Satranç Recep Bentli-Turgut Özal üniversitesini bir kız kardeş nasıl kaybetti bir abla neden kazandı
Malatya ‘Türkiye rotarasyonun ortalaması ve kalbi’ olduğu iddiamı bir daha yenilerken, haklı olarak bu şehrin siyasi fizibilitesi çıkarıldığında ortak bir Türkiye niyetiyle başlayan sonuçlarla karşılaşırsınız.
Hatta Malatya siyaseti üzerine araştırmalar ve birkaç ciltlik olmasa da hatrı sayılır bir yapıt ortaya çıkacakki, yazımın muhteviyatı işte bu yapıtın özünü belirtecek ve yapıta muhakkak eklenmesi gereken bir satranç oyununun detaylarına ineceğiz biraz.
O satranç ‘yeni rektör Prof. Dr. Recep Bentli, Turgut Özal Üniversitesi, Mv. Öznur Çalık ile kız kardeşi Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut’ dikdörtgeninde oluşagelen fotoğrafın siyasi bir anekdot olmaktan öte, başarılı bir siyasi hamlenin temellerini oluşturduğuna dair son dönem siyasi verileri arasında oldukça etkili bir –başlık– olarak yerini alması idi. Hamle Öznur Çalık’tan geldi. TÖÜ üzerinde tahakküm sağlamak / devam ettirmek programı… Yazımızın ana gövdesini ise işte tam buraya oturtacağız. .
Bu konu ile ilgili daha önceki analiz yazılarımızda ne söylediğimiz, söylediklerimizin tıpa tıp kelimesi kelimesine gerçekleşmesinin nedeni Malatya siyasetinin artık kodlarının işleyiş şeklini üç aşağı beş yukarı elde etmemizle örtüşmesidir.
Demek ki, Prof. Dr. Recep Bentli’nin çiçeği burnunda ama tuhaf kokuların icat merkezi haline gelmiş bir üniversitenin rektörü olması ‘şapkadan tavşan çıktı’ mevzusu değil, satrancın sadece bir tarafına yoğunlaştığımızda vezir’i vererek kale’yi ele geçirenler; Bentli’ye altın tepside sunulmuş gibi gösterilen rektörlük makamı aslında Çalık’ın büyükşehire giden güzergahın temizlenmesinin en sofistike bir halidir demeliyiz.
Oyunun son yılların iyi bir siyasi faaliyetini gösteren birliğin Büyükşehir adaylık formuna uzanan şubesi olarak okuyabilirsiniz.
Eğer Çalık, kızkardeşini rektör olarak kalmasında diretmiş olsaydı; tartışılan rektörlük krizi daha da büyüyecek, Aysun Bay Karabulut ile birlikte Çalık denklemi de sabote yimekten kurtulması asla mümkün olmazdı. Bentli’ye giydirilen misyon bu nedenle çok önemli. Bentli’nin misyonu şu; Çalık TÖÜ üzerinden gücünü kaybetmeyecek hemde tam tersine bir adım daha illeri götürme rolü üzerine pekiştirildi.
Bunu önceki yazılarımızda ne söylediğimize dönüp bakalım isterseniz: “Şehirde iki dengeleyici güçten biridir demiştik ya, işte Öznur Çalık bu kez işi şansa bırakmayacak. Önümüzdeki dönemde Turgut Özal üniversitesinin siyasi karizmasına ayakbağı olması ihtimalini göz önünde bulundurarak; Rektörlük konusunda direk kızkardeşini desteklemek formülünü ekarte edecek bu kez. Fakat diğer yandan Turgut Özal üniversitesindeki gücünü de kaybetmeyi göze almayacak. Peki ne olacak? Tam burada Prof. Dr. Recep Bentli ismi İngiliz anahtarı görevini üstleneceğini bilmeliyiz. Recep Bentli mi Aysun Bay Karabulut’mu şeklinde önümüze gelen şıklarda mevcut şartlara göre Bentli daha ağır bastığını görüyoruz. Fakat bir aile bireyinin bertaraf edilmesi duygusallığından da konuya bakabiliriz. Çünkü, Çalık bir taşla iki değil bir kaç kuş vuracak. Hem bugüne değin kız kardeşinden kalan pek iyimser yönde söz edilmeyen aforizmaların önüne geçecek hem üniversite üzerinde mevcut gücünü yine bilakis korumuş olacaktır. Fakat bir aile bireyinin bertaraf edilmesi duygusallığını da göze alaraktan…”demişiz. Ne zaman 01 Eylül 2022’de –Turgut Özal üniversitesi yeni rektörü kim olacak– başlıklı yazımızda.
Peki biz nerden biliyorduk böyle olacağını? Soruyu kendimiz sorduğumuza göre el-cevabını da kendimiz vermek zorunda kalacağız.
Şimdi söyleyeceklerimize dikkat buyurun o zaman:
Aslında Bentli’nin geleceği aylar öncesinden belliydi. Hâttâ il sağlık müdürlüğü makamını Erhan Berk’e teslim etmeden önce bu koltuk Bentli için özenle hazırlanmıştı. Dahası Erhan Berk’in de il sağlık müdürü olacağını ta dört yıl öncesinden biliyorduk. Ve Erhan Berk’ten sonra kimin il sağlık müdürü olacağını da biliyoruz. İşte dört yıl sonraki klas bir isim il sağlık müdürüne yol açılması üzerine Erhan Berk bir an önce gelsin ve sırasını savsın gitsin diye destek yazıları yazdık.
Gelelim asıl mevzuya:
Bentli’nin aylar öncesinde geleceğini bildiğimizi teyit eden belgeyi şuraya bırakıyorum.
Bu belgeye dayandırılarak; TÖÜ akademisyen alımında 14.05.2022 tarihli sınav gününe istinaden –Öğretim Elemanı Alım İlanı– başlığıyla yayınlanmış ilanda GENEL VE ÖZEL ŞARTLAR, MUAFİYET, İSTENEN BELGELER ve NOTLAR, ALES’te alınan not bölümleri hepsi Recep Bentli’nin yeğeni (kız kardeşinin kızı) Selda Sezer’e münhasır düzenleniyor. Yani ilanda öne sürülen şartlar koca Malatya’da direk Selda Hanımı cımbızla çekip alacak şekilde tasarlanmış.
Şu tesadüfe bakınki Laborant ve Veteriner sağlık alanında olarak yapılan ilanın “Kimya alanında yüksek lisans yapmış olmak. Hayvan kıkırdağında elde edilen antimikrobiyal kompozit malzemeler üzerine çalışmalar yapmış olmak” özelliğinde şehirde sadece bir kişi var, ne hikmetse o da Selda Sezer hanımefendi. Recep Bentli’nin öz yeğeni.
Dakika bir gol bir…
Diğer bir yeğen’de Serkan Bentli, meşhur diyetisyen… TÖÜ’de adeta yine şahsına münhasır bir ilan açılıyor. Aynı şekil o’da hoop TÖÜ’de akademisyen olurken buluyor kendisini. Daha önce Gözde akademideydi. İngilizce YDS puanı düşük olduğu için kıvranıyordu ve sihirli sopa çok geçmeden onu’da buldu ve akademisyen olarak üniversitede aldı soluğu.
Bu arada akademide 50 puan dil şartı üniversitelerde var iken (2) yeğenlere dil şartı kaldırılmış! Bu nasıl bir akademik ortam böyle?
Yani demek istediğimiz bu veri Bentli henüz İl sağlık müdürü iken TÖÜ’de alt yapısı hazırlandı iddiamızı netleştiriyor. Kendisine yakın elemanlar üniversite bünyesinde konuşlandırıldı. Ekibi yeniden devşirildi. Üstelik yeğen için açılan ilana baktığımızda “kişiye özel” bir ilan olduğunu anlayacaksınız.
Hemde Aysun Bay Karabulut’un rektör olduğu dönemde oluyor bunlar. Recep Bentli’nin il sağlık müdürlüğü görevinden devre dışı kaldığı boşlukta. Rektörlük seçiminin henüz 4 ay öncesinden Bentli için mavi halı dokuyup hazırlayan güç nasıl bir güç? Bugün bu şehrin bürokrasi, aydınları, şairleri, roman ve öykü yazarları, edebiyat tarihçileri, gazeteciler ve entelektüellerinin konuşması lazım. Sorarım şimdi? YÖK’e rağmen ve Cumhur’u-reis Recep Tayyip Erdoğan’a kadar sirayet eden bu gücün ne olduğunu gerçekten merak etmiyor musunuz?
Tam burada aklımıza hücum eden bir başka soru: ‘Bentli için dört ay öncesinden hazırlık yapan mekanizma Bentli oradayken kim bilir nasıl operasyonlar yapacak!?’
Öznur Çalık; kız kardeşinin artık sansansiyonel boyuta varmış iddiaların önünü kesmek ve onları bastırmak için, bundan sonraki sansasyonel boyutta ortaya çıkacak sorunlardan soyutlanmak üzere siyaset hedefine daha rahat ve konforlu halde ulaşması çabasına karşın Bentli iyi bir seçenek oldu.
Velhasıl başarılı diyebileceğimiz iyi bir siyasi sıçramadır da…
Tamam Büyükşehir belediyesi başkanlığına giden sürecin önü açılmasına açıldı lakin Öznur Çalık burada kurduğu oyunda eksik bir şey var sanki. Bentli Mv. Hakan Kahtalı’nın ağzından çıkacak kelimeye bakarak hareket eden bir bürokrat. (Birde kirveler) Kahtalı ile Çalık arasında bir seçim yapması gerekirse asla ve kati suretle Kahtalı’nın sözünden çıkmaz. Çalık’ın kaçırdığı yer tamda burası. O halde satrancı asıl kuran masa Büyükşehir kozu hakkında net bir karar vermiş değil. Olur mu olmaz mı şeklinde biz söz/onay verdiğini düşünmüyorum. Öznur Çalık hamlesini yaptı, Büyükşehir’e giden yolda önündeki engelleri kaldırdı/kaldırıyor, ‘hazırım ve burdayım’ mesajını da vermiş oldu böylelikle, ondandır veziri mat edip kaleyi sağlama alması..
Geri tarafta oyunun karşısındaki güç şah-mat yapacak kozun asıl kendi eliyle TOÜ’ye yerleştirdiği Bentli ve onun tarafının elinde olduğunu unutuyor muydu?
Tüm bu gelişmeler silsilesi içerisinde gelelim şehrimizde böylesine hassas bir satrancın kurulması nedenine. Masanın öteki tarafında Malatya Büyükşehir başkanı Selahattin Gürkan var. Oyunun asıl muhatabı. Satrancın sonunda ekarte edilmesi gereken rakip isim. Daha doğrusu tek hedef. Bunca stratejik hamlenin, oyun içinde oyunun tek bir gayesi var. Gürkan’a karşı sağlam ve başarı getirecek adımlar atmak. TÖÜ’de bir adımdı. Ne varki Gürkan TÖÜ’ mevzusunda geride kaldı, bilakis 1-0 yenik başladı da diyebiliriz. Oyuna dahil olamadı bile. Ya başka bir bildiği var yada TSO seçimleri vesilesiyle iki adayın kıyasıya mücadelesi Gürkan’ın TÖÜ kartını kaçırmasına sebep oldu. Veyahut tanıdığımız bildiğimiz kadarıyla Gürkan belkide hamlesini henüz yapmış değil. Doğru zaman ve konumu bekliyor. Satrancın dışında başka bir bildiği var ise, ne olacağına bakmaksızın tüm piyonların bir parmak oynatması ile çöp sepetine döküleceğinden kimsenin şüphesi olmasın.
Recep Bentli satrancı gizemler, şüpheler, oyun ve oyuncularla dolu. Kendisi gelmeden ekibinin gelmiş olması bile olağanüstü bir mesele. Bizede, “ee hayırlı olsun rektörlüğünüz” demek düşer. Bu analiz yazısı burada kalsın, meraklıları için cümleler içerisine saklamış subliminal mesajlar iyi incelenmesi gerekirse vezir’den vaz geçenler bir gün Kale’nin anahtarlarını alamazsa masayı dağıtır gider ipuçlarına rastlamıştır. Belki sancılı, kavgalı gürültülü olacak bu iş. Bu ihtimaller hepsi satranç masasında bekliyor. Vezir’e gelince onunda yeri hazır, başka bir yazımızda vakit bulursak izah etmeye çalışacağız.