DünyaGenelGündemKöşe YazılarıMalatyaSiyaset

Başkan Gürkan Tek SİZ Hepiniz!

Malatya öyle bir hale geldiki siyasette tarafgilliğin, cemaatlerin güç gösteri alanı, rantın kavgası, fakir fukaranın ayaklar altında ezildiği bir arena haline geldi. 

Depremde elbette tuzu biberi olunca her şey iyice çekilmez bir hal aldı bu topraklarda. Tabiki bizlerde gözlemliyoruz, okuyoruz, zaman zaman şahit olduklarımızı sizlerle paylaşımaya çalışıyoruz. Bir kere ortada çok ciddi bir haksızlık meselesi var. Başkan Gürkan üzerine oynanan oyunlarla başlayan haksızlığın kaynağına bizleri götürecek “gerçekleri” anlatmakta bizim boynumuzun borcu olsun dedik ve bu yazıya başladık. 

O sebeplen geçen gün akşam saatlerinde atmış olduğum twitten (X) başlayacağım. Aynen şöyle dedim:  “Malatya’da toplasan hepsinin sayısı 5000 kişiyi geçmeyecek kitle 1.5 milyonun kaderiyle oynuyor. Hepsi bir gün bir bir gidecekler.” 

Siyaset, cemaat, dün tüccarları, iş insanları, mafya arttıkları, ganimet avdılar ve rant paylaşımcıları figürlerini topladığınızda bunların sayısı kabataslak en fazla 5 bin kişi civarı. Şehrin her alanına kanserli hücreler gibi nüfus etmeyi başarmış bunlar, tüm güçleri kendinde toplamayı elde etmişler, her noktaya bir adamını yerleştirerek tüm sahaya hakimler, nerde bir rant var ise ilk bunlar çullanır oraya, arsa mı kapatılacak 5 bin kişiden biri alacaktır mutlaka. İnşaat mı yapılacak önceden kimin yapacağı ayarlanır ve herkes aslan payını alır. 

Yıllardan beri oluşagelen bu zehirli konsorsiyum adeta sülük gibi şehrin kanını emdi, emdi en son bitirdi. 

Bir çoğunu sizlerde tanırsınız, velakin şehrin bu hale gelmesinin tek müsebbipleri oldukları aşikar olduğu halde her zaman kamufle olmayı başarmışlardır. 

Depremde yakılan binaların en çok kimin döneminde-kimlerce inşa edildiğini, hangi şirketler-hangi yapı denetim firmalarının imzaları altında var bakarsanız, az buçuk söylediklerimi anlamanıza yardımcı olacaktır!

Siyaset, cemaat, tarikat, bazı yer altına çekilmiş ve şehir dışından iş insanlarının uzaktan kumanda ile sürekli ama sürekli paslaşarak elde ettikleri rant çarkı o kadar büyüdüki en hızlı, parlak dönemlerini Hacı Uğur Polat ve Ahmet Çakır döneminde yaşadılar. Öyle ki artık açıktan, insanlarımızın gözüne soka soka götürdüler. O dönem mevcut diğer Siyasilerse çoğu koltuk değneği aparatı niyetliyle kullanıldı. 

Selahattin Gürkan ne zaman % 68.4 gibi oy ile Büyükşehiri kazandı 5 bin kişi arasında bir telaş başlaşmıştı. Bir şey yapmalıydılar. Hiç bir gruba dahil olmayan, devletin tek kuruşunu kimseye yedirmeyen, Battalgazide yaptıkları ortada iken, memurluktan gelme, standart bir siyasetçiye karşı kılıçlar o gün çekildi işte. Şehrin efendileri “ya bizden olacak ya hiç…” düsturunu terk etmediler hiç bir zaman. Gürkan bunu gördü ve ortada bir cenaze gibi duran borç miktarını açıklamakla savaşa karışlık vermeye çalıştı. Tek başınaydı. Akabinde bürokrasi de o kadar güçlüydülerki genel merkezden Gürkan’ın bu çıkışı derhal engellendi. 

Atmış olduğum başlığa o yüzden iyice dikkat edin, çok açık taraflı, sınırlar koyan, keskin bir söylemin tabirini oluşturduğu varsayılabilir. 

Ama değil…

Tamamen; yıllardan beri şehrin içini türlü etkilerle boşaltmış, bu gün bile hiç bir risk almadan aynı eski gücü, Gürkan’dan önceki ihtişamına kavuşmak üzere pozisyon alarak her şeyi yapmayı mübah gören foseptik bir yapılanmaya karşı verilen kavganın boyutu aslında. 

Malatya’da bazıları kendinden çoğu da muhataplarının tavır alışından kaynaklanan çözmesi ya da yönetmesi gereken onlarca sorunu varken sadece Başkan Gürkan tasfiye etmeye odaklanıldığının inanılmaz net fotoğrafı var satır aralarında. 

Aynı ekip iki önceki il Milli Eğitim Müdürü Battal Kanbay’ı sırf kendilerine itaat etmediğinden sorgusuz sualsiz çar-çur etmekten geri kalmadığını hepimiz biliyoruz. Kendinden olmayan herkes önce düşman ilan ediliyor, ardından öcüleştiriliyor, en son imha etmeye geliyor sıra. Kanbay’ın bu zihniyetle kavgasının bir parçası olan CHP milletvekilliği adaylağı ile gelişen süreci bu kez aleyhinde kullanmaya kalkışmaları kadar acımasız bir güruhtan söz ediyoruz. 

Neyse ki asıl amaçlarına ulaşamadılar. Varlığını, siyasi istikrarını, şehrin geleceğini subliminal mesajlarla elzem şekilde tehdit eden bu sansürlü kitle; bulundukları coğrafyayı, ele geçirdikleri imkanları, elde ettikleri rantı, gücü dahi hiç çekinmeden bu şehrin 1.5 milyon insanına karşı kullanmaktan çekinmediler. Onun için şimdi hepsi organize ve birlikte hareket ediyor yine. Çünkü Başkan Gürkan’la birlikte elde ettikleri imkanlar, rant hatta diplomasi dahi devre dışı kalmış… Hepsi bir süpürge ile kenara itildiğinin farkında. Hiç bir işe yaramıyorlar artık. Tekrar yemeleri, kaldığı yerden şehri paylaşmaları, yine bir masaya oturup şu ihale senin, bu falanın, o diğerinin diyerek kendi alanlarında pay etmeleri gerekiyor. Ama önünde kapı gibi bir engel var. Tek ve açık formül ise: GÜRKAN GİTMELİ!

Ayrıca depremle birlikte muhtemel şehrin yapılanmasında kullanılması planlanan 3-5 milyar dolar arası korkunç büyüklükte paranın şehre geleceğini sokaktaki Ayşe hanım, Ahmet abi, esnaf Mehmet amca bilmiyor ama bunlar biliyor. En çokta canlarını acıtan taraf bu paranın tek kuruşuna dokunamayacaklarının çaresizliğidir. Ve bundan sonraki rantı aralarında parselleyemeyecekleri için gerek sosyal medyada, gerek siyasetten, gerek halkın gözünde Gürkan’ı sürekli hedef gösteren yıpratıcı dezenformasyon haberlerle abluka altına almaya çalıştıkları muhakkak. 

Farkındaysanız son zamanlarda benzer haberlerin sayısının daha da arttığını görmekteyiz. 

Ama diğer siyasi arkadaşlar sanki sütten çıkmış ak kaşıklarmış gibi hiç birinin tek itibarsızlaştırma haberine rastlayamazsınız. Mehmet Çınar’ın hatalar zinciri ise artık bir alışkanlık olsa gerek. Zaten şehrin siyasi kültürü sanırım bunu normal karşılıyor. 

Önceki Yazılarımı takip edenler bilir, Gürkan neden sürekli olumsuz şekilde gündemde iken diğer siyasiler hakkında tek olumsuz habere rastlayamazsınız iddiam ne yazık aynı  norm’a çıkarıyor bizleri. 

Öyleki mevcut milletvekillerinden biri dahi Büyükşehir belediyesi başkanlığı İçin kulis çalışmalarına başlamış, eyvallah. Milletvekilliği az geliyor olmalıki Büyükşehiri almak peşine düşmesi asıl maksatların ne olduğunu göstermeye yetmiyor mu? Madem o kadar başarılısın milletvekili olarak ne yaptın, bakanlık dönemlerin de ne verdin bu şehre diye sormazlar mı adama? 

Sorsan hiç şüphe yok ki şehirde demokrasi açığını kapatıp, insanlarımızın hakları ihlallerini ortadan kaldıracak, gayet daha da iyi yöneteceğini iddia ederek, sorunlar karşısındaki pozisyonlarını ülkeye daha kolay anlatacak şeklinde gösterilse de asıl hedefi biliyoruz biz. Gürkan’ı derhal saf dışı bırakılması…. 

Özellikle en çok yüreğimizi yaralayan bölüm ise; fetö kriptolarının farklı alanlarda farklı isimlerle tüm organizasyonda yer alacak şekilde karşımıza çıkıyor olmaları. ilişkilerinde o denli profesyonellerki; pazarlık gücü doğrultusunda yine ne kadar sistem değişirse değişsin hem ülke hem şehir siyasetinin özüne sürekli hakim olma çabasına rastlıyoruz.  

Malatyanın önünde mutlaka aşılması gereken bu vb kronik engelleri pas geçmek şanımız olamaz. Bazen merdiven altı siyasetinin ucuz programlarla yıllarca tutarsızlığının gizleyecek çalışmalarını insanlarımızdan gizleyip dikkatleri değişik alanlara çekme başarısı…  Bazen siyaset-halk ilişkileri normalmiş gibi gösterme gayretlerinin altında bakıyorsunuz çok tehlikeli tuzaklar yatabiliyor… 

Bazen de kayısı sorunu gibi tüm halkımızı ilgilendiren tekelleşmiş sorunumuzu görmezden gelerek halkımızın teveccühlerini bambaşka yöne çekerek, onu dahi fırsata çevirebileceklerini başaran bir kilik ortada geziyor. 

Ben bu yazıyı bu kripto arsızların yıllardır hepimizi aptal yerine koydukları için yazdım!

Zannediyorlarki kimse bir şey bilmiyorda sadece akıllı kendileri ve gerçek yüzlerinin bilindiğini, bundan böyle de bilenlerin sayısının çoğalsın diye yazdım! 

Rahat bir vicdanla kırk haramilerin deşifre olunması sebebiyle yazdım! 

Artık yeter, düşün bu şehrin bu insanların yakasından diye isyan ederek yazdım! 

Biliyorum benden nefret duyacaklar. Orda burda hakkımda asılsız ithamları öne sürebilirler. Tekrar bir yolunu bulup mahkemeye de koşabilirler. Tarih sonunda herkesi yaptıkları ile not edecek. Ondan; Başkan Gürkan’ı hedef gösterip şehrin ana arterlerine tekrar çökmek isteyen siz, hepiniz. 5 bin kişi değil bir milyon da olsanız bir gün mazlumun ahı tutacak ve muhakkak yenileceksiniz. Aksi takdirde dengenin korunması ve sorunun bekası adına şehre çekilen operasyona göz yummak, sosyal çatışma sırasında araştırmadan-bilmeden onların ekmeğine yağ sürmek, her şeyi oldu bittiye getirerek güçlerince yok ettikleri Malatya üzerine hâlâ pazarlıklar sürdürmek isteyenleri görmemek ancak korkunç bir trajediden başka bir şey olamaz. 

Bundan sonra asıl halkın siyasette üstünlüğü ilişkilerin tam tesisi de, şehrimizin sorunlarını hep birlikte ortak mutabakatta çözüme kavuşması da çok daha kolay, insanlarımızın çektiği bunca acılar sonrasında varılacak bir adresim kapalı kapılar arkasında güç birliği yapan karanlık kriptolar olmasını kabul etmemeliyiz. 

Keşke Malatya gibi kıymetli bir coğrafyanın siyasi liderlik kavgası daha demokratik olsaydı da deprem öncesi amaçsız ve acımasızca parsellenmiş tüm özlük hakları tarumar edilirken insanlarımız mağdur olmadan süreci görebilseydi, öyle aşabilseydi. 

Unutmayalım ki Başkan Gürkan’ın bugün türlü algı oyunlarıyla şehrin gözünde itibarsızlaştırma çalışmaları kısmen başarıyla ulaşmış olabilir. Sonuçta Gürkan alnının akıyla seçime giriyor mu, giriyor. Başkan kalması rant mekanizmasının tekrar şehre el koymasını engellemek niyeti şehrin istikrarı açısından tarihi bir adım anlamını taşır. Malatya’nın yeniden kurulması, büyümesi ve tekrar bölgede oynayacağı rol açısından da önemli. Duygusal ve siyasi sarsıntılarını çabuk atlatan bir şehrin ilişkilerini normalleştirmesine bakmalıyız bir an önce. Yoksa var olan da elimizden gidecek. Söylemiş olayım. 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu