İSVEÇ’İN NATO ÜYELİĞİ KONUSUNDA TÜRKİYE NELERİ ISKALADI?
Hafta içinde İsveç’in NATO’ya katılması konusunun da görüşüldüğü NATO zirvesi, Litvanya’nın Başkenti Vilnius’tayapıldı. Konu İsveç’in NATO’ya kabulü olunca Türkiye’nin bu konudaki rezervi zirvede en çok konuşulan konulardan biri oldu.
Malum, İsveç ile Finlandiya NATO’ya üyelik için başvurduklarıMayıs 2022’de, Türkiye bu ülkelerin terör örgütlerine desteklerini gerekçe göstererek üyeliklerine karşı çıkmıştı. Türkiye’nin bu konudaki rezervini kaldırması için İsveç ve Finlandiya’nın terör örgütlerine verdikleri destekten vaz geçmeleri ve bu konuda yasal düzenlemeler dahil uygulamaları ile Türkiye’yi ikna edecek adımların atılması şart koşulmuştu.
Geçen süre zarfında bu konuda Finlandiya’nın uygulamaları Türkiye’yi ikna etmiş ve NATO’ya üyeliği konusundaki rezervkaldırılmış, ancak İsveç’in terör örgütleri konusunda yaptıkları Türkiye tarafından yeterli görülmeyerek NATO zirvesinegelinmiştir. Zirvede, Türkiye-İsveç ve NATO Genel Sekreteri J.STOLTENBERG’İN katılımı ile yapılan üçlü görüşme sonunda İsveç’in de üyeliğine yeşil ışık yakılmıştır. Ancak İsveç’in başta PKK olmak üzere terör örgütlerine karşı aldığı önlemler yeterli görülmemesine rağmen, Türkiye olarak neyin karşılığı rezervin kaldırıldığı sorusu gündeme gelmiştir…
Konu ile ilgili olarak Cumhurbaşkanı Sayın ERDOĞAN, Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinde İsveç’in destek olması, ABD Başkanı BIDEN yönetiminin de Türkiye’nin F-16 savaş uçaklarının alımı ve modernizasyonu için yedek parça konusundaki talebinin karşılanmasına olumlu yaklaştığı ve Kongreyi ikna etmeye çalışacağı ifade edilmiştir.
İsveç’in NATO’ya üyeliği konusundaki Türkiye’nin rezervinin hikayesi böyle… Ancak Türkiye bu konuda eline geçen tarihi birfırsatı değerlendiremeyerek neleri ıskalamıştır? Konuyu bir de bu soru bağlamında değerlendirelim…
1- Üyesi olan ülkeler açısından bir güvenlik teşkilatı olan NATO’nun baş aktörü ABD’nin, 40 yıldır binlerce güvenlik görevlimizin, vatandaşımızın can ve mal kaybına sebep olanPKK ve onun Suriye versiyonu YPG/PYD’ye verdiği silah, araç-gereç vb. açık destek, Türkiye tarafından gündeme getirilmemiştir. NATO’nun üyesi olan bir ülkenin bir başka üye ülke tarafından güvenliğinin ihlal edilmesi bizatihi NATO’nun kuruluş felsefesi ile çelişmektedir.
2- Aynı şekilde Türkiye’nin başının belası PKK’nın Suriye versiyonu YPG/PYD’nin NATO’nun terör örgütleri listesine alınmamış olması yine Türkiye’nin ıskaladığı bir husustur.
3- Türkiye ile ABD arasında krize sebep olan S-400 (Rusya’dan alınan) süreci sonrasında Washington yönetimi, Türkiye’yi hem üreticisi hem de alıcısı olduğu F-35 programından çıkarmış ve Ankara’ya F-35 satılmamasına karar vermiştir. Bu konuda ABD’nin, Türkiye’nin parasını ödediği F-35’i vermemesikonusu da gündeme getirilmemiş, ıskalanmıştır.
Sonuç olarak; İsveç’in NATO’ya üyeliği konusunda Türkiye’nin rezervi kaldırırken NATO’nun doğrudan ilişkili olduğu yukarıdaki konuları gündeme getirmemesi tarihi bir fırsatın maalesef kaçırıldığının göstergesidir. Bu konuda ABD Başkanı BIDEN’ınSayın Erdoğan’ı öven(!) ifadeleri de bir anlamda bunun teyidi olarak yorumlanması gerekir. Zira sizi dostunuz değil, düşmanınız övüyorsa durup düşünmek gerekir.
Bu durum doğal olarak Türk dış politikasının Dünya ve uluslararası ilişkilerdeki okur/yazarlığının masaya yatırılması gerektiğini ortaya koymaktadır.
Dr. Kadir ÇETİN