GenelGündemKöşe YazılarıMalatyaManşet

Logo

Geçen pazartesi günü 12. 12. 2022 (özellikle seçilmiş) günün akşamında Expo 2028 lansmanı yapıldı. Malatya Mövenpick otelde ilginç görsel şovlarla taktim edilen lansmana sağlık sorunlarım nedeniyle katılım gösteremedim. Fakat geceyi tv’den sonuna kadar eksiksiz izlediğimi söylemek isterim. Lansmanın projelendirilmesi, tanıtım ve kareografi kalitesi, sunum, ana tema ile misafirler, verilmek istenen mesaj’ların detaylarına şimdilik girmeyeceğim. 

Mutlaka eksiklikleri, aksaklıkları vardır. 

Daha sonra dönüp sosyal medyada yapılan yorumları kendi penceremden değerlendirdiğimde; 2,5 saat süreyi kapsayan koca lansmanın tamamı ilgili çok az yorumun yapıldığını gördüm. “Sükut ikrardır” düsturundan yola çıkarsak demekki lansman bütün parça olarak beğenilmiş. Olumsuz diyebileceğimiz yorumların hepsi Expo 2028’in taşıyıcı ana sütunu görevi gören logo üzerinden yapıldığını görünce logo’yu inceleme altına aldım. Eleştirel yorumların nerdeyse çoğu “logo’da neden Malatya’yı sembolize eden kayısı yok” üzerine idi. 

Sıradan bir vatandaş olarak, kısmen resim konusunda çizgilerimin iyi olduğuna işaretle bir ressam olarak, her türlü metni analiz edebilme yetisine bağlı bir yazar edebiyatçı olarak, tarımla haspihal etmiş bir toprak çalışanı olarak bu konu ile alakalı fikrimi net bir şekilde beyan etmek istiyorum. 

Birincisi uluslararası bir mecraya bir meyve merkezli başvurmak basit kalır, şehrin bütününü temsil edecek bir argüman olmalıydı. Tamam biz şehrimizi seviyoruz, eyvallah. Malatya denildiğinde akan sular durur bizler için. Her şeyini sahiplenir, kimseye laf ettirmeyiz elbet. Suyu sert insanı mert memleketimiz. Bu ülkede yaşayan veya dünyada yaşayan herkes bizim gibi düşünmek zorunda mı? Çünkü Expo 2028 tüm ülke ve dünyaya hitap ediyor. Bu yüzden logo Malatya’nın duygularını, sezgilerini, sırlarını, gizemlerini, geçmiş yolculuğundan bahsetmeliydi. Ondadır logo Malatya standartlarının çok üzerinde. Yani oldukça sofistike, anlaşılır, ilham dolu ve de kucaklayıcı bir taktikle zenginleştirilmiş. 

14 ilçeden ikonik çizgilerle beslenmiş sembol tarihi mekanların asıllarının motifsel biçimlerinin yerleştirildiği kutucuklar Malatya kökleriyle birleştirilmiş… dahası Expo’ya ait simgeler konumuna getirilerek daha çok özel bir kompozisyon verisine dönüştürülmüş sentez halinde. Tarihle bu gün arasında bir köprü İnşa edilirken, ulusal bir organizasyon olan Expo ile Anadolu’nun orta segment bir şehrinin kültürel kodları ustalıkla ve samimice ortak tek hafıza bünyesinde harmanlanmış en son. 

Biraz araştırma yaptım, baktımki kayısı Malatya’da 181 kurumun markasının içinde yer alıyor. Büyükşehir ve valilikte buna dahil. Malatya kökenli şirketler, markalar, paneller, festivaller, bakkal-market, basın birimlerinde dahi kayısı. Ve ilçelerimizin bir çoğunun logosunda yine kayısı figürü oriyental bir malzeme olarak hem kullanılmış hemde sonuna kadar faydalanılmıştır. Yani kayısı resmini ve ismini o kadar sömürdükki Malatya gibi kültürel ağırlıklı zengin birikimi bulunan bir şehrin entelektüel kimliğini pas geçtik. Neyi var neyi yok hepsini adeta kayısı üzerine konumlandırarak, başka hiç bir yeni sembol, yeni farklı bir mühendislik ambiyansı üretemeden, işin kolaycılığına kaçıp şehrin tüm enerjisini kayısıya yüklemek diğer yandan sıra dışı bi’yoksulluk halidir. 

Her alanda kayısı amblemi ile günü kapatmak bağımlısıyız sanırım, iyi güzelde diğer varlıklarımızı da neticelendirmeliyiz. Bu vesile ile Expo 2028 iyi bir fırsata dönüştü ve böylece kendimizi sadece kayısıda bulmak yerine geniş bir kapı daha aralanmış oldu. Oysa Malatya’ya artı değer katan bir çok imgeyi pasifize etmekle çakışan-çelişen kısır bir kimlik oluşturduğumuzu da bu saatten sonra kabul etmeliyiz. Kayısı figürleri ile ismi Malatya’da o kadar çok kullanıldıki; kayısı ve Malatya isimleri bir nevi klişe bir ezber halinde servis edilmeye başlandı artık. 

Ayrıca Expo 2028 logosu hibrit bir çalışma. Çok fonksiyonel bir tasarım. İlgi çekici, fantastik yönü var. İstenildiğinde kareleri üst üste koyarak, yana yana dizerek, ilçe ve bölgeye göre bazılarını içinden çekerek, şekillerini değiştirerek kullanmak üzere çok teferruatlı şekilde kullanılmaya elverişli bir motifler silsilesi olduğunu fark ettim. Dört renkten oluşan EXPO 28 yazısı tek başına da kullanılabilir. Tematik bir görsel biçimi olan 28’in akılda kalıcı geometrik desenleri bile tek başına bir logo olarak büyük bir misyonu üstelenecek şekilde kendine özgü rolü var. 14 ilçeyi, o ilçelerin tarihsel anıtlarla doldurulmuş kareleri içinden cımbızlayıp her ilçe yine kendine mahsus olanı kullanılabilir. Herkese eşit davranmış. Herkesi düşünmüş. Herkese uzanmış. Bu logo sayesinde Malatya ilçelerinin tarih formatındaki ana kalıntıları da böylece tespit edilmiş oldu. 

Gözüme takılan başka bir detay EXPO’da ki “O” harfine çiçek şeklinde, kayısı çiçeğinin temsil ediyor zaten.

Bir Pütürge’li olarak Nemrut’un Pütürge’ye ait sit alanı olduğunu tüm dünyaya ‘dikte’ edildiği gibi parafın bulunması, gözümde Nemrut’un tapusu alındı demektir. 

Kayısı neden yok sorusuna gelince, iyiki kayısı yok bu logonun içerisinde. Sade, şık, doğal, abartıdan uzak bir dizayn olmuş çünkü. Tarihi önem resm edildiği için kıyıda köşede bir kayısının varlığı etik yönü tartışılırdı. Sorarım?… Tarihi kült-kültürsel dekoratif hatlarına daha çok ağırlık verildiği logo gövdesine bir kayısı yerleştirmek ne kadar doğru olurdu acaba? Bir tarım ürünü olan kayısıyı her alanda kullanmak alışkanlığımızı bu önemli organizasyonda test etmenin kötülüğünü yapmayalım kendimize. Uluslararası bir konsensus olan Expo 2028’de Malatya’yı sadece bir tarım kenti olarak pazarlama ucuz taktiğini terk edelim bence. 

Büyük düşünelim biraz, global bir perspektiften bakalım olaylara, efektif bir akılla olması gerektiği bir tanımlama rezervini tahvil edelim bu kez.

Dünyada dev otomobil markaları bile amblemlerini yeniden tasarlama yoluna gittikleri dijital yüzyıla ayak uydurmak zorundalığımız olmalı. Büyük şirketler aynı şekil logolarına yeni konseptler ekleyerek geliştiriyor. Ceplerimizdeki telefon markası Apple’nin dönemler içerisinde logo’sunun geçirdiği evrimi görmemiz gerek. Artık hibrit verilere ağırlık veriliyor bilakis. Geçti o teneke üzerine boya ile tabela çizmek devri. Elektronik kart vizitlerin ceplerimize girdiği, çipli kimlikler, kalp nabzımızın telefondan ölçüldüğü günümüz teknolojik imkanlar dahilinde hala kayısı resminden ısrar etmek, duygusal davranmak, profesyonellikten uzak ilkel bir düşünce yönteminde başka bir şey değil. 

Kayısı görselinin ekonomik hiç bir katkısı yok bu şehre. Yeterince kullanılıyor zaten. Kayısı meyvesinin dünya klasmanı üzerindeki yerini konuşmaya gelince kimse yok, canlı kayısımızı değerlendiremiyoruz, üretici borç harç zor bela meydana getiriyor ve üç beş tüccarın insafına terk etmişiz ama diğer yandan kayısının sadece logo’da olmadığı için ayaklanıyoruz. Üretici mağdur edilirken neden sesin çıkmaz a akıllım. Ne kadar tek taraflı bir düşünce biçimi. Kayısının üretimi-satışında ki bozukluk harici diğer ne kadar imajı varsa hepsini sömürmeyi namus meselesi gibi görürüz de çiftçiye gelince ayak takımı muamelesi yaparız. Tüm şehir Kayısı ile övünür fakat gel görki kırk yıldır çiftçinin kafasına vurup elinden alınma meselesini kimse görmez. Kayısının resmî neden logo’da yok diyeceğimize önce kayısının nerden geldiğini nereye gittiğini sorgulasanız. 

Artık bende protesto ediyorum, bir kayısı üreticisi olarak hiç ilgilenmediğiniz, gerçeklerini görmediğiniz-bilmediğiniz, üreticinin her yıl farklı ayak oyunlarıyla mağdur edildiği kayısının nedense sadece resmini takıntı yapmak-görselini savunmak harici ticari çarpıklığı hiç birinizi ilgilendirmiyor, bunca ferevanla hassas davranmıyorsunuz. Kayısımız logo’da durmasın, 50 bin ailenin geçim kaynağı olarak hak ettiği değeri bulsun. Bunun için de sosyal medyada binlerce twit atsak nasıl olur?    

Vallahi billahi Expo 2028 logosunu kim geliştirmişse ellerine sağlık, gerçekten çok değerli, dahiyane bir zeka ürünü… Malatya kimliğine yakışır pontifler, ayrıca her kişinin kendini içerisinde bulabileceği rehabilite edici renkler-çizgilerle Malatya adeta sil baştan tanımlanmış, tüm popülerliği ortada paydada sunmayı referans kılmayı hak ettiği entegrede. Evet başarılı, unik malzemelerle çok amaçlı bir bir çalışma. Malatya madem uluslararası bir arenada kendi ruhunu, güzelliklerini, psikolojisini sergilemeye çıkıyor o halde temsili ilk göze hitap edecek görseli mevcut logodaki gibi olmalı. Hem Kayısı gazozu var ya ! İnanın gerçeği bu !

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu