AnalizDünyaGenelGündemKöşe YazılarıMalatyaSiyasetVitrin

BAYRAM TAŞKIN’IN ŞOV TAŞKINLIĞI VE ŞAŞKINLIĞI

Bir süre önce kimsenin tanımadığı, “Milli görüş” siyaset anlayışından geldiği söylenen, asıl mesleği avukatlık olan, hiç esamesi okunmazken paraşütle Battalgazi belediye başkanlığı koltuğuna iniveren Bayram Taşkın ‘ın belediye başkanlığı yapmak envanterinde olmadığı için, belediye başkanlığı yapmaya çalışıyor son günlerde…

Ama ne belediye başkanlığı!

Daha çok akrabalarını belediyede sağa sola yerleştirmekle şöhret kazanan Taşkın, soy ismine uygunlukta son ve tek icraatı ise şov taşkınlığı yaparak “açın kombileri, açın petekleri, sonuna kadar açın, gaz bulundu artık gaz bedava”diyerek absürt çıkışıyla Türkiye gündemine oturan Abdurahman Uzun’şehre davet etmekle dikkatleri üzerine çekti. 

Tarumar, bitap, mevta haldeki şehrin tüm zehirli oklarının aniden üzerine çevirmeyi başardı  böylece sayın Taşkın. 

Lütfen kimse yanlış anlamasın, Abdurahman Uzun ile hiç bir husumetim olamaz. Eminimki çok iyi bir insandır. Ses tonu güçlü, hitabı etkili. Videoların izlenme tirajı fevkalede…

Rizeli İlkokul öğretmenim Osman Uzun ile belkide akrabadır. Tam 20 kaldı köyümüzde ve barajın gelişiyle birlikte olta kültürünü bölgemize getiren ilk kişiydi. Benim burada dile getirmeye çalıştığım belediyenin parası, Fuzuli masraflar yerine derhal –halkın acil sorunlarına– odaklanılması…

Yalnış mı diyoruz!

Sayım Uzun hakkında; Ak parti’ninde artık rahatsızlık duyduğu ve bir çok söylemi ya Ak Partili yetkililerince red edilmiş yada kabul görmez başlıkların tolere edilmemeye yönelik  fikirler taşıdığı bilinen bir şey. Hal böyleyken şimdi getirip Uzun kimliğini şehre motivasyon kaynaklı dikte edilmesini hayretler içinde izliyor Malatya ahalisi.

Ak Parti bir kesim tarafından dahi dışlanan birini şehre davet buyuran çiçeği burnunda başkan, sanırım ne yaptığını bilmiyor. Şaşkın bir halde. Hele de sosyal medya cenahı tarafından “trol” diye nitelendirilmesini umursamadığına binaen, şahsına münhasır Uzun’a jest yapmaya kalkışması hangi aklın ürünü, ziyadesiyle merak ediyor ve sormak istiyoruz. 

Sen önce dön bak şehrine… Milletin hali ortadayken, binlerce aile halan konteynırlarda yaşam savaşı verirken, on binlerce çocuğumuz “burs burs” diye kapı kapı gezerken, miladı dolmuş birine belediye musluklarını açmak genetik bir siyaset bilmeme hastalığı değildir de nedir yani? 

Başlıktaki cümlemin cevabını biliyoruz: Bayram Taşkın şapkadan çıktı, Malatya siyaseti ajandasında adı yoktu. Kendisi de buna şaşırmıştır. Böyle olunca eli ayağına dolaştığını anlıyoruz. Çünkü bir hazırlığı yoktu. Savaşarak gelmemişti o yere. Elinde bir programı, kurumsal bir kartviziti, topluma vereceği sapasağlam bir projesi bulunmuyordu. Dolayısıyla kıt imkanları onu –dışarıdan destekli- bir arayışa sürüklediğini gözlemliyoruz…

Malatya şehri ile hiç bir ortak özellikleri bulunmayan, sırf “fenomendir” diye Malatya vitrinine “iyi bir mankendir” yakıştırması ve markasıyla koymaya kalkışması Malatya halkına, depremzedelere, canı yanmış insanlarımıza saygısızlık olduğunu bilmeyecek kadar siyasete uzak bir figür sayın Taşkın. 

Tipik bir muhalif olarak algılanabilir bu yazı. Kategorize de edebilirsiniz. Hiç mühim değil. Başkan Taşkın’ın acaba bu şehirde mi yaşıyor? Yaşadığını var sayarsak, içinde bulunduğumuz muhtelif şartlara rağmen krizi yönetmekle hiç bir alaka taşıdığını söylemek çok zor. 

Yani görüyoruzki Malatya’nın en büyük ikinci ilçesi Battalgazi koltuğu Taşkın’a bir beden büyük gelmiş. 

Ayrıca Abdurahman Uzun’un bedava gelip bir konferans, söyleşi, panel adı her neyse yapmayacağını hepimiz adımız gibi ezbere biliyoruz. 

Şunu diyoruz esefle; afaki şekilde yara almış, zor’da ki bu şehrin gelirini, tek kuruşunu, parasını boş heveslerinize, siyasi PR’lerinize kurban etmeyiniz. Eğer harcayacak bir paranız var ise; bizim, bu şehrin çocuklarına harcanınca sizi ancak meşru bir başkan sıfatına taşıyabilir. Aksi hezeyandır. Tepe yöneticilere yaranmanın kişisel bir egosal kampanyasıdır. Ucuz ama ebatları pahalı siyasi bir şov, milleti-oy verenleri takmamazlıktır. Bunun bir vebali olduğu gibi, seçilmiş bir yetkilinin görevi kabul etmek mümkün değil. 

Kimse kusura bakmasın…

Milletin tek gelir kaynağı kayısının hali ortada. Çiftçi perişan, şehrimizin hali içler acısı, “teneke şehir” yakıştırması yapıyorlar artık bir zamanlar “Doğunun Paris’i” denilen Malatya’ya. Konteyner kentler almış başını gitmiş. “Hindistan” olarak adı değişecek neredeyse. Bir an önce yaraların sarılması, kış bastırmadan.ailelerin evlerine taşınma beklentisini düşük profilli sanal provalarla gidermek acizlikten başka bir şey olamaz. 

Hatta anketlerde yaptırabilirsiniz anketörlerinize, hangi vatandaşımızın sayın Abdurahman Uzun beyin konferansana ihtiyaç duyduğunu, bakalım 1.5 milyonluk coğrafyada kaç kişi “gelsin” teyitini verecektir…

Hadi hodri meydan. Bırakın bu düzmece, içi boş, klişe, haybeden harcama yapma işlerinizi…

Yok, efendiler yok! Böyle bir talep yok. Talep nedir biliyor musunuz? İnsanca yaşamak! Malatya’nın gündemi; böylesine uyduruk, gereksiz, toksik, modası geçmiş, velhasıl kul hakkına giren… üstelik hiç bir vasfı bulunmayan birinin belediye parası karşılığında üç beş kelime etmesinin taraftarı değil. 

Halkın arasında olduğumuz için, bire bir diyalogta olduğumuzdan bu tavrı net verilerle görebiliyoruz. 

Siz bir hukukçusunuz sayın Taşkın. Önce “adalet” değil mi? Bu popülistlik kokan tiyatrasal merasiminiz hiç bir adalet alanına girmiyor. Bunu siz de biliyorsunuz. Ha yukarıdan “götüreceksin kardeşim, kuzu kuzu parasını da cebine koyacak sağ Salim gödindereceksin tekrar” talimatı gelmişse, ki o da etik değil. Sizi Malatya halkına havale ederiz o zaman. Çünkü sizi onlar seçti ve sadece onlara karşı mesuliyetinizi yerine getirmekle yükümlü olduğunuzu “pas” geçemezsiniz. 

Çünkü bizim sorunlarımız çok, sıkıntılarımız başımızdan aşmış, dertlerimiz bir değil bin. Millet perişan. Okullar açıldı. Veliler ordan oraya koşturup duruyor. İnsanlarımız yorgun ve umutsuz. Acı ve ağır bir deprem travması geçirdik. Bir an önce kendimize gelmeliyiz. Biraz toparlanalım sonrasına bakarız. 

Bedavaya geliyorsa baş tacı. Hatta gelmişken Malatya için gözlemlerini anlatır, belki bugüne değin buhranda kalmış halimize videolarında anlatarak, dikkat çekebilir. Aptal değiliz, çözdük bu işi! Bu kişi para için geliyor. Parasız olsa Malatya adını dahi ağzına almaz. Parasız olsa ne işi var buralarda. Evinde oturur  videolarını çeker, farklı sosyal medya platformlarında biraz duyar kasar o kadar. 

Dahası sayın Uzun bir blim insanı değil, akademisyen hiç değil, deprem uzmanı yine değil, toplum analizci değil, sosyolojiyi bilmiyor, tarih alanında hiç bir savı bulunmuyor. Yani bunlardan çok var bizde. Yerel de dolu. Sorarım şimdi, o vakit hangi etiketle koca şehrin karşısına çıkaracaksınız? Sırf Ak Parti’nin adamıdır diye mi? 

Ayrıca AK Parti’yi halkın gözünde “başarısız” imajını alnına “şak” diye yapıştırmaz mısınız bu formunuzla? İnsanlar artık burnundan soluyor. Görmüyor musunuz hiç? Gerçi halkın arasına çıkmazsanız nereden göreceksiniz ki! Ekonomik kriz sizi vurmamış olabilir ama git bak insanlar ne şartlar altında, nasıl geçiniyor! İnsan konforuna yönelik, Toplumsal, toplum yararına uygun projeler üretmeniz gerekirken skeç peşinde koşmanız belki küçük bir kitleyi memnun edecektir ama genel anlamda puan kaynı anlamına gelir.  

Hikaye biraz karışık aslında, söylenecek çok söz var. Siyasi profesyonelliğinize ciddi bir format atmalısınız belkide. Danışmanınız var mı bilmiyorum, varsa derhal değiştirin derim, önünüze getirdikleri platonik aşk’vari safsata programlar gerçekten saçmasapan ve toplumun, Battalgazi’nin hiç bir değeri ile entegreli olmeyen ilgisiz ve komiklik kokan şaklabanlıklardır . 

Düşünsenize asırlardır tarihe damgasını vurmuş Seyid Battalgazinin han’ın adını taşıyan bir bölgenin başındasınız ve şu uğraştığınız işlere bakın. Daha ne diyelim. 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu