GenelGündemKöşe YazılarıMalatyaManşet

Vicdan Çerçevesinde Kul Hakkı!

Teorik olarak hepimizin bildiği ama pratikte umursamadığımız bir durum var: Kul hakkı! O kadar ince bir çizgide yer alıyor ki; yükü ağır, uygulaması ise vicdan ve karakter meselesi. Bildiğiniz gibi kul hakkı; bir kimse bir kimsenin hakkını yer, malını çalar, hırsızlık yapar ise büyük vebali olan kul hakkını işlemiş olur.

Kul hakkı pek çok sebebe bağlı olarak işlenebilir. Dolayısıyla bir kişinin istemediği bir şey yapması, onu alay etmek, küçük düşürmek, başkasının yanında aşağılamak, dedikodu yapmak, rencide etmekte bir kul hakkıdır. 

İnsan hayatında geniş kapsamlı yeri olmasına rağmen keyfi durumlar için göz ardı ettiğimiz kul hakkı en büyük günahlar arasındadır. Kişi başkasının hakkını gasp ettiğinde onunla helalleşmeden affedilmez. Bakara Suresi 188. ayetinde kul hakkının önemine vurgu da bulunuyor. “Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını bile bile günaha girerek yemek için onları hakimlere (rüşvet olarak) vermeyin.”  

Vicdan meselesi diyoruz ya işte tam da vicdandan geçiyor her şey. Biraz da empati kurmaktan…

Hakkınızda bir dedikodu ya da sizi rencide edecek bir söz/davranış ile karşılaştığınızda o ilk tepkinizi hatırlayın. Kızarsınız, üzülürsünüz değil mi? Size yapılmasını istemediğiniz ne varsa başkasıda bu durumdan memnun olmaz. Bunun bilincinde olmak her şeyi değiştirebilir.

Ne yazık ki çoğu kez umursamıyoruz. Bu da hep kendimizi düşünüp hayatımız boyunca saygınlık kazanmak için uğraşlar vermekten geçiyor. Aslında bunun da yolunun dürüst olup, kul hakkına girmemek olduğunu es geçiyoruz. Dünyevi kazanımlar ahiretimizi mahvediyor kendimize çeki düzen vermiyoruz. Sosyal hayatımızda, iş hayatımızda bunun örneklerini çok görmekteyiz. Özellikle ticaret alanında aşına, malına terazide hile yaparak yarım kiloyu bir kilo göstermek,  sattığı ürünün elek altını arka plandan müşteriye dayatmaya çalışmak ve en önemlisi bile bile yanında çalıştırdığı işçinin hakkını yemek.

İşinizi severek, elinizden gelenin en iyisini yaparak çalışırsınız, ama işveren, oradan buradan kısarak hakkınızı gasp eder. Emek verip emeğinin karşılığında hüsrana uğramak da kul hakkına girer fakat gel de bunu vicdandan yoksun olana anlat! 

Sonra beklesin dursun saygınlık. Toplumun kabul görmediği ne varsa hepsi kul hakkı ihlalidir.  Kimsenin hakkı kimsede kalmaz. İlahi adalet elbet tecelli edecektir. Ya bugün ya yarın…

Unutmayın hepimiz topraktan yaratıldık, toprağa dönüceğiz. Ne ben senden üstünüm nede sen benden. Sonuçta hepimiz insanız. İllaki hatalarımız olacak, ama telafisini geciktirmeden. Zenginin fakiri ezdiği gibi gücü olanın çömezi yerle bir etme derdine girdiği günümüzde, her ne olursa olsun aldığınız kararları vicdan yoklamasından geçirin. Vicdanınız kabul ediyorsa huzurlu iseniz yola devam. Aksi olursa  hem kendinizi hem de ahiretinizi mahvetmiş olursunuz. 

Selma Karakaş Tutuş

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu