GenelKöşe YazılarıMalatyaManşetSiyaset

İl Tarım Müdürlüğü Eliyle Kayısı Operasyonunun Popülizmi 

Geçenlerde İl Tarım müdürlüğünce kamuoyuna sunulan rekolte safsatasına değineceğim bu yazıda. Öncelikle “rekolte” adı altında deklare edilen verilerin gerçeklikle hiç bir alakası olmadığını ve tamamen üreticiyi kıskaca alma popüzliminin devletin kurumu kullanılarak yapıldığı açık bir operasyon faaliyetidir. 

Malatya’da 50 bin ailenin tek geçim kaynağı sayılan kayısı ürününü her yıl biraz daha istikrar tirajını düşürmeye yönelik çalışmaların; çiftçiye, üreticiye, köylüye saygısı olmayan çevrelerin bulduğu yeni bir argüman aslında. 

İşe de yaramış sayılır. Her yıl rekolte curcunasıyla üreticinin aklını karıştırmaktan başka işe yaramayan İl Tarım müdürlüğünün son popülist icadı sonrası 50 bin ailenin ekmeği ile oynadığını hesaplıyor mu acaba?

Bir kaç ziraat mühendisi oturup masa başında hazırladığı “büro yapımı tablo” kayısı ağaları ile iltisaklı ve istişareli cinliğiyle hazırlanan ve bu verilere dayanılarak katmerlenen üreticinin elindeki ürünü avlama yöntemi dünyaca ünlü Malatya kayısının tasfiyesinden başka bir şey değil. 

Haliyle son yıllarda her sezon başında açıklanan rekolte verileri aslında Malatya geneli ne kadar kayısının olup olmadığına dair izler taşımadığı gibi üreticiye karşı kurulan yeni muhalefet ile kumpasın birlikte sürdürüldüğü hazin bir hikayeye dönüşüyor ne yazık. 

Nasıl oluyorsa rekolte sonunda tüccar hep kazanan taraf oluyor ama kendileri de büyük bir başarı yerine getirmiş tamdasında üstelik ödül belliyorlar her defasında. 

Sorarım, İl Tarım müdürlüğü kaç bahçede saha çalışması yaptı, mevsim koşulları gözetildi mi, hangi alanları izledi, hangi ilçelere göre kaç çalışma detaylıca yapıldı? Dahası hangi çiftçilerle ortak bir rekolte hazırlığı yapıldı? Vb soruları onlarca, yüzlerce sayıya çevirebiliriz. 

En basiti, yaşadığım ilçe Pütürge’de yıllık 10 bin ton kayısı üretim alanı olduğu halde, böyle bir stabil çalışmanı yapıldığını ne gördük ne duyduk. 

Filmin sonunda açıklanan rekolte rakamlarının gerçeği yansıtmadığı gibi tüccarın ekmeğine yağ sürme görevini eksiksiz yerine getirdiğini ayreten biliyoruz. 

İl Tarım elindeki devlet gücünü rekolte harici kullanmaktan muzdarip duruşu, İrrasyonel yönetildiğini apaçık kanıtlıyor zaten. Malatya ekonomisine rasyonel yaklaşımlar getiremeyen bu tutarsız “heterodoks” tarımsal politikalara karşı çaresiz kalışını sadece rekolte açıklamakla tamamlama gayreti uluslararası bir başarı olsa gerek. 

Haliyle yıllardır yerel yöneticilerin asla dokunmadığı ve kaderine terk ettikleri fakat geri tarafta reklamını son sürat yapmaktan taviz vermeyen üst düzey yöneticilik vasıflarına Malatya ahalisi olarak şapka çıkardığımızı da tekrarlıyorum buradan. 

Çiçeği burnunda eski Büyükşehir’in yeni vizyonel başkanı Sami Er’in de seçim kampanyasına karışan kayısı ilgili vaadleri masamızın çekmecesinde hazır bekliyor halen. “Sahiden ya! Ne oldu bizim o kayısı işi?” şeklinde bir sual gelse eminim “deprem konutlarını yapıyoruz…” cevabını verecektir. Ee konutlar da ortada yok. Kem küm… 

O kampanyada kayısı ile ilgili birkaç maddeyi sizlere açıklamak isterdim. Nasıl olsa kimsenin öyle bir hatırlama derdi yok. İnanın kelime sarfiyatı olacaktır. 

Laf döndü dolaştı yine geldi ana sorunumuza. Kimsenin görmediği, duymadığı ve asla katlanmak istemediği kayısı sezonu Malatya’da zor şartlar altında başladı nihayet. Başlar başlamaz İl Tarım müdürlüğü asli görevini yerine getirip rekolteyi “pat” diye açıklayıverdi. Eyvallah. Ne var ki hepsi bu kadar. Tüm sorumluluklarını çıkarıp ceket gibi astılar üreticinin başucuna. Kafadan bir rakam, o da 107 bin ton, bir de küsüratı vardı. Sanki tek tek dalında kayısı meyvesini tartmışlarda yanılma payı bırakmamış bizim “rekolteyi nokta atışı yapan” abilerimiz!

Tamamen tüccarın hareket etme kabiliyetini belirleyen rekolte safsatasını bir de dolar cinsinden kişi başına milli gelirimizi de ekleselerdi tadından yenmezdi. 

Tüccar, İl tarım’cıların eline bir not kağıdı tutuşturup “bunun yayınlayın, nasıl olsa kimse gelip size nerde ne yaptınız diye soracak değil. Hem Malatya halkı bir şey bilmez, cahil, bilmediği gibi sormayı da akıl edemez. Onların dilini çözmüşüz bir kere. Siz yayınlayın gitsin, gerisini biz hallederiz” roteriği… 

Kayısı borsası denilen şey de tüm bu açık ve örtülü operasyonlara teşne olmakla birlikte kayısı ürünü rezervinin şeffaf olmayan bir biçimde ve dolambaçlı yollarla by-pass edilmesine ilişkin gelişmelere göz kırparak geçiştiriyor. İdari ve hukuki denetim olmadığı için danışıklı bir dövüş sanatı icra ediliyor biz üreticiler üzerinden. 

Yıllardır kelle koltukta sıcak altında çalışan üreticiyi dize getirme yöntemleri öyle ustalıkla inşaa edilmişki mevcut hiç bir yasa, yetki bu kurulmuş düzen karşısında bir işe yaramadığı açık. 

O vakit hodri meydan diyorum. İl tarım’cılar nerde, nasıl, hangi mevsim, hangi sahalarda ve şartlarda kayısı rekolte belirlemiş dokümantasyonlarını çıkarıp yayınlaması şart olmuştur artık. Aslanlar gibi elinizde sosyal medya hesapları var. Koysunlar ortaya bizde hangi alanlar gerçekten taranmış görelim, değil mi? 

Böylece itibar gerekçelerini koruma iç güdüsüne sığınmaksızın gerçekleştirilen tüm gereksiz şüphe ve polemiklere son verilmiş olur. 

Tabi ilimiz Malatya’da il tarımcıların böylelikle çalıştıklarını, gerçekten halkımızın üretim husus ve unsurlarının kapsamını genişletillerine dair dolaylı bir araştırma yaptıkları konusunda da ikna edilmiş oluruz. 

Piyasa parametreleriyle oynamak harici “hiç bir” hükmü bulunmayan il tarım kurumu artık hesap vermelidir. En azından sözünün arkasında durarak şeffaf olduğunu kanıtlayacak objektif değerler sunmalı. “Yaptım oldu bitti” kafasıyla kimse bir yere varamaz. Bu şehir hele hiç yol alamaz. Bu şehrin vebali de üzerinizden kalkmaz. Madem elinde bir rakamsal değer var, kanıtlarını kamuoyu ile paylaşma cüretini göstermelidir. 

Enflasyonu ve zamların alıp başını gittiği günümiz ekonomik koşullarında öne sürdükleri her rakamın toplumda karşılığının ne denli önemli olduğunu dilerim anlayacak birileri çıkar.

Sanmıyorum ama  il tarım müdürlüğünü işlevsizleştirecek bu muammalar silsilesi hem çağın hem ülkemiz konjonktürünün çok gerisinde bir hamle. Böyle olmaz beyler, işinizi doğru düzgün yapın, halka dahası Malatya’ya ve kayısıya ihanet ediyorsunuz. Bunun başka bir adı olamaz. Yapmayın bu kutsal hikayeyi bu denli ucuzlaştırmayın. Yazık edersiniz. Söylemiş olayım. 

Dost acı konuşur, masa başında klimalı odalarda nasıl görünüyor bilmiyorum fakat burdan her şey çok berbat ve tas kaybolmuş gitmiş. Para alıyorsunuz, tüyü bitmemiş yetimin hakkında size aktarılıyor o maaşlar. Az biraz duyarlı olun. Böyle yapmayın. 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu