Köşe YazılarıManşet

Göstermelik Aşklara İthafen!

Başta eşim olmak üzere yakın arkadaşlarımın görüşlerinden yararlanarak, yazdığım yazıma geçmeden önce siz değerli okuyucularıma şunu söylemek istiyorum. Yazı yazmak için bir konum vardı. Ama bu konu hakkında düşüncelerini merak ettiğim arkadaşlarım da vardı. Bundan ötürü kendileriyle sohbet ettiğimizde durumu farkettirmeden, günümüzün göstermelik aşklarına örnekler verdim. Kimisi beni haklı buldu, kimisi de “hangi birimiz yapmıyoruz” diye kendini de yadırgama gereği duydu. En önemli nokta da herkes içler acısı durumun farkında fakat kimse bunu dile getirmiyor. Daha doğrusu dile getirmekten çekiniyorlar. Çünkü bunu ifade ederlerse “seni ne ilgilendirir” demelerinden korkuyorlar. Zaten “bizi ne ilgilendirir” diye diye göz yumduğumuz ne varsa bir bir kapımızı çalıp, bizi çıkmaz sokaklara sürüklemedi mi?

Ne demek istediğimi şu fıkra ile daha iyi anlayacaksınız. “Sonradan görme bir kadın, eşinin yeni aldığı yüzüğü arkadaşlarına gösterip hava atmak amacıyla evinde gün düzenler ve bütün arkadaşlarını çağırır. Bu vesileylede yüzüğünü gösterişe koyar. Çaylar, kahveler içilir; poğaçalar, kekler, kısırlar yenilir ama kimse ev sahibinin yüzüğünü fark etmez. Arkadaşları kalkıp gitmeden, yüzüğünü göstermek isteyen kadın: Burası çok sıcak oldu değil mi? Şu camı açayımda bu yüzük beni çok terletti” der. Malesef son zamanlarda içinde bulunduğumuz durum bu şekilde.

Sanırım o zamanlar sosyal medya yoktuki küçücük bir arkadaş grubuna sonradan görmelikler, bu şekilde dayatılmaya çalışılıyordu. Günümüzdeyse sosyal medyanın viral etkisiyle göstermeliğe vurmak istediklerini, daha fazla kitlelere ulaştırdığını farkeden bireylerin; duygu ve düşüncelerini paylaşmanın yanı sıra sahip olduklarını göstermeliğe vurdukları aşikar. Yanlış anlaşılmaması için şunuda belirtmek isterim, aileleriyle bir kaç fotoğraf karesi paylaşanları normal karşılıyorum. Anormal olan ise bunu sürekliliğe vurarak insanların gözünü, görüntü kirliliğiyle doldurmaya çalışanlardır. Bu yüzden de sevgililerinden, sözlülerinden, nişanlılarından, eşlerinden aldıkları hediyeleri “herkes görsün, bana bunu aldı” mesajıyla sosyal medya platformlarında sürekli paylaşımlar görüyoruz. Aslında bu tür platformlarda herhangi bir güvenlik unsurunun olmayışı bunu daha da cazip hale getiriyor. Tabii bu da bireylerin özgür iradesiyle özgürlük bağlamında kayışı koparışlarının sembolü. Birde bu durumun hemcinslerim bayanlar tarafından daha çok paylaşılması, onları hedef alan bir yazı olarak da görülebilir. Neyse konumuza geri dönelim. Sevmek diyoruz ya; insanların, karşılık beklemeden yüreğiyle içten içe birbirini sevmesi. İşte böyle bir sevgiden bahsetmek, günümüzde o kadar zorlaştı ki sorsanız herkes seviyor, hepsi aşık! Ama göstermelik yaşıyorlar bu duyguyu. Dolayısıyla artık cılkı çıktı dediğimiz şeylerden biride kendi menfaatleri uğruna, ayaklar altına aldıkları aşk ve sevgi oldu.

Bu yazdıklarımı okuduğunuzda eminim “hangi birimiz yapmıyoruz” diyenler olacak aranızda. Fakat şunu da basa basa söylüyorum ki son zamanlarda internet ortamında sevdiğim diye tabir ettikleri (ki ben, bunu içten gelen bir his olarak görmüyorum) kişiden aldığı hediyenin fotoğrafını çekip, altınada afili sözler yazıp, en son “teşekkürler aşkım, ömrüm, hayatım” ifadelerini kullanan kişiler, sevgiden noksan kalmış kişilerdir. Sevginizi veya teşekkür ifadelerinizi bütün arkadaşlarınıza açık bir gönderide yapmak zorunda değilsiniz. Bunu ifade etmenin farklı yollarıda var, sessiz sedasız! Hani biz merak etmiyoruz, kim kime ne almış ama; bu tür paylaşımda bulunanların bir kuyruk acısı olmalı ki ispatlama çabaları sarfediyorlar.

Hediye ile sınırlı kalmadan şunlarıda söylemenin faydalı olacağını düşünüyorum. Çiftler arasında ki mahremiyetten de kendilerine göstermelik pay biçenler yok mu? Mutlu aile tablosuyla insanları enayi yerine koyup, aile içi yaşanan her şeyi paylaşırlar. Mutlu olmayı, namahremini paylaşmayla eş tutarlar. Zaten birlikte bir yola adım atarken bile sevgilerini, gösteriş mekanizması üzerine kuruyorlar. Hatta bu konu üzerine bir arkadaşımla hasbihal ederken bilinçli olarak dedim ki “bazı insanlar(!) ne kadar meraklı başkalarına hava atmak amacıyla sevgilerini göstermelik yaşamaya?” Aslında o arkadaşımında son zamanlarda bu tür paylaşım yarışlarına girdiğini gördüğüm için bunu söyleme gereği duydum. Baktım ki arkadaşım, kendini soyutlayarak benim örnek verdiğim kişiyi topa tuttu. O zaman anladım ki aşklarını göstermelik yaşayanların gözleri, kendi yanlışlarını doğru olarak görmelerini sağlıyor. Böylelikle de kendilerine dev aynasından bakarken, başkalarını hor görebiliyorlar.

Bütün bunlara şahit olurken diğer taraftan da duygularını, aşklarını, sevgilerini yürekten gelen bir hisle değilde göstermeliğe kaydıran kişilerin, topluma verdikleri zarardan habersiz gibi davranmaları yok mu insanı çileden çıkartıyor! Gözlemlerseniz; davranışlarının, başta genç kardeşlerimiz olmak üzere toplumdaki birçok bireyi olumsuz yönde etkilediklerini farkedersiniz. Zaten gençlerimiz, son dönemlerde gördüklerine, özenmeye meyilli davranışlar gösteriyor. Bu da onların “sevgiyi” yanlış anlamalarına neden olmakta.

Aslında verdikleri zararı es geçmeleriyse hep ilgi manyaklığından kaynaklanıyor. Çünkü çiftler, gittikleri her ortamda anı biriktirmek yerine fotoğraflar biriktiriyorlar. Ânı yaşamak ise fotoğraf çekerek insanların gözünde ilgi odağı olmaya tercih ediliyor.Bu yüzden de öyle yürekten seven yok! Hep alavere dalavere üzerinden göz boymak! Konuyla ilgili internette bir kaç örnek bulup sizlerle paylaşmak istedim. Ekşi sözlükte bulduğum şu örnek, olup biteni özetliyor. Biri yazmış, nedenini tam olarak bilmemekle beraber, ilişkilerinin her adımını, gittikleri her mekanı ve hatta ilan-ı aşklarını sosyal mecralarda paylaşan “sosyal medya arkadaşlarımın” istisnasız ayrıldığına/boşandığına şahit oldum.”

Gerçekten de vaziyet bu! Bende yıllardır tanıdığım birinin, evliliğe adım attığı günden beri sürekli eşinin aldığı hediyeleri, özel gün kutlamalarının videolarını/ fotoğraflarını paylaşmasına tanık oluyordum. Her gün farklı mekanlarda farklı pozlar veriliyordu. Eşine çok bağlı gibi göstermeye çalışıyordu kendi. Belkide maddiyatın verdiği bir güçtü. Bilemem. Ama sürekli bilezik showları vardı, artık bıkmıştık. Bir zamandan sonra paylaşımlarını görmemeye başladım. Sosyal medyadan, elini eteğini çekmişti. Doğrusu şasırmıştım. Sonra duydum ki eşiyle boşanma davası açmışlar.

Bir insan olarak bu durum beni üzdü ve dedimki kendi kendime “boşanmalar neden bu kadar arttı?” Alın size bir sebeb! Kalben değilde göstermelik seversen, sonu hüsran…

Durum böyleyken yazımı Friedrich Nietzsche’nin şu sözüyle bitirmek istiyorum: Davranıştaki coşku büyüklükten sayılmaz; davranışa ihtiyacı olan, sahtedir. Bütün göstermelik insanlara dikkat!..

Selma Karakaş Tutuş

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu