GenelGündemKöşe YazılarıManşetMedyaÖne ÇıkanlarSiyasetVitrin

İYİ MÜTEHAİTLİKLER

Operasyon Malatya…

Operasyon depremden yıkılan yerlere inşaat yapmak…

Operasyon rant…

Operasyon çantada keklik seçmen…

Operasyon Bülent Tüfekçi ile İhsan Koca’nın listenin selametinin ortasına paraşütle inmesinin ne olduğunu daha doğrusu kimin temsilcisileri olduğunu, kimlerin amaçlarına hizmet için var olduğunu aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ittifak ortağı Bahçeli’in amaçları dışında yerelde ne yapacaklarının kaygıları sarmış vatandaşı. 

Tüfekçi’nin belliki saatlerce ezberlediği veya promterden okuduğu, okumaya çalıştığı “neden yeniden aday oldum” piarının, birazda Selahattin Gürkan’a ait patentli sözlerden konuşmanın içine serperek sırf propaganda olsun meziyetinde söylediklerine, aslında vatandaşın ‘yav he he biz neden aday olduğunu biliyoruz, bize ucuz edebiyat yapma’ dercesine yapılan yorumların halk nezdinde geçerli bir intiba olması kimin umurunda peki? 

Örneğin önceki dönemlerde il başkanı ve milletvekili  merkezli bir süreç boyunca Malatya şehrinin ilerleme hedefine pek katkı sağlamadığı künyenizde hazır ve nazırken ve bu hedefi tekrar bir nevi ayak oyunlarıyla halka sanki zorla imzalattırdığınızı bilmiyorlar mı?

Boşunamı ‘senin babanın koltuğu değil, toprak senin gözünü duyursun, toprak!’ öfkesinin tavan yaptığı böylesine üzücü bir manzarada da bu hedeflerin nasıl sekteye uğradığını hiç mi okuyamıyorsunuz? 

Şehrin geleceğini bir makam, mevki için ayaklar altına almak… 

O vatandaşın mecliste kendisini temsil edecek birine peşin ödemeli söyledikleri ve muhtemeldirki Malatya geneli aynı hezeyanı dile getirmek konusunda bastırılmış binlerce duygunun çokluğu sandığa yansıma biçiminden hiç haberiniz yok mu? 

Biraz eskilere yaklaşalım, iddia odurki Tüfekçi’nin aşırı zengin olduğuna dair bilgiler tarafımıza aktarılıyor. Bazı dökümanları ulaştıranlar oldu. Belki illeriki günlerde dökümanları halkımızla paylaşacağız. Bu servetin kaynağı babasından mı kaldı, avukatlık mesleğinden mi kazandı, yada il başkanı ve milletvekili görevleri boyunca hızlı bir çıkışın merkezi ve coğrafyası olan Malatya’da diğer bir çok siyasinin holding boyutlarına ulaşması hepsi bir tesadüf müdür? 

İşte insanlarımız önceki dönemlerde tahlil ettikleri Tüfekçi ve Koca’nın siyaset üretkenliğinin artık kalmadığı bir yana sadece kendilerine çalışacaklarından o kadar eminki sokağa çıkıp rahatça haykırabiliyor bunu. 

O nedenle Sayın Tüfekçi, sayın Koca’nın; özellik, performans, bilgi, CV, toplumca karşılığı kendilerinden oldukça fazla olan diğer aday adaylarına rağmen nasılda çıkıp listenin ilk iki banko sırasını yerleştiklerini açıklamalılar. Prof. Dr. İlhan Geçit hoca gibi marka olmuş isimler dahi by-pass edildi. Ramazan Özcan’ın listenin sonuna eklenmesi rezaleti. Taha Özhan ekibinden Babacan’ın yine nasıl piyangodan çıktığına kadar tartışılmalıdır. 

Peki, seçmen veyahut Malatya ahalisi masum mu? Sokak masum mu? Asla! Nasıl olsa ‘Erdoğan Ak parti hatrına oynaya oynaya bize oy verecekler ve istesenizde istemezseniz bizim seçilmemiz garantili’ fikri kabak gibi ortada. Hatta şu bir gerçektir ki, Ak parti ve Erdoğan itibarından yiyen bu zihniyetin sonucunda AK Parti elbette oy skalasında ciddi bir tahribat yaşayacak olmasını da bu köşeye yazalım. 

Adeta 6 Şubat depremini şehir açısından planlı bir siyasi suikaste dönüştüren metaforun arkasında kim var? Dış güçler olmadığı kesin. O zaman? O zaman tarikatlar ve cemaatlerin siyaseti nasıl dizayn ettiklerine bakacağız. Fetö prototipinin uygulanmadığı ne malum? Kripto fetö vb türevleri, arttıkları, uzantılarının olmama şuuru karşısında kimse böyle bir şey yok diyemeyeceğine göre, tıpkı nasıl dünyada tıkır tıkır işleyen bir ‘Büyük Ortadoğu Projesi’ var ise şehrimizde mini versiyonu Fetö sistemi gayet  başarılı şekilde işlemekte galiba. 

Yine seçmene gelelim. Çantada keklik, Tüfekçi ve Koca’yı ne pahasına olursa olsun tekrar seçecek olan seçmene…

İşte Tüfekçi ve Koca  listeyi kime yaptırmayı başardılarsa kabul görmeyen adaylıklarını örtülü bir baskı ile şehrin insanlarına dayatıyor. Toplumun buna bir tavrı var mı? Şimdilik yok. Hiç bir zaman da olmayacak. Tüfekçi’de Koca’da seçileceklerini öyle bir sağlam zincirlerle bağlamışlarki Malatya’da Ak Partinin ölüsü her ikisini yine vekil yapacaklarını biliyor konforu içerisindeler. 

Ortada büyük bir soru işareti duruyor. Kim ne olursa olsun, ne düşünürlerse düşünsün edebiyatı karşısında her ikisi meclise gidecek. Ama kimin için? İşte o kimin için sorusunun cevabını bu Malatya hiç bir zaman bilmeyecek, bilse bile kabul etmeyecek, kabul etse tatmin olmayacak. Tatmin olsa din iman söylemleri karşısında iradesine ses geçiremeyecek. Böyle bir sıra dışı topluma doğruyu haykırmak çoğu zaman ters tepebilir. İşlerin başka yerlere savrulması an meselesi olur. 

Ondan eski il başkanlık ile vekillik geçmişlerini sürekli ‘tecrübeli insanlarız, yine eldeki en iyisi bizleriz’ kısır formülünü sürmanşetten ve algı yöntemiyle öne sürmeleri; aslında eski pasif siyasi kabiliyetlerini örtme-gizleme faliyeti yanında tekrar şehrin siyasetine egemen olmak çabası ilk kez bu dönemde artık yüksek sesle tartışılır olmasını yaşıyoruz. Her şeyi, Ak Partinin gücü ile kapatma eğilimi bu bölgede bazen işe yaramayabilir. Her sokağa çıktığınızda birinin çıkıp sataşması an meselesi olacağına göre liste sıralamasına göre seçilmiş olsanız bile bu utançla karşılaşmak kimseye mutluluk getirmeyecektir. 

Yani, aynı isimlerin kendilerini şehrin bir kurtarıcısı pozisyonunda pazarlama gayretleri duvara tosladı. Söyleyin; teşkilatlarınız haricinde kim size prim verdi? Muhtemelen onlarda emek verdikleri görevlerinden olmamak İçin. Şehirde hangi insan çıkıp sizi onure etmiş, etrafınızdakiler haricinde hangi kesimden vekillik devamınıza yeşil ışık yakıldı? Biraz adaletli olalım, kimse siyasi duruşunuzdan razı değil. Sözüm ona o süreyi doldurdunuz, kota taştı. Gayri bu saatten sonrası lüzumsuz bir süreç işleyecek. 

En büyük put’u deprem boyunca ortalıkta görünmemeniz, sonra sular seller durulunca ortaya çıkmanızla kırdınız. 

Rutin deprem programına ek’te dahil olmam üç beş gün traş olmama, mont-kaban giyerek; bir kaç sokak, çadır ziyareti ile zannettinizki milleti kandıracağız. ‘Sahadayız’ mesajı verirsek tekrar kaldığımız yerden devam ederiz perspektifi…

Sonra nihai sorunlar karşısında –etkisiz– olduğunuz anlaşılınca, halk üzerinizi kanlı-gözyaşı mürekkebiyle çizdi. Bir daha sizinle olmayacağınıza karar verdi. Şuan sokakta, orda burda gösterilen tepki tüm bunları kapsıyor. Ama siz buna rağmen tepeden bağlantı kurarak listeye girmeyi başardınız. Eyvallah… 1 ve 2 sıradan hemde. Avantaj, dezavantaj ikisi bir arada. 

Hele İhsan Koca deprem sürecinde ‘asla’ ortalıkta görünmedi. Listede ortaya çıkınca insanların kalbinde derin bir acıya dönüştü varlığı. 

Şimdi siz/ler diyorsunuzki hakkımızda konuşanlar kara propaganda yapıyor, bizleri karalamaya çalışıyorlar. Bunu söylerkende Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan davasına zarar vermek isteyenler diye çok farklı bir acitasyonik yere çekiyorsunuz konuyu. Geri dönüşü olmayan öyle amansız bir yola giriyorsunuz ki bozacının şahidi şıracı. Kendi şahsınıza talep duyulmamasını Ak parti omuzlarına yüklemek, bir nevi toplumla Ak partiyi karşı karşıya getirmek payen. Tembelce bir redüksiyon. Hayır! İnsanlar sizleri bir daha o makamlarda görmek istemiyor, kimsenin Erdoğan ve AK Partiye bir şey dediği yok. Bu böyle biline. 

Herkes, tüm Malatya neyin ne olduğunu biliyor. Öğrendi artık. Listeye girmeye girdiniz, seçilecek misiniz evet seçileceksiniz. Beş yıl Meclistemisiniz, Evet! Ama halkımızın anti’tutumu 5 yıl boyunca katlanarak devam edecek ve bu tutumu kati suretle değişmeyecektir. Sizler zatı aliyeniz nasıl kabul eder öona bir şey diyemeyiz. 

Neyse iyi mütehaitlikler hepinize… 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu