TARİH DENİLEN MUAMMA!

Osmanlı İmparatorluğun çöküş anını öğrenme isteyen bu ülkede yaşayan her insanın didik didik ederek, ibret alarak okuması gerekli olan dönem Osmanlı’nın son 20 yılıdır .İbretlik olaylar gafletler, ihanetler ,yanlışlar vardır.
Şemsi Paşa’nın şehit edilmesi de bu olaylardan biridir. O devletine bağlı kurallara uyan bir paşadır. II Meşrutiyeti ilan etmek için Makedonya’da dağa çıkan İttihatçı bir subay tarafından şehit edilmiştir. bir ülkede düşük rütbeli bir asker bir paşayıı öldürüyor ise o ülkede o bölgede ki askeri birlik çürümüş demektir. Bir olayın haklılığını ise aradan geçen zaman gösterir. Atıf kamçıl Bir subaydır. tarihte bilinen tek yönü Şemsi Paşa’yı Şehit etmiş meşrutiyete giden yolu açmıştır. Sultan Abdülhamit II Meşrutiyeti ilan etmiş katil ise maalesef hem Osmanlı döneminde Mebusan Meclisinde ve hem de Mustafa Kemal’in vefatından sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde. Milletvekili olarak mükafatlandırılmıştır.

Müfit Şemsi babası Şemsi Paşa ile ilgili hatıratı Niyazi’de ki yazılanlara cevap veriyor. Resneli Niyazi bir komitacı. İttihat Terakki Partisi’nin Hürriyet kahramanı. İttihat ve Terakki partisi Niyazi Bey dışında diğer ittihatçıların hatırat yazmasını yasak ediyor. Niyazi Beyin Hatıratı İttihat ve Terakki Partisi’nin denetiminden geçer. Bir komitacı bu kadar ağdalı bir dille hatırlat yazamaz. Aslında Niyazi beyin hatırasının yazarı kendisi değildir. Ahmet Bedevi Kuran, hatıratı yazanın Hasip Bey olduğunu söylüyor.

Şemsi Paşa devlete bağlı bir askerdir. İttihatçılar meşrutiyetin ilan için daga çıkınca o bu isyanı bastırmak için Makedonya’ya gönderilir. Kendisi Arnavuttur ve Arnavutların arasında şöhreti yaygındır. Bütün Arnavutları halifeye sadakat ve bağlılık için Kosova’da toplanmaya davet eder. Bu toplanış günlerce sürer. 50 binden fazla Arnavut toplanmıştır. Makedonya’daki tüm isyancılara karşı bir gövde gösterisi dir. Bu arada Mülazım Atıf, Şemsi Paşa’yı şehit eder. Kosova’da toplanan Arnavutlar ittihatçıların korkunç teşkilatçılığıyla halifeye bağlılık, Meşrutiyeti ve Kanuni esasiyi uygulamayı isteyen telgrafları Yıldız’a yağdırırlar. Şemsi Paşa için toplanan kalabalık bu şekilde istismar edilir. Şemsi Paşa’nın katili mülazım-ı Atıf Bir kahraman muamelesi görür. Sultan Abdülhamid’in tahttan indirmek için Selanik’ten gelen Hareket Ordusu içerisinde Makedonya’da ve Bulgaristan’da koyun boğazlar gibi Müslüman boğazlamış bir Bulgar komitesinin başında İstanbul’a girer, sonra mebus olur. Taltif edilir. Kurtuluş savaşı’na katılmaz. Mustafa Kemal döneminde hiç ortalıkta görülmez ancak Atatürk’ün ölümünden sonra nedense Çanakkale’den milletvekili seçilir. Onun kahraman görülmesine Şemsi Paşa’nın oğlu Müfit Şemsi tepki gösterir, o öğrencilik yıllarında tembel kafası çalışmayan aşağılık bir katildir diye bu kitabı yazar.

“Şemsi Paşa alaydan yetişmiş meziyetleri ile I. ferikliğe orgeneral kadar yükselmiş hilafet ve saltanata çok baglı hacca gittiğinde Kabe’nin eteklerine yapışarak gerektiği zaman padişah için canlı vereceğine yemin etmişti. Vatanın selametini padişahın yanında olmak da gören mert, dürüst, cesur, felçli iken bile sedyede eşkıya takibine çıkacak kadar görevine bağlı bir kimseydi. Meşrutiyet ilan olunduktan sonra gazete dergi ve kitaplarla eski dönemin bazı askeri ve mülki erkan aleyhinde şiddetli bir propaganda başlatıldı. İttihat ve Terakki’nin otoriter baskıcı yönetimi döneminde bu yazılara cevap vermeye cesaret edilemedi Ancak birinci Cihan harbi mağlubiyetinden sonra Parti’nin fesih ve ileri gelenlerinin yurt dışına kaçmaları üzerine Şemsi Paşa’nın ortanca oğlu Müfit Şemsi babası aleyhindeki yayınlara cevap vermek ve İttihat ve Terakki eleştirmek üzere el hakku ya’lu vela yu’la Aleyh (hak daima yükselir ve onun üzerine çıkılmaz) adıyla bir kitap yazdı ve 1919 yılında bastırarak yayınladı.

Yalan ilelebet sürmez. Yalan dünya kadar büyük olsa bir balondur, küçücük bir iğne ucu onun bütün havasını söndürür. Dagda sürekli komitacılık yapan komitacılar ile kavga eden Niyazi Bey edebi değeri olan bir hatırat yazamaz. O hatıratta imparatorluğun kurtuluşunu bir teğmenin bir paşayı vurması ile sağlandığı söylüyordu. Halbuki Paşa’nın ölümünden sonra bu ülke Rumeli’deki, Balkanlardaki topraklarının büyük bir kısmını kaybetti. Bir İstiklal savaşı yapmak zorunda kaldı. Şemsi Paşa’yı bu aziz şehidi katleden adam Hürriyet’e Ebediye’de bir kahraman olarak yatıyor.. Onun mezarını gören de bir yeri fethetmiş kahraman zannedecek. Şemsi Paşa’nın oğlu da ilk fırsatta babasını vuran teğmenim bir vatan kahramanı değil bir kahramanın şehit eden bir katil olduğunu söyler belgeler sizi ortaya koyar.
SONUÇ
Tarih kitaplarında anlatılan insanlar, iyi mi kötü mü diye yazılanlara inanmayınız! ele alınan kişi kazanan kişi mi, kaybeden kişi mi? Eğer kazanan tarafta, iktidara gelen tarafta ise o kişi kahramandır. İyidir. Eğer kaybeden kişi iktidardan düşen taraftaysa o kişi kötüdür. İlmin ruhuna aykırı olmasına rağmen bütün dünyadaki resmi tarihlerde bu böyle anlatılır.
Bunu bil misal verelim Şemsi Paşa. Sultan Abdulhamit’in en değer verdiği komutanlardan biri. Sultan Abdulhamid döneminde İttihat ve Terakki Partisi ülkenin kurtuluşunun Meşrutiyette arıyordu Eğer bu sihirli kelime gerçek olursa, hayata girerse milletin bir anda kurtulacağına, yedi düvelin kışkırttığı Bulgarın, Sırp isyanlarının duracağına, inanıyorlardı. Bu inançlarını gerçekleştirmek için 1907 yılında isyan ettiler. Bu isyanı bastırmak için Sultan Abdülhamid Şemsi Paşa’yı gönderdi. Bir Paşa bir teğmen (Mülazım) Atıf (Kamçıl) tarafından şehit edildi.
Komitacılık faaliyetleri Makedonya’da bastırılan Osmanlı’dan çevre devletler çekiniyordu. Fakat Osmanlı ordusunda rütbedeki subayların üst rütbedeki komutanlarını öldürmeye başlaması
Osmanlı ordusunun ne kadar çürümüş olduğunu gösterdi. Bulgaristan, Osmanlı korkusunun ne kadar yersiz olduğunu görerek bağımsızlığını ilan etti. Yunanistan Girit’i ilhak etti. Sırbistan, Bosna Herseki ilhak etti. Yunanlılar rakipleri Bulgarlarla Osmanlı’ya karşı ittifak arayışına girdi. Meşrutiyetin hiçbir derde deva olmadığı bizatihi ittihatçılar tarafından görüldü.
Mülazım Atıf eğer Sultan Abdülhamit meşrutiyeti ilan etmeseydi, İttihat ve Terakki Partisi iktidar olmasaydı muhtemelen yakalanıp idam edilirdi, vatan haini olarak gösterilirdi. Ancak Sultan Abdülhamid ve Şemsi Paşa kaybeden tarafta yer alınca Mülazım Atıf Kahraman oldu Osmanlı mebusan meclisi’nde mebus seçildi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde milletvekili oldu. Hatta insanın tarihe karşı resmi tarihe karşı şüphe etmesine vesile olan yazılar bizatihi Türk Tarih Kurumunda onun ölümünden 9 sene sonra neden heykeli dikilmiyor diye yazılar yazıldı

  1. Foto Şemsi Paşa
  2. Atıf Kamçıl

Etiketler:

Yanıt yok

Bir yanıt yazın