Köşe Yazıları

EĞİTİMDE YAPILMASI GEREKENLER –(III)

Geçen haftaki yazımızda ‘Öğretmen Yeterlikleri’nin kapsamı, görev öncesi öğretmen eğitimi programlarında dikkate alınmasının gerekliliği üzerinde durmuş ve Prof.Dr. A.Yıldırım’ın mevcut öğretmen yetiştirme programları ile ilgili tespitlerine yer vermiştik. Ardından Eğitim Fakültelerinin programlarını “Öğretmen Yeterlikleri”ni esas alarak gözden geçirmeleri gerektiğini vurgulamıştık.

Bu yazımızda öğretmen yetiştirme programlarında erken okul deneyimi (staj), bir başka ifade ile uygulama okulu ve Eğitim Fakültesi dışından gelen Lisans Mezunlarına verilen Pedagojik Formasyon eğitimi konusu üzerinde duracağız. 

Konuya yine bir soru sorarak başlayalım. 

a) Erken Okul Deneyimi/Uygulama Süreci

Eğitim Fakültelerinin programlarında yer verilen, öğretmen adaylarına yönelik uygulamaya (erken okul deneyimine) ilişkin program alt yapısı yeterli midir? 

Öğretmen eğitimi programlarında kuramsal bilginin yanında uygulama, literatürdeki ismiyle Erken Okul Deneyimi eğitim/lisans programının ayrılmaz bir parçasıdır. Öğretmen adayları meslekte ihtiyaç duydukları öğretmenlik deneyimini gerçek bir okul ortamında kazanacaklardır. Programlarda uygulama sürecine ayrılan süre öğretmen adaylarının öğrendikleri bilgi ve becerileri doğrudan sınıf ortamında uygulamaya koymaları ve kendilerini sınamaları açısından son derece önemlidir. 

Uygulamaya ilişkin değerlendirmeyi yine sistemin içinde olan ODTÜ öğretim üyesi Prof.Dr.Ali YILDIRIM’dan dinleyelim.

“Erken okul deneyimi dersi ile ilk yıl yapılan okul gözlemindeki amaç bir taraftan öğrencilerin bir değerlendirme yapmalarına yardımcı olmak diğer taraftan da daha sonra alacakları meslek ve alan eğitimi bilgisi derslerine altyapı oluşturmaktır. Ancak 2006 yılında seçmeli hale getirilen bu ders yeni programlarda uygulaması zor olduğu gerekçesiyle tamamen programdan çıkarılmış durumda! Son 10-15 yılda yapılan değişikliklerle programlardaki diğer uygulama fırsatlarının daraltılmış ve son yıl ile sınırlandırılmış olması ile birlikte öğretmen adayları,öğrendikleri bilgilere öğretmenlik mesleği açısından anlam kazandırmakta ve beceriye dönüştürmekte zorlanmaktadır. Bu süreç sonuçta mezun ettiğimiz öğretmen adaylarında önemli bir donanım eksikliği olarak karşımıza çıkmaktadır.”(1)

b) Pedagojik Formasyon Programı

Eğitim Fakültelerinin dışında bir diğer öğretmen kaynağı, farklı branşlardan lisans mezunlarının pedagojik formasyon eğitimi sonucu öğretmen olma hakkı kazanmaları. Şimdi yine rutini bozmayalım ve sorumuzu soralım… 

Pedagojik formasyon programı ile nitelikli öğretmen yetiştirmek mümkün mü?

Bu konuda önce sistemin içinden Doç.Dr.Ahmet YAYLA’ya kulak verelim. 

Pedagojik formasyon programları ders sayısı ve uygulama süresi bakımından da yetersizdir. Çünkü Eğitim Fakültelerinde bu dersler dört yıla dağıtılmışken, formasyon eğitimi adı altında bir yıla sıkıştırılmış bir program olarak verilmektedir…”

“…Pedagojik formasyonun hızlandırılmış programlar, yaz okulları, uzaktan eğitim gibi modeller ile sunulması kaliteyi daha da düşürmektedir… Pedagojik formasyonun sadece birkaç aylık bir süreye sıkıştırılması öğretmenlik mesleğinin basit, herkesçe yapılabilir bir meslek olduğu kanısını güçlendirmektedir. Bu algı mesleğin icrasında da kendini hissettirmektedir…”(2)

Burada da belirtildiği üzere profesyonel bir meslek olan öğretmenlik hafife alınıyor ve herkesin yapabileceği bir meslek gibi algılanıyor… Bu da öğretmenlik mesleğinin statüsünü olumsuz yönde etkiliyor.

Diğer taraftan ODTÜ öğretim üyesi Prof.D.Ali YILDIRIMformasyon programları konusunda şu cümleleri kuruyor. 

“… Eğitim fakültesi dışındaki programlardan mezun olan öğrencilere öğretmenlik sertifikası veren pedagojik formasyonprogramları süre, ders içerikleri, uygulamalar ve değerlendirme açısından yetersiz… Ülkemizde yapılan araştırmalar da bu kaynaktan gelen öğretmenlerin eğitim fakültesinden mezun olan öğretmenlere göre daha fazla sorun yaşadıklarını ve yöneticilik ya da okul dışı diğer görevlere atanma eğiliminde olduklarını göstermektedir.”  

“Bu programların ücretli olması diğer bir sorun. Çünkü birçok öğretim elemanı bilimsel ve nitelikli öğretmen eğitimi açısından bu programları onaylamamakla birlikte ek kaynak getirmesi nedeniyle bu programlarda ders vermeyi kabul etmektedir. Eğitim fakültelerindeki uygulama eksikliği sorunu bu programlarda daha fazla kendini göstermektedir. Ayrıca kısa süreye sıkıştırılmış derslerde yeterli kavramsal ve öğretmenlik formasyonu gelişimi gerçekleşmemektedir. Bu nedenle bu programların biran önce kapatılması ve ihtiyaç duyulan alanlarda lisansüstü seviyede açılacak ücretsiz programlarla öğretmen eğitimi verilmelidir”.(3)

Sonuç olarak,

1- Öğretmen yetiştiren kurumlarda; siyasetin önceliği değil, bilimselliğin önceliği,

2- Bu kurumlarda, yönetimin beş temel ilkesi olan adalet, ehliyet, istişare, maslahat ve emanet ilkelerinin esas alındığı ve bilimsel özerkliğin uygulandığı bir iklimin oluşturulması,

3- Öğretmen Yetiştiren Eğitim Fakülteleri, yazımızda belirtilen eksiklikle beraber ana hatları ile verilen “Öğretmen Yeterlikleri”ni dikkate alarak öğretim programlarını gözden geçirmeleri ve gerekli önlemleri almaları,

4- Eğitimde kaliteden ödün vermeden, MEB’in hazırladığı “Öğretmen Yeterlikleri”nin, öğretmen adaylarına kazandırılması için programların dışında gerekli önlemlerin alınması,

5- Öğretmen adayları için uygulama okulları belirlenerekuygulama/staj sürecinin sağlıklı yönetilmesi,

6- Öğretmen kaynağının Eğitim Fakültesi dışından dakarşılanması bir alternatif olarak değerlendirilebilir, ancak formasyon eğitimini tamamlayan öğretmen adaylarını, tarafsız bir kurumun “Öğretmen Yeterlikleri”ni esas alarak yapacağı sınavda başarılı olanların öğretmen olması 

gerekir… 

Öğretmen yetiştirme konusunda yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınarak gerekli önlemler alınmaz ise 21. yüzyılda ezbere dayalı bir eğitim sistemiyle güçlü ve önder bir Türkiye’yi var etmek ve gelişmiş ülkelerle aramızdaki farkı kapatmak mümkün olmaz.

Kaynakça:

1- Prof.Dr.Ali YILDIRIM, Tedmem

2- Doç.Dr.Ahmet YAYLA,https://www.acarindex.com/pdfler/acarindex-48678c8f-d3d9.pdf

3- Prof.Dr.Ali YILDIRIM, Tedmem

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu