Sayın Emniyet müdürü’m
Öncelikle suç ve suçluyla mücadele ruhunun zayıflamaması için, canını siper ederek gün boyu çalışan emniyet görevlilerimizin şevkini kırmamak için, meydana gelen asayiş olayları karşısında daha keskin ve özverili bir paradigma ortaya konulması için, en kritik zamanlarda bana göre en azından emniyet mesleğine saygının gereği, “Doğruyu temin etmek” adına can havliyle devreye giren tavrıyla ‘emniyetimizin’ kayda değer misyonuna bir destek yazısıdır.
Bir kaç gün önceki yazımda ise “Sayın Vali’m” diyerek ‘üç başlık’ altında malatya’mızın bazı temel sorunlarını dile getirmiştim.
Son zamanlarda artan asayiş olayları, daha dün 3 kişinin hayatını kaybettiği, 5 kişinin yaralandığı Akpınar’da bir kafede silahlı çatışmasının kodlarını okuduğumuzda; il emniyet müdürümüzün hem şehrin genetiğine ters düşen bu ve benzer olayların doğuracağı sistematik endişeleri, hem müdürümüzün yetkilerinin şehrin dokusuna zarar veren olaylarda etkin hale getirilmesi ile yetkilerinden öte fiilen oluşturduğu imtiyazı, ayrıca kolluk kuvvetleri gücünün bu tür olaylara mahal vermesini önleyecek, neredeyse sınırsız nitelik kazanması için tekrar gözden geçirilmesi hususuna değinmekte fayda gördüm.
Sayın müdürüm,
Yaklaşık 2,5 yıl önce şehrimizde göreve gelir gelmez bazı önemli radikal projeleri hayata geçirerek farklı birimleri birleştirmiş, bazı birimlere yetki vermiş veya yetkilerini genişletmiş… Malatya’daki asayiş olayları ilk yıllarda bertaraf etmeyi başardığınızı biliyoruz. ilerleyen vakitlerde asayiş olayların artmasına bağlı olarak emniyet müdürünün pasif kaldığını belirten bazı algı kanallarının çalıştığını da.
Bilakis, Dağdeviren müdürümüzün iş tutma tarzına ilişkin bir hayli rezervi bulunduğu biliniyor. Yaptığı operasyonları tek tek zikretmeyeceğim buradan. Lakin kimi açık kimi örtülü operasyonlarla şehirde suç ve suçlarla mücadele mecrasından önemli işlerin yapıldığını, birimindeki emniyet mensupları ile birlikte Malatyada her alanda sahada olduğu bir geniş çerçeveyi, Malatya bünyesinde elde olmadan meydana gelmiş bazı olaylara indirgemek, gidişat açısından yaşanmış bir suç halinin üzerinden müdürümüzü yıpratmaya çalışmak ambiası gibi ciddi bir probleme ısrarla katılmamalıyız.
Özal’ı, İnönü’sü, Kayısı’ısı, Eşref Bitlis’i değerli iş ve sanat alanında yetiştirdiği insanlarla ülkemizde hatrı sayılır bir itibarı bulunan aziz şehir Malatya’mızın emniyet müdürününün yazar-şair kimliği taşıması bile başlı başına bir şans olsa gerek. Naçizane bizlerde aynı duygu muhteviyatı üzerinden yol alan bir tevafukla şehrimize bir duygu insanının güvenliğinden sorumlu olduğunu vurgulamayı görev sayıyor, vizyonlu karakterli duruşu, gözlüklü oluşu akıllı zeki anlamına geldiği mantığını buradan altını çizmek isteriz.
Görev yaptığı süre içinde onuru ve şerefi ile bir çok başarılı operasyona imza attı.
Sayın müdürüm;
Malatya’da halkımızla içiçe kafeteryalarda oturan bir müdür yönünüzü, makamında gelen misafirleri ağırlayan ve makam masasında oturmayan bir müdür yönünüzü, samimi dostane, misafirlerle beraber bizatihi oturması da elbette özlediğimiz bir müdür yönünüzü benimsedik sevdik.
Bir milyonluk şehir. Her şehirde olduğu gibi hırlısı, hırsızı, organize suç unsurları, çeteler ile düşük profilde suçlar, bazı kriminal olaylar ile istenmeyen hadiseler yaşanıyor tabiki.
Son olaylarla birlikte emniyet müdürünü derhal göndermek için pasifleştirme girişimlerinin de eş zamanlı şekilde devreye girdiğine tanık olmamızla birlikte; aslında sokaktaki masum vatandaşın endişelerini artması veya oluşmasını anlamak babında bir referans olarak görebilirsiniz sizde.
Doğru!
Malatya şehri her alanıyla o kadar angaje edildi ki, toplumsal sorunlar listesine eklenen eksilerle, deprem-pandemi-hayat pahallığı-siyasi atraksiyonlar sonucu eleştirilerin meydana getirdiği bilumum hasar boyutu ortak bir endişe anafikrine uzanacağını düşünüyorum. Aslında bizim kültür kodlarımızda bu tarz eğilimlerin yaşanması karşısında en önce birilerini derhal ona hedef gösterenlere karşı çıkmalı. Sorunu ve temel nedenini tartışmak, idealize etmek yerine hemen ‘kelle istemek’ alışkanlığını müdahele biçimimizi sertleştirmeliyiz biraz.
Diğer yandan güven timlerini caddelerde çok fazla göze çarpmaması, Yunus polislerinin caddelerde gezmemesi halkı sıkmamak, her an polis korkusu başımızda paranoyaklığının oluşmaması adına bir gerekçe olarak görüyoruz zaten. Bir de ekonomik şartlarının mazot fiyatlarının artması emniyet müdürün araç yakıt sıkıntısımı yaşıyor, ki bu da olabilir içişleri Bakanlığının tasarruf tedbirlerine emniyet müdürlüğünün araçlarına daha fazla mesai yapmasına mı engel bunu da anlayabiliriz.
Benim penceremden gördüklerim emniyet mensuplarımızın trafik, asayiş, suçla mücadele konularında gerekli ekip ve donanımın fazlasına sahip olduğu açık. Bunu gözümüzle görüyor izliyoruz.
Malumunuz olduğu üzere bir de Vali değişikliği dönemini de bu sürece eklememiz mümkün. Önceki valinin pasif oluşu yeni gelen valinin şehri henüz tanımaması emniyet müdürü ile diyaloglarının kısmen oluşmaması, şehrin siyasilerinin çeşitli ziyaretlerde dışarda olmazsa düğün dernek toplantılara katılması şehir içindeki olaylara vakıf olmaması hepsini anlarız.
Sayın müdürüm lakin geçen günkü Malatya Akpınar meydanında bir kafede yaşanan üzücü olaylarda Cumhuriyet başsavcısı ile emniyet müdürünün (derhal) olay yerine intikali dışında hiçbir siyasi bürokratın gelmemesi, daha sonra çıkıp bir açıklama yapmaması veya kamuoyu ile olay hakkında konuşmamalarını anlayamadık. Anlayamıyoruz. Olaya karışan her iki tarafı çok iyi tanıyan biri olarak siyasilere, sayın valimize ve şehrin kanaat önderlerine buradan şu çağrıyı yapmak istiyorum. Bu olayın arkasında, perde arkasındaki gelişmeye müsait başka olayların yaşanmasına en azından barikat oluşturmak, çok farklı bir sürece sıçramaması için iki tarafın da bölgemizde etkili sevilen aileler olması adına tıpkı Doğudaki aşiretleri barıştırma gibi bir paketin devreye konulması bu cihetle çok önem arz ediyor.
Sayın müdürüm,
Bölgede yaşayan, benzer bir çok olayın başlama şekli, devam etme ve vardığı korkunç boyutlara tanıklık etmiş hatta bu konuda geniş sosyolojik araştırmalar yapmış, bir çok yazılar yazmış biri olarak şunu tekrar etmek isterim. Malatya yönetiminde yer alan özelikle siyasilerin bu konu ile yakından ilgilenmeleri gerekmektedir. Bu son iki paragraftaki ifadelerimizin ne demek olduğunu illeriki zamanlarda karşılaşacağımız hususlar netleştirecektir. Taktir sizlerin ve siyasilerin elinde artık. Dilerim ne söylemek istediğimiz anlaşılır!