AktüelAnalizDünyaGenelGündemKöşe YazılarıMalatyaManşetMedyaSanatVitrin

Aradığınız Vefaya Ulaşılamıyor

Her çiçeğin dalını büken bir mevsim olduğu gibi her insanın boynunu büken de kendi türünden bir başkasıdır. Boyun bükmekten kasıt; çevremizdeki kişilere karşı çoğu kez gereğinden fazla verdiğimiz değerin karşılığında koskoca bir vefasızlık görmektir. Karşılık beklemeden yaptığımız iyilikler ve güzellikler en makbulü olsada illaki vefa beklentisinde oluyoruz. Sanırım bu bizlerin doğasında var olan bir şey.

Vefanın kelime anlamı: sevgide bağlılık, demekmiş. Sevgi ile birlikte iyiliğe dair her şey insanları birbirine bağlar. Bu da vefanın, insan ilişkilerinin güvencesi olduğunu doğrular. Sevdiğimiz kişilerin kılına zarar gelse dünyaları yakarız çünkü onlar, bizim için kıymetlidir. Vefaya karşılık ahde vefa gösteriliyorsa ne güzel. Aksi vefasızlık olarak tanımlanırsa bile bu düpedüz nankörlüktür!

Hayatın eşitlikleri gibi zıtlıkları da barındırması tekdüzeliği ortadan kaldırıyor ve zengin fakir, aç tok, siyah beyaz döngüsüyle dünya nasıl dönüyorsa vefalı bireylerin karşısında vefasızlar da yer alıyor.  Kime ne kadar faydanız dokunursa ondan darbe alıyorsunuzdur. Kim bilir, belki bazıları içinde bizler vefasız olarak tanımlanıyoruz. Çünkü insan başkasına hor, kendine kör bakar. Başkalarının kusurlarını didik didik ederken, kendi kusurlarımızı, bir başka deyimle vefa bilmeyen davranışlarımızı örtbas ediyoruz.

İşin sırrı; karşılıklı hoşgörü, saygı, sevgi çerçevesinde gelişiyor. Gerek akraba gerekse arkadaş çevresinde bu üç bağ yoksa vefaya umut bağlamak saçmalıktır. Bilakis iyi gününde yanında olup da zor zamanda yüzünüze bakmayan ya da hasta düştüğünüzde kapınızı çalmayı,  hal hatır sormayı çok gören insanlardan uzak durun! Böyle kimseler, bir tek kendini düşünür. Hani bir söz var ya “yüz verdik, astarı pahalıya mal oldu” işte bir insana gereğinden fazla değer verdiğinizde  karşısındaki vurdumduymaz tavır başınızı ağrıtabilir.

Aslında vefasız olmak, bir bakıma bencilliğin esiri olmaktır. Sadece kendisini düşünen, çevresine duyarsız olan bireylerin sergilediği bencillik yüzünden “hep bana” beklentisi içindeyiz. Bu da dengelerin tutarsızlığına sebep oluyor. Yapılan bir yardım, iyilik, hayır karşılık beklemeden yapılması gerektiği gerçeğini ortadan kaldırıyor. Yerine medet ummayı bırakıyor. Tabi umduğumuz medeti bulamayınca pişmanlık ve öfke eş zamanlı gelişiyor. Özetle kendimizden ödün verdiğimiz her şeyin zararıyla kalıyoruz. 

Son pişmanlığın kimseye bir faydası olmadığı gibi bize de olmayacaktır. Her şeyi anında yaşamalı. Değerinizi bilen kişilere değer verin. Geri kalanının canı cehenneme!  Umrunda olmadıklarımız umrunuzda olmasın!

Bilinmelidir ki “Vefa büyük bir kelimedirÇoğu cümle bunu  kaldıramayan öznelerle dolu.” Bu yüzden doğruluk ve dürüstlük bir yaşam felsefesi değilse aradığımıza ulaşmak zaman alacağa benziyor. Vefasızdan vefa beklemek de zehirden şifa ummaya benzeyecektir.

Selma Karakaş Tutuş

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu