Ak Parti uzun bir adaylık tartışmaları, ertelemelerden sonra nihayet Malatya’da adayını açıklamıştı.
Elbette her siyasi parti en çok oy alacak adayla seçime girmek ister. Adayın profili, şehirle ilgili yaptıkları, siyasi gücü, toplum nezdinde itibarı hepsi önemlidir. Bunun yanında genel merkez adaya istinaden bazı anketler yaptırır, istişarelerde bulunur, nabız yoklaması yapar. Tüm bunlara rağmen sonunda isabetsiz bir aday da belirleyebilir, yani bazen işler yolunda gitmez.
Malatya adayını bu kategoride değerlendirmek mümkün.
Daha çok önceki dönemde büyükşehir belediye başkanı Selahattin Gürkan’dan istediklerini alamayan, bu nedenle başkan Gürkan’a sürekli husumet besleyerek şehri örtülü yönetmek isteyen Meşaleci kardeşlerimizin talepleri doğrultusunda bir değişime gidildiği için adayın toplumca bilinirliği ve “oy alır mı almaz mı?” bölümü üzerinde durulmadı pek, çünkü tabelasında Ak Parti yazıyorsa millet mecburen oy verecek anlayışı kabül görülmüştü.
Ama bu kez işler farklı gelişti, parti kararına ilk kez şehirde itirazlar yükseldi. Lehte-aleyhte bütün yorumlar “aday bu olmamamalı…” diye özelikle Ak Partiye oy vermiş bulunan kitle içerisinde muhalif sesler yükseldi. Bizde aynı şekil Sami Er adaylığının şehirde kabul görmediği üzerine sayısız yazı yazdık. Sokaktan ve STK cephesinden peş peşe yükselen seslere genel merkez aldırmadı ve Sami Er’i bir nevi her şeyi göze alarak atamalı şekilde Malatya’ya dayatıldığını gördük.
Er, Malatya siyasetinin önemli ve özgül ağırlığı olan isimlerinden biri değildi. Hatta sokaktan on kişiyi çevirsen bir’i ancak tanırdı. O yüzden heyecan yaratmadığı gibi çok klişe ve iddiasız bir aday olarak öne çıktı.
Bunun en bariz kanıtı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Malatya’ya gerçekleştirdiği –son mitinge- halkın katılım göstermeyerek bir nevi adaya tepkisini gösterdi şeklinde mantığını okumamız mümkün.
Dolayısıyla Sami Er’in en çok güvendiği “projelerim” dediği lansmanını şaşalı şekilde gerçekleştirmiş, çok geçmeden depremde yıkılmış bir şehre uygun hazırladığını iddia ettiği projeleri Google’dan alıntı çıkınca Er’in traji iyice dip yaptığı angaje bir süreç ortaya çıkmıştı.
Geri tarafta şehri kuşatmış iki güçlü rakip aday karşısında Er’in şansı her gün biraz daha erimekteydi. Bir yandan Malatya’da gönüllerde oldukça taht kurmuş YRP adayı Bilal Yıldırım, öte yandan CHP’nin Malatya’da sevilen yüzü Veli Ağbaba.
Son anketler gösterdiki Ak Parti adayı Er, CHP adayı Ağbaba’nın gerisine düşmüş. Üçüncü sırada peşinden hemen YRP Bilal Yıldırım. Hatta Er ile Yıldırım çok yakın bir markajda yarışıyor.
Genel merkez bu tehlikeyi gördü ve Malatya’da teşkilat ve adayın düşük profilini bu çalışma ve telkinlerle gideremeyeceğini anlamış olmalıki, şu an şehirde resmî olarak hiç bir siyasi varlığı bulunmayan eski milletvekili Öznur Çalık’ı derhal sahaya sürdü.
Yada Öznur hanım yıllarca emek verdiği Partisinin yerel seçimlerde yenilgiye doğru adım adım ilerlediğini gördü ve kendi kararıyla sahaya indi.
Klasik değil orjinal bir Ak Parti misyonuna bağlı Öznur hanım ayrıca Büyükşehir adayı olmasına karşın şehrine sorumluluk duygularıyla katıldığı bu siyasi mücadele hizbinden ne kadar yol alır önümüzdeki günler belirleyecek.
Öznur hanım baskın bir karakter, güçlü bir kadın siyasi profili. Malatya geneli siyasi lokasyona hakim. Milletvekilerin üç dönem yasağına takılıp vekil olamamaya bağlı olarak Malatya siyasetinden az geri çekilince mevcutların hiç bir numarasının olmadığı ayyuka çıktı. Meğer Koca, Tüfekçi, Babacan, Ölmeztoprak hepsi Çalık gölgesinde hükümranlık sürüyormuş. Çalık’sız siyasetin kalitesi birden yerlere düştü. Son olarak Erdoğan mitinginin fiyasko ile geçtiğini fatura ettikleri il başkanı ve kadın kolları başkanı içerden bir operasyon yiyince Sami Er iyice köşeye sıkışıyordu.
Öznur hanım bu nedenle sahaya inmesi çok önemli idi. Çünkü yilların verdiği bilgi ve tecrübe aritmetiğine göre bırakın hangi ilçede, köyde, hangi ailenin ne düşündüğü, ideolojik görüşünü bilecek kadar siyasetin kodlarını iyi biliyor Çalık.
Tabiki Öznur hanımın sahaya gelmesi Er’in elini güçlendirecek biraz. Fakat geç kalınmış bir çalışma olacağını da tarihe not düşmeliyiz burada.
Çünkü Er; Malatya’da kurulu hazır şablonun başına geçerken; “seçimi garantili kazanırım” düşüncesinden yola çıkmış ve gerekli hassasiyeti göstermemişti.
Rakip adaylarının hangi projeleri öne sürdükleri, nasıl çalıştıkları, siyaset yöntemini ciddiye almadı.
Partinin dejavu gücüne sırtını yaslayarak, Malatya’da siyasi algoritmayı çözememiş, memur bir bakış açısıyla tepeden inmiş, şehrin sorunları karşısında yetersiz kaldığı puzzleyi bir türlü tamamlayamadı.
Daha birkaç ay önce Malatya’da Ak Partinin oyu ile bugün arasında değişen tablonun müsebbibi kim dersiniz?
Öznur Çalık milletvekili olmadığı halde şehirde bıraktığı itibar kontejanından bugün çıkıp alnı açık şekilde halktan oy isteyebiliyor.
Yani Malatya’da verilecek destek bir iki ayda alt limitlere indirgenmiş, marjinal muhalif kitle beraberinde kendi kemik oy’unun başka bir partiye ve hareketi, nüfusun topyekün seçimde üç büyük gruba pay edilmesinin önüne geçmek stratejisisine ortak ediyor.
Çünkü şimdilik Öznur hanımın birinci gündemi seçimi kazanmak değil artık ortaya, sağa sola dağılmış partisinin kolektif bilincini toparlamak.
Yer altına çekilmiş ve muhtemeldirki halkın karşısına çıkmaktan çekinge gösteren halihazırdaki mevcut milletvekillerine “yahu nerdesiniz siz, ne bu hal böyle” mesajını verirken, onların saklandıkları oyuklardan çıkmasının önünü açmak ve her seçimde adetmiş gibi son günlerde milletvekilerinin saha çıkarmasını tekrar başlatmak olduğu kâni.
öznur hanım aktif siyasi hayatının olduğu dönemleri hatırlıyorumda, ev ev gezer, insanların gönlünü alır herkesle muhakkak helaleşirdi. Şimdikilerin ev ev gezmesi şurda dursun, ilçe meydanlarında bir tor atmalarını dahi mumla arıyoruz.
Malatya’da işler istedikleri gibi değil, irtifa kaybı çok hızlı ve ani.
Öznur hanım Ak Partinin Malatya’da milletvekili üstü ismi olduğuna atıfla, şimdiki mevcutların adını seçime 10 gün kala halka tanıştırma çabasına ne diyeceğiz? Bu bir yenilgi değil kara bir cehalet. Halkı tanımama, görmemenin vardığı sonucun cehaleti.
Sami Er, Öznur hanım sayesinde daha fazla oy alacağı kesinlik kazanmış durumda. Şimdiden % 2’lik dilim hayırlı olsun.
Üstelik nereye kadar arkanızı birileri toplayacak diye çok farazi bir soru işareti tam burada ortaya çıkıyorki; bu partiyi kuran ve oy veren sağ-muhafazakar gruplarından, diğer seküler, hatta kararsız veya en alt tabaka vatandaşın yer aldığı kitlelerin vekaletçileri olarak ayıp etmiyor musunuz?
Böyle bir partiden kabuğuna çekilmiş, sırf ticaret ve rant düşünen, halkın sorunlarına karşı duyarsız kalmanın bir çıkış yolu varmı sorarım sizlere.
Tamam Sami Er’i bir kere getirmeye getirdiniz, Malatya’ya bir şey yapmayacağını / yapamayacağını siz de bizde hepimiz iyi biliyoruz. Bari arkasında durun, benzer hassasiyetleriniz olsun. Birbirinizin çalışmalarını düzenli takip ediniz. Aynı parti mensubu olarak ortak gri alanlar belirleyin. Polemikle,ucuz siyasi namelerle, arada çıkıp boy göstermekle olmuyor, yürümüyor bu gemi.
Bugün hiç bir siyasi vasfı olmayan Öznur hanımın sahaya inmeye mecbur etmişseniz gerisini varın siz düşünün. Malatya’da Partiyi getirdiğiniz hal, çok iyi bir hal değil anlamı çıkıyor burada. Çalışıyoruz diye atar yapacak, halkaın telefonlarını açmayarak setler çekecek, tv kanalında “seçimi kazanmama ihtimalim yok” gibi kibir okkalı ifade kullanacak kadar ileri gitmiş isimlerinden blahsediyoruz.
“Topunuz bir Öznur Çalık etmediniz” diyeceğim kızacaksınız muhtemelen. Geri kalan milletvekiller ile aday’ın ise adlarını kırsalda bile pek bilinmediği, yasal olarak kimseyi zan altında bırakmamak için üretilmiş o kavramla söylemiş bulunalım “Bu Milet sizi o kadar seçti, daha istiyorsunuz” diye ifademize karşılık belki en azından Öznur hanımın bu jestini unutmasınız ve teşekkür etmelisiniz diyelim.
Hakkaten ya merak sadece benimkisi, seçime 10 gün kalmış. İhsan Koca nerede, Bülent abi ne zaman sahaya çıkacak, Babacan Ankara’dan bu yakaya geçecek mi? Ölmeztoprak hanım efendi gelir mi dersiniz? Üç avukat ve bir akademisyen, il başkanını da dahil edersen 4 avukat…
Ak Partinin Malatya’da ön seçimle belirlediği yeni belediye başkan adayı ve milletvekilleri kaynaklı boşluğu by-pass etmek Öznur hanıma düştü. Sami Er sandıktan zor çıkacak, buraya kadar le-le’ydi. Bir de bunun lo-lo’su var. Yani seçim sonuçları. Zaman az kaldı, devran hızlı dönüyor. Malatya bir seçime gidecek, insanların vicdanen rahat oldukları isimlerin tercihi bile acaba sonrası ne olacak karışlıklığını beraberinde getiriyorsa hayatın normal akışı tezini işte bu bölümde yalanlıyor.
Sokağın sesini duymayan genel merkez, diğer taraftan Öznur hanımın sırtına ağır bir yük bindirdi. Sami Er ile halk arasındaki mesafe, siyasi duruş ve duygusal makas bu yüzden fazlasıyla açık kaldı. Sandığı etkileme süreci ne olur derseniz anketler çok berbat.
Sokakları, kırsal, gurbetteki vatandaşları Sami Er etkilemedi. Bilirsinizki tüm Malatya sathı boyunca insanlarımızın yaşadıkları bir dünyalarının var olduğunu hatırlatırım. Sizler bu reel dünyadan bambaşka bir dünyada yaşamaya devam edebilirsiniz. Madem Öznur hanım başarısı tescillendi, o halde Sami Er’in bir centilmenlik göstererek adaylıktan çekilerek Öznur hanıma yetkiyi devretmesi yasal olarak mümkün mü bilmiyorum ama şayet böyle bir formül gerçekleşirse alternatif bir başarı hakkında fikir öncülüğü taşıyan bir yazı olarak burada beklesin .