GenelGündemKöşe YazılarıMalatyaMedyaSiyaset

HAYDİ ‘MALATYA’ EL ELE VERELİM

Zaman az, şartlar başbelası. Toplum sesini kimselere duyuramıyor. Doğrusu Malatya yerle yeksan halde. “Her şey yolunda” demek haksızlık olur milletimize. İktidar partisinin yönettiği şehirde siyasi bir kampanya sloganı harici hiç bir şey yok!

Gerçeği bu! 

Malatya Büyükşehir belediyesi başkanı Sami Er kötü bir insandır demek ukalalıkla eş değer sayılır. Nitekim iyi insan olmakla lider olmak arasında keskin bir farkın olduğunu da söylemeliyiz. Şimdiye kadar şehrin hikayesi de dahil, mevcut kadro, “yeni ve kalıcı çözüm”ü eşit şekilde, güçlü, istikrarlı ve hukukun temel kavramları üzerine oturtamadı. 

Ekip demişken gerçekten fiyasko, işler tekdüze, sorunlar tonla ve halı altına süpürülüyor her şey. Bilmem bunu ikide bir hatırlatmaya gerek var mı? Makama gelenler hemen başlıyorlar egolarını tatmin etmeye. Maalesef koltuğu ele geçiren ilk işi nasıl bir Audi alırım derdine düşüyor. Kısa süre önce yapılan kabine değişikliği gösterdiki zaten randımansız ve disiplinsiz bir içeriğin bilançosuydu. 

Malatya şehrini sadece Sami Er ve ekibinin insiyatifine terk etmemeliyiz. Herkesin karınca kararınca elini taşın altına koyma vakti. “Sorumlu onlardır” diyerek kös kös köşeye çekilmek geçmişimize de geleceğimize de –ihanet– demek olur bu saatten sonra. 

Eski yöneticiler, emekli olmuş milletvekilleri, yönetimde bir dönem rol almış ilçe belediye başkanları, il ve ilçe teşkilat mensupları, şube başkanları, müdürler, amirler, basını, STK’larımız (MAGİNDER’i bunların dışında tutuyorum, adamlar gereğinden çok çalışıyor) herkesin servetine servet değil bu zorlu serüvene artık istisnasız dahil olması elzem bir talep şeklinde karşımıza çıktığı bilinmeli. 

Kişiler, soy isimler, siyasi partiler, gruplar, cemaatler üzerinden değil artık makamlar üzerinden konuşmalıyız. Tek derdimiz Malatya’nın kaybetmemesi… olmalı. Şehir her yönüyle eriyor. Buna katma değer katan profillerle yola çıkılması gerekmekte. Doğru, hakkaniyetl ve güçlü isimler cesurca öne çıkmalıdır. 

Sami başkan kaliteli bir kişilik, eyvallah! İnsani yönüne, dünya görüşüne diyecek yok, nazik, kibar, mütediyen bir beyefendi. Bu dibine kadar doğru! Ne varki siyaseten zayıf bir profil. Zannediyorum otoriter de değil. Şehrin kimyasına aykırı bir regresyon ortaya koyamadı. Toplumsal temayüle cevap üretemeyor. İş yapma erk’i yürümekten aciz. İçerde dahi sistematik bir kaos söz konusu. Olasılıkların hiç biri hesaplanmadığı ortada. Eski, şunun adamıydı-bunun adamı denilmeksizin iş yapacak kadrolar derhal ve ivedilikle oluşturması için bulunduğu makamın imkanlarını kullanmalı artık.

Geçen günkü değişimle Sami bey bunu gördü. Bir neşter atma gereği duydu. Altından kalkabilecek mi göreceğiz. Ahmet Çakır döneminde konuşlu Nurhan Demir’i söküp atmanın onca kolay olduğunu söylemek zor. Yine de benzer kartlar hızlı çekilmeli, çok kararlı şekilde şehrin genetiğinden anlayan unsurlar tespit edilerek, seferberlik formatında görevler tevdi edilmeli. 

Ertan Mumcu bunların başında geliyor. Diyeceksinizki yönlendirme var yazıda, birilerinin PR’sini yapıyor. Hiç önemli değil ne derseniz deyin. Evet, birileri bunu çekinmeden söylemeli. Mumcu Malatya için evrensel bir figür. Sorarım? Malatya’nın tüm ambianslarına sahip bir isim neden hala geri planda tutuluyor? Şu an bu görev adamlarına ihtiyaç var. Meston’u kurarak belediyenin yükünü yarıdan yarıya hafifletenler bu gün mutlaka üzerine düşeni tekrar yapmalıdır. Yeşilyurt, Battalgazi, Büyükşehir belediyelerinde  bir sürü kaliteli isim yetişti, bunların hepsi nerede şimdi, ne yapıyor? İsimleri çoğaltmamız mümkün. Birilerinin “hadi marş marş bir tarafından tutalım bu mevta’nın” deme sathındayız. 

Özelikle Ertan Mumcu  konusunda ısrarcı olmalıyız. mutlaka değerlendirilmeli. Genel Sekreterlik için kucaklayıcı olur, belediyede performansını arttıracak, personel içi iç huzuru getirir, kamuoyunda karşılığı bulunan bir isim.

Çünkü çok kritik bir darboğazdayız. Bunu lütfen birileri görsün-kabul etsin diyoruz. Bir şehirde temel sorumluluk olması gereken “işlerin yürüme fonksiyonları, tedarik zinciri, güçlü bir bütçe”kavramlarını hareketlendirecek yeni bir vizyonla, “Malatya’yı ayağa kaldıracağız, başka şansımız yok!” diyecek rantçı değil vefakâr, samimi gerçekten Malatyayı seven bir kadronun ciddi bir kampanya başlatması için gökten vahiy gelmesini mi beklemeliyiz ne?

İş sektörü, beşeri sermaye, STK’lar bazı kanaat önderleri, yetişmiş kalifiye insanlarımız, eli kalem tutan gazetecilerimiz, kütüğünde “Malatya” yazan herkimsenin bu sorunlar silsilesine dahil olması şart olmuştur bundan böyle. 

Anlatmalıyız, tanımlamalıyız, doğruyu izah etmeliyiz sadece. Sami başkanı akşama kadar dövsekte fayda getirmez velakin. Birbirimize yardımcı olmalıyız! Destek vermeliyiz birbirimize. Olması gerekeni dikte edeceğiz. Malatya’nın öz çocukları sesini yükseltmelidir. Söylenmesi gerekeni söyleyeceğiz. Söylüyoruzda… “Aman bana ne onlar seçildi onlar yapsın, yapamazlarsa da yine onlar bilir” söylemi ucuz bir anlayıştan ibaret olur. “Ya bu deveyi güdeceğiz yada bu diyardan gideceğiz.” Ve bu içinde bulunduğumuz sarmalda adı “pervasızlıktır” ancak. İstanbul’dan gelmiş, tamam Malatyalı ama Erzurum’dan gelmiş, geri tarafta standart sabah 8, akşam 5’te mesaisi biten memurlar gibi göreve gelmiş olanlarla bu iş olmaz. Şehri avucu gibi bilecek. Gece yarısı, cumartesi-pazar, düğünde taziyede her an işini yapacak bir kadro ile gün yüzüne çıkabiliriz. 

Mustafa Katipoğlu nasıl isabetli bir kararsa, hiç bir tepkiye neden olmadı, aynı şekil genel sekreter, şube müdürü de öyle bir isim silsilesinden gelmeli. Görünen o ki Sami başkanın açık bir tabirle yapamıyor. En azından MASKİ’ye zarar ettirmeyecek sağlam bir adam başına konulursa, ESENLİK’e aynı şekil yine zarar ettirmeyecek bir atama yapılırsa arada Sami başkanda rahat bir nefes alır. 

Maski ve Esenlik Genel Müdürü değişmeli. Kızan kızsın, 6 ay’da ne verdiler bu şehre?

Yol asfalt, Park Bahçeler, Çevre temizlik vb gibi daireler doğrudan halka dokunanilecek daire başkanlıklarına daha aktif, uygun isimler getirilirse vatandastaki memnuniyetsizlik bir nebze yerini umuda bırakabilir.

Altı ayda arabanın tekeri döndürülemedi. Araba şimdilik rölantide çalışıyor. Benzini mi biter, kayış mı koparır, contayı mı yakar yoksa vites bire takılır az hareket ettirilmeye mi çalışır belli değil. 

Sami başkanın üstesinden gelememe konusunda sanırım hepimiz hemfikiriz. Kimse alınmasın kızmasın. Gerçekleri konuşmalıyız bugün. Belki imkanlar kısıtlı, tasarruf tedbirlerine bağlı bütçe yeterli olmayabilir. Bunları tabiki anlarız. Ne varki yönetim şemasına koyacağı adamlar spontane değil çok iyi sorup soruşturmalıdır. Temeli sağlam atılmış bir kadro’yla bu araba araba yürür, hatta hızlanır. Ben buna inanıyorum. Çünkü kadro talimsiz-düzensiz, kendinden emin değil, kafası karışık. Uzun süredir bekliyoruz ki şehrin en azından ana arterleri aktif hale getirilsin. İstiyoruz ki yaptıkları yapacaklarının teminatı bir felsefe ile konuşsunlar. Fakat “görünen köy kılavuz istemez” misali Malatya yok oluyor, kaderine terk ediliyor beyler. Sil baştan imar etmekten başka hiçbir şansımız yok. Geliniz Allah rızası için el ele verelim, herkes üzerine düşeni yapsın. 

Dahası Milletvekillerimiz; 

Bakın, Abdurahman Babacan… O da bu şehrin bir evladı. Sanmıyorum ki bilerek ve isteyerek asli vazifesinden taviz vereceğini. Bilmiyorum ama onun da bir ailesi, çevresi, dostları vardır. Ankara’da zaten. Bundan böyle yaptıkları üzerine bir “tık” daha koymasını beklemek en doğal hakkımız. 

Bülent Tüfekçi saçını Malatya siyasetinde ağarttı. Her şeyi biliyor ve görüyor. Bıraksın hala Büyükşehir belediye başkanı olma hülyalarını. O kadar kötü bir insan olabileceğini düşünmüyorum. Nezih kibar bir beyefendi. Mutlaka bir çözüm yolu bulmak için harekete geçecektir. 

İhsan Koca’da hakkeza öyle, vekil ya bu adam vekil. Seçilmiş. Daha ne olsun. Bugüne değin sürdürdüğü pasif siyaset modunu terk edip bambaşka bir kimlikle karşımıza çıkacağını vicdanı adına bekliyor ve temenni ediyoruz. İhsan başkan sen bir avukat, hukuk adamısın. Çıkın artık şu ceviz kabuğunuzdan. Olmuyor böyle. 

İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak, çok temiz ve samimi bir siyasetçimiz. Siyasette kirlenmemiş. Bir kadın eli ile, bir kadının duyguları ile bu şehre rutuşlar yapacağından hiç şüphemiz yok. Uğraşıyor, çabalıyor, en azından sahada, insanları dinliyor. Bir şeyler yapma peşinde. Onun da katkıları değişim rüzgarına dahil olacaktır.  

Mehmet Fendoğlu beyefendi bir kişilik. Ciddi bir soyismi taşıyor. Ve bu soyismini hakkını verecektir. Temsil ettiği partinin bir çok esasını ölçü alaraktan milliyetçi doktrinleri Malatya kodlarına entegrede etmede bonkör davranacağından eminiz. 

Veli Ağbaba anlatmaya gerek yok, lakabı “cesur yürek.” Daha ne olsun. Veli bey’de bu şehrin eksikliklerini görüyor ve izliyor. Onunda muhalefet partisi temsilcisi olarak gerekeni yapmaktan geri kalmayacağını biliyoruz. 

Bakın; şehrimiz güzel bir şehir, yaşanılır, kültürü, berrak, hikayesi her şeyi ile bambaşka bir coğrafya. İnsanları çok güzel bir ırk. Daha demokratik, daha özgürlükçü, daha çağdaş, daha kapsayıcı bir ihtiyata kesin be kesin ait olmalı…

Sayın Sami Er bu pozisyonu mevcut şartlar altında hiç umut vermiyor. Üzgünüm ama öyle. Onunda bulunduğu kariyerini yeniden tanımlaması noktasında yeni bir düşünce arayışına gireceğini ve çok hızlı hareketle, olması gereken kararları bu şehre zaman kaybetmeden aktaracağı hususunda biz / ler hala –umutsuz– değiliz. 

Gerekirse daha otoriter bir formla, bir şeyleri sil baştan dizayn ederek, mevcut yönetim taslağını gözden geçirip, üzerine de farklı kelimeler, etiketler eklemeyi  kabul bilecektir. 

Elimizde ki mevcut siyasiler bunlar ne yazıkki, her şeyi onlara bırakmak nasıl büyük bir felaketse onların dayanak olacağı noktasında biz / hepimiz devreye girersek bir şeyler değil çok şey kendiliğinden düzelir. Ancak, herhangi somut bir sorundan bahsetmeksizin, genel olarak hatları ile sadece yöneticileri eleştiri bombardımanına tutmak ve beraberinde bir ihtiyaçtan söz etmek karşımıza boyutları artmış kocaman çelişkiler yumağını indirgeyeceği kuşkusuz. 

Yani, bugünler de bir şans, elimize başka fırsatlar geçmeyebilir. Malatya indeksinde bölgesel hegemonyamızı arttıracak stratejik bir akılla gidişatın rotasınnda sert bir “U” dönüşle “büyüme kavgamızı” dizayn edeceğiz. Zaten Sayın Başkan’ın iktidarının eksiye düştüğü şu günlerde şahsına münhasır önünde değişime gerek duyduğu dikkat çekicidir. 

Lafın tamamı Elazığ, Bakırköy’deki akrabalara söylenir. Malatya bizim, hepimizin. El birliği ile ayağa kaldıracağız . Yeniden başlayacağız, sıfırdan üreteceğiz, küllerimizden dirileceğiz ama ne olursa olsun başaracağız. Çünkü biz Malatyalılar çok güzel bir ırk’ız. Mutlaka yaparız.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu