Behiç Erkin Okumak Ve İsveç’in Nato’ya Katılması
O bir imparatorluk vatandaşı. Geniş bir coğrafyada bulunmuş İstanbul’da dogmuş halası tarafından büyütüldüğü için eniştesinin yanında Bağdat’ta, Basra da kalmış. Mardin Diyarbakır ve Harput İstanbul’u görmüş. Subay olunca Makedonya dağlarında komitacılarla mücadele ederek savaşmış.
Balkan savaşları sırasında Selanik cephesinde savaşmış esir düşmüş esaretten sonra 1 Dünya harbine katılmış 1 Dünya Harbi sonlarına doğru Rusya’da ihtilal çıkınca Gürcistan, Ermenistan, ve Azerbaycan bağımsız hareket etmeye başlamış. Almanya Gürcistan önderliğinde trans Kafkasya devletini kurmak istiyor. Azerbaycan Türkleri Enver Paşa’dan yardım istemişler. Bu yardım isteğinin nedeni ordu, polis teşkilatının kurulması ve devletin teşkilatlandırılmasıdır. Osmanlı’nın Azerbaycan’la iyi ilişkiler içerisine girmesi Almanya’yı ürkütmüş. Osmanlı Alman çatışmasını ramak kalmış. Azerbaycan Türklerinin istedikleri şudur: Türkiye ile Azerbaycan tıpkı Avusturya-Macaristan imparatorluğu gibi birleşmelidir veya Azerbaycan Osmanlı’ya iltihak etsin!
Almanya bütün bu taleplere karşıdır, o Batum ve Bakü petrollerini ele geçirme heves ve amacındadır
Behiç Bey Tiflis’te bir Türk Mahallesi’ndeki ziyareti hatıralarında şöyle anlatıyor: “Kendim için ve hediye etmek üzere astrağran kürk almak maksadıyla Türk mahallesi’ne gitmek üzere bir arabaya bindim, asker kıyafetli eli silahlı bir Türk bilmem ne münasebetle bize rehberlik etmek istedi ve arabacının yanına bindi bizi oda gibi bir dükkana götürdü. Ben orada deri seçerken kapıda bir kalabalık gördüm ve bir gürültü duydum. Biraz sonra sakallı bir adam elinde bir kova su alarak bana doğru ilerledi suyu ayaklarıma döktü ve arkasındaki halk yere dökülen su ile ellerini ıslatarak üzerine sürdüler maksat bir Türk subayının oralara gelmesinden duydukları heyecanı bu suretle izhar etmiş. Ben de teşekkür ettim ve ayrıldım (Behiç Erkin hatırat s135-136)
Behiç Erkin hatıralarını her arkadaşıma okumayı tavsiye ediyorum. Almanlar I.Dünya harbinde Rusya karşısında yüklerini hafifletmek için Rus ordusunun Doğuda Osmanlı’ya karşı göndermesi için binbir entrika ile Osmanlı Devleti’nin savaşa sokarlar. Savaşın sonlarında Türklerin anavatanı Osmanlı şehirleri Rusların eline geçince. Behiç Erkin Alman komutana sorar “Almanya bu şehirleri ele geçirmek için bu bölgeye kuvvet kaydıramaz mı?” aldığı cevap aynen şudur “O sizin meseleniz, güçlenirseniz alırsınız, bizi ilgilendirmez.” Hatta Almanlar Ruslar savaştan çekilince Osmanlıların kafkasya’daki ilerleyişinden rahatsız olur; şuraya girmeyin, orayı Gürcüler’e vereceğiz buraya girmeyin orasını Ermeniler’e söz verdik diye engel olurlar.
Ukrayna’yı savaşa sokan Batı’nın kendisidir. Bugün yalnız bırakılmış. Siyasetten anlayan her yorumcu diyor ki “Ukraya’nın savaşı kazanması şöyle dursun kesinlikle parçalanır.en az üçe bölünür. Peki bunlar kime güvendiler de Ruslarla savaştılar.
Başta Amerika’ya. NATO sevdasıyla milletimiz şunu çok iyi bilsin ki Amerika bizler için gelip bu topraklarda Rusya ile savaşmaz. Silah satar. O silahı da şartlı satar. Bu topraklarımıza karşı hedefi bulunan İsrail’e karşı
kullanmayacaksın,Rum’a karşı kullanmayacaksın, diye de şart koşar.
İsveç II. Dünya Harbine katılmamıştı ve bunun faydasını görmüştü. Bu ülke yıkılıp, yakılmamıştı. Ancak orada da bir sevda oluştu: NATO’ya katılmak.
Türkiye İsveç’in NATO’ya girmesine karşı çıkmalı Mecliste Türkiye’nin geleceğini düşünen her vekil buna hayır demeli. Türkiye sadece kendine güvenmeli kendi savaş gücü olan teknolojisi Neyi gerektiriyorsa ona sahip olmalı ne Amerika’ya ne Batıya ne şuna ne buna, dayanmamalıdır. Yarın Amerika ile Rusya arasındaki bir çatışmada Rus silahlarının ilk hedefi ülkemiz olacağı hiç akıldan çıkartılmamalıdır.
Bilal Sürgeç