Köşe Yazıları

FARKINDA OLMADAN…

Kimine göre ne farklıdır, ne denli tuhaf.. Kimine göre sıradan..İlerlediğini sandığın, aslında ilerleyemediğin zamanlarda durduk yerde sorunda kendine, amlamsızca bir seyrana dalıp kendini boşluğa bakarken gördüğün zamanlar.. fotoğraflar, dumanlar içinde..  Kimi zaman bir anı, kimi zaman bir boşluk, kimi zaman bir sembolizm ile seni düşüncelere tutsak kaldığını fark edersin….

Farkında olmadan, kendine bir an sorduğunda, çoktan geçmesine rağmen vakitlerin, kim bilir belki de anın rehavetine kapılıp, artık çoktan o silsilenin içinde bulunduğunu yeni yeni anlarsın..

Kimi genellemecilere göre aynıdır duygular, kimi önyargılara göre tuhaftır, kimine göre boştur, aşk denen bu girdap..

Kiminde bir Fecr-i Ati, serveti Finün saklıdır, kolayca anlaşılmayan, her okunuşta farklı anlamlar çıkarılan, ağır ağır ruha dokunan..  En sonunda rüzgar saçları her dağıttığında bir İstanbul kokusu sarar ruhunu..

Kimisi duvarların, zincirlerin hayallerin kurbanıdır.. Kim bilir belkide ihtirasın.. Dargın mıdır üzgün müdür bilinmez ama içindekilerin bir aşk uçurtmasını parçalaması muhtemelolmuştur artık..

Kimi, ince belli bir bardakta soğuk koyu bir çaydır, bazen şekersiz, yanında dumanla içilenlerden.. Kimisi aşk kızılı bombeli bir fincanda güzel kokular saçan, yüksek kafeinli bir acı kahve..

Yazın ortasında hafif bir güz rüzgarı eşliğinde dalgalanan günebakandır kimisi.. Sabahın ilk ışıklarında yüzünü güneşe dönüp, güneşe gülen.. Sonbaharda yağmuru bekleyen bir yasemindir kimisi, o silsileye atan, batakları andıran o koku yanında..

Kimi sistemin bozuk düzenine aldanıp, teslim etmiştir ruhunu çoktan, kim bilir belkide inanmaktır onu korkutan..

Yeşilçamda oynayan bir Türkay Şoray filmidir kimisi, senaryonun kar etmediği zamanlar, sadece gözlerin konuştuğu..

Kapalı gişede oynayan bir Ferzan Özpetek filmidir kimisi, herizlendiğinde yeni şaşkınlıklar, yeni anlamlar bulduğun..

Kimi akrep ve yelkovana tutsak etmiştir ruhunu, sadece küçük bir halka içindeki sayılar ile avutmuştur kendini..

Kimi ise sadece ihtirası, sadece hayalleri anlatır.. Tam olarak, o boşluğa bakarken fark edersin bazen;

Aşk olarak adlandırılan bu silsile labirentini, zamana bırakıp sayılara devretmek, kim bilir kaç kişiye doğru gelse de, aklın ve beynin uyuşmadığı zamanlarda hep susturmuştur içini, kendini..

Bir şiir, eşar saklıdır kiminin saçlarında, her kafiyede farklı duygular barındıran..  

Bütün müzik aletlerinin bir araya gelip anlam bulduğu bir orkestradır kimisi, her notada farklı hissettiren, bazen geniş bir çello sesinde gizlenen..

Kimi geniş bir tuvaldir, bembeyaz boş bir tablo, her rengin bir araya bambaşka anlamlar bulduğu.. Bazen pastel, bazen karakalem..

  Behemehal, bütün farkılıklara, bu derin girdap ve silsilererağmen, duygusal bir aşk ile   uyanmaya benzer, bir şehri ilk ışığında görebilmek.. Farkında olmadan, farklılıksızca aşıkolabilmeniz dileği ile…

     Bu yazı uçlarda bulunup, ortasında yaşayan ruhlara ithaf edilmiştir, Sevgilerimle..

                                AYBERK YATKIN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu