Köşe Yazıları

KAMU ve EĞİTİM YÖNETİMİNİN SUNUMUNDA KALİTE –(III)

Geçen haftaki yazımızda; üst politika belgelerinden Beş Yıllık Kalkınma Planlarında hükümetlerin “Eğitim” alt başlığı ile yer verdikleri cümlelerinden alıntılarla “Eğitimde ve Eğitim Yönetiminde” durum tespitine dikkat çekmiştik. Aynı yazıda, MEB’in bazı okul ve kurumlarında başarı ile uygulanan “Toplam Kalite Yönetimi”nden paydaş memnuniyetlerinin tespit edildiği araştırma raporlarına gönderme yapmıştık. 

B- EĞİTİMDE VE EĞİTİM YÖNETİMİNDE BİR DURUM TESPİTİ 

Eğitimde “Durum Tespiti”ne bu yazımızda devamla uluslararası ve ulusal düzeyde yapılan ölçme/değerlendirmelerde ülke olarak bulunduğumuz yerin bir değerlendirmesi yapılacaktır.

2- Uluslararası Öğrenci Ölçme/Değerlendirmeleri

Kamu kesiminde ve özellikle eğitimde belirlenen politikaların ve alınan kararların, ulusal ve uluslararası düzeyde yapılan ölçme/değerlendirmelerden elde edilen verilere dayandırılması önemlidir. Bu bağlamda, PİSA (Programme for International Student Assessment-Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) ve TİMSS sonuçlarına göre Türkiye’nin yeri/konumu eğitimde bir durum tespiti için önemli mesajlar içermektedir.  

Türkiye’nin, en son yapılan 2022 yılı PISA sınav sonuçları, 2018 yılı sonuçlarına göre biraz yükselmiş olsa da ülke açısından tablo yine istenen düzeyde başarıyı gösteremediğini ortaya koymuştur. 

2018 yılında yapılan PISA sınav sonuçlarına göre Türkiye olarak 79 ülke içinde matematikte 42. sırada, 2022 yılında ise 39. sıradayız. Fen ve Okuma becerilerindeki yerimiz ise sırası ile 39/34 ve 40/36. sıra olarak gözüküyor… 

Diğer taraftan yine PİSA 2018 yılı sonuçlarına göre Türkiye olarak Fen (bilim) okuryazarlığında 5 ve 6 ncıdüzeyde (en başarılı yeterlik düzeyi)  bulunan öğrenci oranlarında da OECD ülkeleri ortalamasının gerisindeyiz. OECD’de bu oran %6,8, Türkiye’de1 ise %2,5 tur. Finlandiya’da %10,5. Beş Asya ülkesinde ise; Singapur 17, Tayvan (Çin) %32, Hong Kong (Çin) %27, Japonya 11,9 ve G.Kore %23 olarak tespit edilmiştir. 

2022 sonuçlarına göre Fen (bilim) okuryazarlığında 5 ve 6’ncı düzey öğrenci oranları, OECD ülkeleri ortalaması2: %7.5iken, Türkiye’de bu oran %4 tür. Bu konuda; Singapur %24,4, Japonya %18, Güney Kore 15,7’dir. Bu alanda üst performans düzeyindeki öğrenci oranı %0,01 ile en düşük ülkeler ise Özbekistan, Kamboçya, Kosova ve Fas’tır.

Yukarıda, fen alanında üst düzeyde (5 ve 6 ncı düzey) soruları doğru cevaplandıran öğrencilerimizin oranını gösteren rakamların anlamı açıktır. Türkiye’den önümüzdeki yıllarda araştırma-geliştirme yapacak, yaratıcılığı gelişmiş, sorun çözecek, teknoloji üretecek bilim adamı çıkmayacak demektir…

Bu durumun doğal sonucu, Türkiye olarak dünya eğitim ligindeki 30’lu 40’lı sıralardaki seviyemizle dünya ekonomik liginde değil ilk 10’un içine girmek şu anda bulunduğumuz ilk 20’nin içindeki yerimizi de koruyamayız bu gidişle… 

3- Ulusal Değerlendirme (ABİDE)

2016 yılından itibaren her iki yılda bir yapılan, ilkokul dördüncü sınıf ve ortaokul sekizinci sınıf öğrencilerinin zihinsel becerilerinin ortaya konulması ve akademik becerileriyle ilişkili öğrenci, öğretmen ve okul özelliklerinin belirlenmesi amacıyla MEB’in yaptığı Akademik Becerilerin İzlenmesi ve Değerlendirilmesi (ABİDE) sınav raporları3incelendiğinde öğretmenlerin; 

➢ Alanlarında hizmet içi eğitim kurslarına katılımı arttıkça, 

➢ Mevcut okulda çalışma süresi arttıkça,

➢ Kıdem durumu arttıkça, 

➢ Mesleki yeterlik algısı,

➢ Mesleki doyum yükseldikçe

öğrencilerin akademik becerilerinin arttığı tespit edilmiştir. 

Bahse konu öğrenci becerilerinin artışını etkileyen hususlar, MEB’in yönetimle ilgili alacağı kararlarla doğrudan ilgili olan hususlardır. Rapordaki bu tespitler MEB’in yönetim anlayışını sorgulamaya almasının gerektiğini ortaya koymaktadır.

Bu bağlamda OECD PİSA Direktörü AndreasSCHLEİCHER’in, Türk öğrencilerin PİSA’dakiperformanslarına ilişkin değerlendirmesine de bir kulak verelim. 

SCHLEİCHER: İnsanlar bilgiyi Google gibi Araştırma Motorlarından da öğrenebiliyor. Artık başarı için önemli olan o bilgilerle ne yapılabildiğidir. Türk öğrenciler çok ezberliyor. O yüzden karşılaştırma, eleştirme ve analiz etmekte epey zorlanıyor. Okullar matematik, fen, sosyal ve genel olarak bilgi öğretmekten fazlasını yapmalı. Çünkü artık 21.yy.dayız! Türkiye OECD ortalamasının gerisinde ve bir türlü yukarı çıkamıyor. Müfredat beceri ve yetkinlik gelişimi odaklı değil.

PİSA Direktörü, Türk öğrencilerin özellikle geri kaldığı 8 yetkinlik alanını şöyle sıralamaktadır; 

1- Eleştirel düşünme, 

2- Yaratıcılık, 

3- Araştırma ve sorgulama, 

4- Öz yönetim, disiplin, inisiyatif ve süreklilik, 

5- Bilgi kullanımı, 

6- Karmaşık problemleri anlama ve çözme, 

7- İletişim, ifade etme becerisi, 

8- Derinlemesine düşünme (Karmaşık konuları analiz etme ve anlamlandır becerisi)…

Gerek uluslararası (PİSA-TİMSS) gerekse ulusal (ABİDE-Akademik Becerilerin İzlenmesi ve Değerlendirilmesi) ölçme/değerlendirme sonuçları Türkiye’nin geleceği açısından son derece kaygı vericidir. 

Bu duruma göre eğitimde alınması gerekli önlemler konusunda, MEB’in olduğu kadar eğitim camiası dışındaki toplum kesimlerinin (kamu-özel sektör) de önemli mesai harcamaları gerekmektedir. Yani klasik deyimi ile eğitim, MEB’e bırakılmayacak kadar hayatidir ve önemlidir. (KAMU ve EĞİTİM YÖNETİMİNİN SUNUMUNDA KALİTE –(IV) 

Kayakça: 1- MEB PISA 2018 Türkiye Raporu s.89. 

     2- MEB PISA 2022 Türkiye Raporu s.79.

     3- MEB ABİDE 2018, 8. Sınıflar Raporu, s.197. 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu