GenelGündemKöşe YazılarıMalatyaManşetMedyaSiyasetVitrin

Battal Kanbay-Bilal Yıldırım

Özelikle Malatya siyasetinde bu iki isme neden yer verdiğimi açıklamakla yazıma başlamak istiyorum: karşıt saflardan Cumhur ve Millet ittifaklarından Milletvekiliği adaylıklarını açıklamış olsalar bile şehrin inandığı, güvendiği, olağanüstü seviyede benimsenen ve ‘bizdendir’ dedikleri iki popüler yeni isim. 

Siyaset Malatya’da öylesine kirli bir hal akdıki kimsenin kimseye güveni kalmadı. Her parti için de minik partiler türedi. Efektif grupların oluştuğu, aktörlerin cemaatlerce yönetildiği, aynı parti çatısı altında ideoloji çarpışmalarının yaşandığı, adamcılık ve iç kavgalarla geçen bir ortama sürüklendi ne yazık. 

İnsanlarımız ise çoktan beri siyasette yeni yüzler, kirlenmemiş temiz adaylar, farklı kimlikler, kendine özgüveni bulunan güçlü karakterler ama karekteristik yerel özelliklerinden de taviz vermeyen, parti gücüyle değilde gerçek manada sevildikleri-kabul gördükleri için oy alacak aday ve siyasetçileri talep ediyordu. 

Henüz adaylığı kesinleşmiş İhsan Koca’nın başına gelenleri gördünüz. Sokakta vatandaş nefret kusarak açıkça sataşıyor. 

Dolayısıyla artık vadesi dolmuş, monotonlaşmış, pörsümüş, metal yorgunu, bir yerden sonra heyecanını kaybetmiş, türlü spekülasyonlara adı bulaşmış, hiç bir etkisi kalmamış… Sürekli başa dönüp aynı isimlerin dayatılmasından oldukça rahatsızlık duyulduğunu kimselere anlatamasalar da beklenti eskiler yerine yeni figürlerin sahaya taşınması üzerine.

Lakin halkın bu isteği elinin tersiyle çevrildi sürekli. Aynı isimler arasında bayrak yarışına dönen süreçte hepimiz nelerin yaşandığını biliyoruz.

Son olarak İhsan Koca ile birlikte listenin en başına kendini oturtan Bülent Tüfekçi’de tekrar aday listesine girince duyulan tepkiler sonrası gördükki halkın bunlara tahammülü kalmamış, karşılaşmak stediği tablo başka çünkü…

İşte kısmen oluşan boşluğu dolduracak iki isim, Bilal Yıldırım ve Battal Kanbay. 

Bilal Yıldırım Yeniden Refah Partisi eski il başkanı ve 1’ci sıradan Yeniden Refah Partisi Malatya Milletvekili adayı. 

Battal Kanbay; siyasetçi bir geçmişi bulunmuyor. Devletin bir bürokratı. Eğitimci kökenli. İl Milli Eğitim Müdürü olarak geldiği kendi şehrinde paralel bir cemaat tarafından türlü zulümlere maruz kalmış ve CHP 3’cü sıradan Malatya Milletvekili adayı. 

Her iki isimde sapa sağlam. Derler ya kale gibi dimdik duruyorlar. Her iki isim de Malatya’ya yeni bir vizyon katacak. Profillerini incelediğimizde Malatya’nın belirlediği kriterleri taşıyor her ikiside. Seçilirler veyahut seçilmezler ayrı konu ama Malatya’da aranılan, dikkate değer, aslında partilerden çok iki ismin çevresinde birikmiş enerjinin toplumsal diyalektiği tetiklediği, liyakatların yarıştığı, şehrin geleceği söz konusu olduğu bir ortamda veya şehrin menfaatine çalışacaklarından sadece benim değil herkesin hem fikir olduğu önseçim mekanizmasının sonucu olarak yer aldıkları listelerde öne çıkma gayretlerini görmemiz gerekiyor artık. 

Karşıt, farklı ama ilgili partilerin listelerinde yer verdiği bu iki aday diğer tüm siyasetçilerin bugüne değin yürüttükleri misyondan çok başka bir yol izleyecekleri aşikar. Yıldırım 1’ci sırada. Kanbay’ın nihai sıralaması ise elbette genel başkanın uygun gördüğü tercihini yansıtıyor.

Şöyle bir iddia da ortaya atmakta sakınca görmüyorum. Partileri, seçimi, mevcut diğer konjektörü bir yana bırakırsak; bugün Malatya’da adaletli bir temayül seçimi yapılsa, katılım gösteren halkın en az % 80 civarı yine Kanbay ve Yıldırım’dan yana tercih haklarını kullanacaklarından hiç şüphe etmiyorum. 

İddiamı biraz daha yukarı boyutlara taşımam gerekirse: örnek Ak Partinin listesi, şayet Cumhurbaşkanı Erdoğan’a addedilen gönül bağı olmazsa yılların siyasetçisi ve üstelik Bakanlıkta yapmış Tüfekçi ile Kanbay’ı hadi bağımsız bir ortamda parti tabelasız seçim yapılsın, bakalım kim fazla oy alacak? 

Yada yine yılların siyasi dehası il başkanlığı milletvekilliği yapmış İhsan Koca partisiz Bilal Yıldırım’la karşı karşıya gelsin. Hodri meydan. Gerçekten alacakları oyları hepimiz üç aşağı beş yukarı biliyoruz değil mi? 

Halkın, Malatya’nın muhatabı kim oluyor bu durumda?

Doğal süreç içerisinde bazı isimlerin şehirdeki karşılığı ile bazı isimlerin de parti hatrı sayesinde aldıkları oy farklarını iyi tahlil etmemiz gerekecek. O sebeplen partilerin dolgu malzemesi yaptığı isimlerle halkın gönlünde yer edinmiş isimlerin ayrıcalığını da bilme tecrübesine sahip olmalıyız. 

Eminim her iki koşulda Yıldırım ve Kanbay’ın alacakları oylar şahslarına münhasır, samimi, kendilerine duyulan sevgi ve saygının bir ürünü. Sadece karakterleriyle, duruşlarıyla elde edilmiş, alınlarının teri-emekleriyle kazandıkları, anasının ak sütü gibi helal oylardır. 

Velhasıl bu yüzden seçimler çok bilinmeyenli bir matematik işlemi gibi. 

Şayet Ak Parti listesinde adil ve halkın talep duyduğu liste hazırlanmış olsaydı İlhan Geçit hoca gibi isimler görmezlikten gelinir miydi? Ne yaptılar, paralel cemaat kendine biat edenleri yerleştirdi. Ha şunu da unutmadan; bu paralel cemaat dilediğini yaptıktan sonra Ak parti oy almış almamış kaybetmiş umurunda dahi olmaz. Önemli olan onların rantını yürütecek isimlerin orda olmasıdır.

Yalnız şehrin tarumar olduğu böylesine hunhar bir dönemi atlayamayız. Bir kere şehrin adaletli, vicdanlı, dürüst siyasilere ihtiyaç duyulduğunu bir daha bize gösterdi. Kendine çalışan, gizliden inşaat şirketlerine ortaklık kuran, dosya takibi yapan, hastane kantin-kafe ihalesi alan, akrabalarının üzerine hazine mallarını alıp geçiren, rant peşinde koşan, şekeri stoklayıp 8 katına satan, kalpleri taşlaşmış, vicdanları körleşmiş, paradan başka gözleri bir şey görmeyen/düşünmeyen zavallı çaresiz, çapsız yaratıklar yerine gerçek manada toplumun ağıtına, acısına, sevincine, hikayesine, umuduna ortak olanlarla yol yürümemiz daha önemli olmaz mı?

Ondan pek çok ilk bu seçime damgasını vuracak…

Düşünün: Malatya’da siyasilerin toplumda karşılığı olup olmadığına bakılmadı hiçbir zaman. Torpili, referansı, parası var mı var? Ona bakıldı hep. İlk kez toplumun isteklerini görmeyi amaçlayan şehrin çocukları ‘bizde varız’ deme cesaretini gösterdiler. Bu seçime partilerin traj grafiklerine güvenerek değil tabiri caizse bileklerine, bilgilerine, alçak gönüllülüklerine güvenerek girdi Kanbay ve Yıldırım. 

İlginç bir siyasi mühendislik ürünü olan politik hamleler, enteresan jargonlar, pahalı kıyafetler, lüks araçlar-konvoylar, çakarlı araçlarla değil… Aslında Malatya’da bugüne değin takip edilen siyasi metodu işlevsiz kılarak, yeni bir simülasyon gösterebilme başarılarını öne sürdüklerinden istenilen milletvekililiği için yeterli oy gelmese de her iki isim avantajlı duruma düşüyor.  Çünkü her iki ismimin de önü durdurulamaz şekilde açıldı bile. 

Nasıl olsa Chp’yi öcüleştirip ‘zaten oy parametreleri belli, üstüne çıkmaz’ diyenlerle; ‘yahu ne milletvekilli Yeniden Refah Partisinin oyu kaç olabilir ki?’ diyenleri ters-yüz yapacak bir aritmetikle hemde…

Yıldırım’ın seçim kampanyasını baba evinde, anne babasının elini öperek başlama samimiyetinden doğan tevazu ile…

Kanbay’ın arkasında hiç bir lobi, grup, cemaat olmadan sadece tek başına güvendiği üç beş dostunun desteğini arkasına alarak çıktığı yolda kendine özgü bir duruş sergileyerek…

Yıldırım arı gibi çalışıyor, iftardan iftara, her gün bir mahallede ev ziyaretlerinden hasta, düşkünlerin yanı başına koşuyor. Çoğu zaman Partisinin amblemini kullanmadan sıradan bir vatandaş sıfatıyla…

Kanbay nokta atışları yaparak başladığı seçim kampanyasında hatrı sayılır bir mesafe kat etti. Üstelik İl Milli Eğitim müdürlüğü yaptığı sırada 7’den 70’e Malatyalıların gönlünü fethetmiş adeta şehrin bir kahramanı olarak bilinmesiyle…

Tüm bu farklı özelikler işte seçime damgasını vuracak. 

Her iki ismi de çok iyi tanıyorum. Her ikisine de sonsuz güveniyorum. Israrla ‘geleceğiz’ diyor her ikisi de. İşi öylesine sıkı tutmuşlarki inanın ben bile bazen şaşırmıyor değilim. Size daha önce olabileceği düşünülemeyecek bu seçime özgü bir ‘Malatya’nın öz çocuklarının’ en sade görüntüsü öyle umut veriyorlarki. Zaman az kaldı, şurda var 1 ay gibi süre. Bir de tüyo vermem gerekirse İhsan Koca ve Bülent Tüfekçi listede yer almasaydı her iki adayın seçilme imkanı düşüktü. Koca-Tüfekçi ittifakının listeye girmesi ile birlikte hem Yıldırım, hem Kanbay hedeflerine biraz daha yaklaştıları anlamını çıkartabiliriz. 

Madem iki adayın toplumdaki siyasi ölçütünü sıralayacak bir analiz yapıyoruz, o halde şu konuya da açıklık getirmekte fayda var. Bilal Yıldırım’ın Partisinin çizgisi belli. Battal Kanbay ise muhafazakar bir çizgiden geliyor. CHP’nin Malatya’da muhafazakar bir isimle seçimle girmesinin elbet CHP açısından olumlu sonuçlar gösterecektir. Gönül rızasıyla, içe sindirilerek belkide ilk kez Kanbay’ın şahsına verilmek üzere insanlar CHP’ye oy vermek zorunda kalacaklar. İdeolojik değil stratejik maksatla verilen oylar sonrasında bu şehrin insanlarının her kim partiye oy verdiyse saygı duyulması gerekmez mi? 

Kutuplaşma ve ötekileştirmenin geldiği korkunç boyut toplum vicdanına saplanan keskin bir kılıç niteliğinde. Ülkeyi veya şehri hangi kadrolar yönetecekse yönetsin sonuçta hepsi bizim çocuklarımız, arkadaşlarımız, tanıdıklarımız, çevremizden olan biten insanlar. 

Sadece İktidara değil muhalefetin devamından yana oy kullanacaklar için de bu toplumsal kararlar değerli olmalıdır. 

Kanbay cephesi seçim kampanyasını karşı tarafın olumsuz yönlerini ön plana çıkararak değil toplumsal ölçekte mevcut siyasetin varlık halindeki eksikliğini hissetirerek yürütecek.

Yıldırım cephesi ise Cumhur irtifakının sağlamış olduğu imkanlar dahilinde Yeniden Refah partisi dilinin şehirde kaplayacağı alana hitap ederken seçmene farklılıklarını daha cazip gösteren doğal seçenekler sunacak/sunmak zorunda. 

Kanbay 3’cü sırada, seçilebilmesi için Malatya kamuoyunun geçişken oylarına ihtiyaç duyacak. Biraz az zorlanırsa Kanbay’ı mecliste görmek inanın Malatya için büyük bir şans olsa gerek. Bence bu saatten sonra herkes üzerine düşeni yapsın. Tüm mesele bu!

Her iki milletvekili adayına da başarılar diliyorum.  

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu