Siyasetin yerel seçim turuna girmesi ardından; yani önümüzdeki Mart ayına odaklı siyasette nihayet bir yaprak kımıldadı. İlçemize yapılan Büyükşehir bazlı çıkarmanın sonucunda Pütürge muhtarları ile bir araya gelinmiş, bizlerde izleyebildiğimiz kadarıyla bazı gözlemlerimizi sizinle paylaşmak üzere yerimizi almıştık!
Nezih bir Eylül gününde samimi bir atmosferde başladı toplantı.
Malatya Belediye Başkanı Selahattin Gürkan’ın çiçeği burnunda milletvekili Abdurahman Babacan ile birlikte dün, perşembe günü Pütürge çıkarması “muhtarlar derneği” tarafından verilen kahvaltıdan sonra ilçeye yeni yapılan belediye binası kongre salonunda hassas, dikkatli ve gayet ölçülü açıklamayla aslında yol haritasını ilan etti.
Böylelikle, Gürkan’ın seçime hazırlandığını ve şehrin en güçlü adayı olduğunun ilk sinyallerini memleketi Pütürge’den verdiği ayan beyan…
Notlarım arasında ciddi bir yeri bulunan bölümü de sizlere aktarmam gerekirse; “şehri bir an önce ayağa kaldırmamız için günlük 100 milyon para bulmalıyız” söylemi oldukça iddialı ve bir Başkanın içinde bulunduğu sorumluluğun büyüklüğünün kanıtı sayılmaktaydı.
Seçime hazırlandığının ilk sinyallerini vermesinden çok içinde bulunduğumuz dönemde yaşanan zorluklarla, depremde ağır bir yenilgiye uğrayan şehir psikolojisine uzun uzun değinmiş, faliyetleri ve daha iyisine ulaşmak, şehrin bir an önce ayağa kaldıracak bir çıkış arama girişimi için mücadelesinden söz etti salondakilere.
Gürkan’ın söylediklerini tek tek bülten şeklinde elbette buraya not düşmeye gerek duymuyorum…
Öncelikle siyasi figürlerin Pütürge ziyaretlerini hep değerli bulmuşumdur. Çünkü ezelden beri ötekileştirilmiş, kaderine terk edilmiş, genç nüfusunun çıkıp gittiği, bölge istikrarına dair somut yaşam imtiyazları eksilmesi nedeniyle Siyasilerin buraya dair oluşturdukları programları kim olursa olsun bizler için her zaman heyecan yaratmış ve gereğinden fazla önem arz etmiştir.
Bizzat sorduğum Babacan’ın meğer ikinci Pütürge ziyaretinde yine “gelecek yönünde yapacaklarının teminatı” sayılacak uzun ve detaylı konuşmasını çok dikkatli şekilde dinleme fırsattı buldum. Elbette notlarım oldu. Sormak istediğim sorularım da vardı. Muhtarlar toplantısı olunca sorularımı ertelemek zorunda kaldım. Henüz ilk kez tanıştığımız yeni bir milletvekilimizi soru yağmuruyla sıkıştırmayı uygun görmedim doğrusu!
Babacan standart bir akademisyen, akademik üslubunu siyasi lehçeyle harmanlayıp sunması doğrusu pek mutlu etti. Çünkü bir siyasinin üslup, hitap kabiliyeti, giydiği giysiler, saç stiline kadar, mimikleri, vücut konuşma dili yaptığı hizmetlerden ziyade toplum üzerinde pozitif etki oluşturduğuna inananlardanım.
Ak parti İl başkanı hemşerimiz Namık Gören’in “Pütürge’li olmaktan gurur duyuyorum” sözleri derin bir duygusal birlikteliğe dönüştü. Yepyeni konre salonunda uzunca alkışlandı söyledikleri.
Prosedür gereği olsa gerek konuşmacıların tek tek “sayın falan başlan, filan Başkan” diye tek tek taktim etmeleri can sıkıcı, zaman kayıp ettirici olsa da ziyaret bir siyasi propagandadan öte hemşeri buluşması günü olarak değerlendirilebilir. Hiç bir yere laf yetiştirilmedi, kimse bağırmadı, sinirlenen olmadı, kimsenin kimseye laf sokma yarışı yaşanmadı, argo söz kesinlikle yoktu, siyasi slogan atılmadı, böyle sıkıntılı bir zaman da söylenilmesi gerekenlerle yetinildi, kimse coşmadı sadece yapılanlar bir de yapılması planlananlar, bütün Malatya genel hukukunu koruyan bir üslupla kendilerini ifade etmiş, geleceğe dair planlamalar üzerinde geniş bir projeksiyon oluşturuldu sadece.
Belkide şu sıralar en çok ihtiyacımız olan şeyi yaptılar. Konuşmaları bilhassa anlamlı kılan da bu hassas ve dengeli tutumun sergilenmiş olması idi.
En önemliside artık siyasi bir klişe haline gelmiş tarz diyelim.. Selahattin Başkan meydan okumadı kimseye, şöyle kıracağım şöyle dökeceğim dememesi… Şununla hesaplaşacağım, şunu sandığa gömeceğim gibi uç ve kutuplaştırıcı sözcükler kullanmadı. Yeni dönemle ilgili olarak kimseyi hedef göstermedi anlayacağınız. Siyasi meşrepte Muhtarlarımızın geniş bir coğrafyaya dağılmış sorunlar silsilesini dinledi. Buraya kadar olanlar; yani diğer yandan Gürkan’ın yeni tutumunu, önümüzdeki yerel seçim için hem siyasi duruşunu, hem de psikolojik üstünlüğünü tamamlayan alanın çerçevesini çizdi.
Güçlü ve kapsamlı bir şehir yapılanmasının şart olduğunun altını çizerken güçlü ve kapsamlı bir siyasi duruş sergilenmesi gerektiğini iletmiş ama kesinlikle Gürkan’ın son günlerde eş-dost-akrabaların ilçe belediyelerine doldurulması sansansiyonel haberlerine itihafen olsa gerek; “benim dayım, amcam, yakınlarım belediyenin yanından dahi geçemez” söylemi öte yandan yıkılmış, harap olmuş, ciddi sorunlarla boğuşan şehrin insanlarına diğer ilçe belediye başkalarınca yapılanların saygısızlık olduğunun altını çizmekten geri kalmadı.
Aynı şekil ilçemiz Pütürge belediye başkanı Mikail Sülük’ün verdiği mesajlarda önemliydi. Pütürge’nin siyasi çarpanının büyük olduğuna değinmiş, en nihayetinde 2020 yılından itibaren depremlerle mücadele eden ilçe karakterinin zayıflamadığını, tam tersine dahada güçlendiğine vurgu yapılarak deprem’de bile yatırımların hız kesmediğine dair bilgiler paylaşıldı.
Gayet tabii en başta da Pütürge’nin içinde bir ukde olduğunu gizlemeyen deprem sorunları ön plandaydı.
Zaten Başkan Gürkan’ın daha 2019 mart ayında başlayan yön haritasını belirlemiş, bu güne değin aynı çizgi ve felsefe üzerinde illerlediğini 20 yıllık belediye başkanlığı siyasi hayatına özdeş kılarak mesaisini yoğunlaştıracağına şüphe bırakmayan bir yöntem ortaya koydu.
***
Pütürge’de gerçekleştirilen toplantının eksiklikleri de vardı elbette. Salonda ses düzeni bozuktu. Muhtarlar sorunlarını anlatamadı bir türlü. Muhtarlar derneğine üye muhtarlarla üye olmayan muhtarlar arasında bir ikileme olduğu fazlasıyla göze çarpıyordu. Muhtarlar derdini sorunlarını anlatmak için söz aldıklarında bir siyasi propagandayı cümleleri arasında gizledikleri belirginleşti. Vs.
Pütürge’de işler böyle. İnsanlarımızın siyaset elinin ilçenin mukadderatına daha çok uzanmasının taraftarı. 12 Eylül 80 askeri darbesinde iyice yalnızlaşan ve nüfusunun çok büyük bir bölümünü kaybeden ilçeye bundan böyle siyasi neşter atılmasının iyi fikir olduğunu ve bunun aslında tamamen gerekli olduğunu savunduğumuz bir varsayımı mecburen karşımıza çıkarmaktadır. Veya güçlendirmemiz lazım.
Önümüzdeki seçimlerde kim zaferle çıkarsa çıksın Pütürge geleceğine ağır hasar verecek her türlü çıkış ve şartta karşı olacağımızı belirtir; insanlarımızın yıllar boyu biriktirdikleri ezikliklerini sonlandırmaya itimattan daha normal bir tercih hakkı olamaz demekteyiz. Üstüne üstlük pütürge bundan böyle farklı bir kulvara taşınmak istiyor. Bu güne değin akıllarda yer edinmiş şeklinin dışına taşarak iş, siyaset, spor ve sanat alanlarında hatrı sayılı bir imkana tanıklık etmek peşinde.
Ayrıca, AK Parti’nin bünyesinde çakmayı tasarlayan daha şimdiden isimleri ortaya atılan birçok aday adayı vardır. Her durumda, centilmence bir yarışı denemek için bir sebep görünmüyor. Aksi takdirde, kaybeden yine ilçenin yorulmuş kaderinden ve insanlarından başka bir şey olmayacağı aşikar.
Gürkan ve Babacan’ın Pütürge ziyareti bu nedenle önemliydi. Bundan böyle Pütürge’nin kaderine ortak olmak isteyen diğer siyasiler açısından da önemli. Yerel seçimleri genelde İstanbul’dan kontrol edilen formunu mutlaka değiştirmek için yerel siyasi aktörlerin “mutlak ve pürüssüz bir temas”ı tesis etmenin son adımlarının atılmasının gerekliliği anlamın geliyor.
Muhalefet için ise siyasal güç denkleminde kalmanın en son yolu olarak görüldü hep buralar.
Diğer yandan sonbahar-kış ve baharla birlikte siyasi heyecan buralarda tavan yapacak. Siyasi heyecan tavan yaparken yerel seçimlerin sadece yerel seçim olmadığını ve her şeyin bir düğün havasında geçmesi tek temennimizdir. Şimdiden ilçemize hayırlı olsun.