kabadayıların gündeme getirmeleri gereken hususlar;

1-​Devlet olarak İsrail’le yapılan anlaşmaları, ekonomik ilişkileri gözden geçirmeyi,

2-​Türkiye’den, silah sanayinin alt yapısını oluşturan demir/çelik ürünlerinin İsrail’e ihracını durdurmayı,

3-​İsrail’e bilgi aktaran başta Kürecik Üssü olmak üzere benzer hususları

gündeme getirmektir. 

Ülkemizde bu tür protestoda bulunan heyecanlı gençlere çağrımızdır… 

Sizleri sağduyulu davranmaya ve cebinizde taşıdığınız telefonların markasına, kullanılan programlara, İsrail’e yardım kampanyasına katılan, Almanya’da kurşun geçirmez araç üreten şirketten/şirketlerden resmi makamlar için makam aracı alanlara da bakmaya davet ediyoruz…

​​​​​​​​​Dr. Kadir ÇETİN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu