Köşe Yazıları

BİR KURBANIN SERENCAMI

Değerli Okurlarım,

Bugün sizlerle bu köşede “Kurban Kesimi” ile ilgili yaşadıklarımı paylaşmak istiyorum. Belki de Sizler de benzer olayları yaşamışsınızdır.

 

Kurban Bayramının ikinci günü namazdan sonra (belki günlerce önceden başlayan) malum telaşe başladı benim için. Önce Ankara’da kurban pazarları ve kurban kesim yerlerini bulunduğum yere göre gözden geçirdim. Yenimahalle Belediyesi’nin Karşıyaka’da kurmuş olduğu Kurban Pazarı yeriBenim için uygundu.

Evden çıktım ve Ankaray, ardından Kızılay-Metro ve bir otobüs aktarması ile yani üç vasıta değiştirerek Karşıyaka Kurban Pazarına ulaştım.

Mezarlık ve Kurban Pazar yeri aynı istikametteolunca trafik bir hayli yoğun gözüküyordu. Yine Ankara klasiği Metro ve Belediye Otobüsleri Kurban Bayramı süresince ücretsizdi. Her zaman 40-45 dakikada alınacak mesafeyi bu kez 1,5 saatte kat ettim. Bir km. mesafeden hayvan ahırlarının kokusu hissediliyordu. Normal zamanlarda tahammülü zor olan bu koku insanları pek rahatsız etmiş gözükmüyordu.

Önce bir koyun sürüsünün bulunduğu çadırayöneldim ve fiyat sordum. Bu soruş sadece bir merak giderme idi. Ben evden çıkarken hissedar bulup büyük baş kurban kesmek kararımı vermiştim aslında. Geçen sene de aynen böyle yapmıştım. Tabii endişe de ediyorsunuz ister istemez. Hissedarınız kurban yerine etlik kesmek üzere gelmiş olabilir diye… 

Şansımı deneyeyim dedim ve koyunların bulunduğu ahırda fiyat konusunda anlaşamayan bir vatandaşa yaklaştım ve küçükbaş yerine büyük baş kurban düşünmez misiniz dedim? 

-Büyük baş insanı yoruyor, küçükbaş keseceğim,dedi. 

Oradan ayrıldım ve bazı çadırlarda çok sayıda büyük baş hayvanın olduğunu görünce rahatladım. Çünkü bir önceki sene aynı pazarda büyük baş hayvan kalmadığı için Pursaklar hayvan pazarına gitmiştim. 

Sokak görünümlü hayvan çadırlarının arasından geçerken son çadırda bir çift hayvan gördüm. Ahır sahibi çadırı toplamaya başlamış bile… Satıldı mı, satılık mı? soruma karşılık,

-“Bu iki kaldı… Satılık” dedi. 

Fiyatını sordum, fiyatı da yanıma bulabileceğim iki-üç hisse için hesaplı geldi… Yanıma iki veya üç ortak bulursam döneceğimi söyleyerek oradan ayrıldım…

Grup halinde gezen vatandaşlarla karşılaştığımdaeksik hisse varsa ben bir hisse katılabilirim, şeklinde sorularıma olumlu karşılık alamadım. 

Rasim Beyle karşılaşmamız da tam bu sırada oldu. O da yanına hissedar arıyormuş… Olduk iki ve üçüncü ortağı da bulursak satılık iki hayvanı kalmış olan o çadıra gitmeyi aklımıza koyduk. Ve üçüncü ortağımız Konyalı Mustafa Beyi (Kayın Validesi içinkurban arıyor) de nihayet bulduk. Üç ortak birlikte bahse konu çadırın yolunu tuttuk. Çadırda bu iki kurbanlık hayvan biraz sonra başlarına geleceklerden habersiz yemlerini yiyorlardı…

Pazarlık için el tutuştuğumuzda, geçen yıl yaptığımız pazarlıkta ortaklardan Hamza Beyin sözlerini anımsadım. Hamza Bey pazarlık yaparken, “Tosunların iyi ama sen tosunlarından da iyisin Karaoğlan. Ben seni sevdim.” diyerek satıcıya güya iltifat ediyordu. Bu sözü söylediğinde ortakların attığı kahkaha hala kulaklarımda… 

Pazarlık sünnettir diyerek ilk verdiğim rakamda mal sahibi hemen bıraktı elimi… Devreye giren Mustafa Bey son noktayı koydu ve uygun bir rakamda buluştuk. Tam donamlı kasaplar da yanıbaşımızdabitiverdi. Anlaştığımız Kasap Şaban ekibi ile beni de tanıdığını ifade ederek “Keselim Abi…” dedi. Kurbanımızı kesim yerine getirmede kasap Şaban Beyin gayreti görülmeye değerdi…

Yenimahalle Belediyesine Sitemimiz var…

Belediye kurban kesim yerini güzel organize etmiş… Musluklar koymuş belli aralıklarla ve sürekli etrafı temizleyen görevliler var… Kesimi ve eti parçalamayı kolaylaştıran teşkilatı da ihmal etmemiş…

Kasaplar bir birleriyle yarışıyor Caraskarda işlerini bitirmek için. Neyse biz de bulduk bir boş Caraskar… Kasabımız hayvanı arka ayağından asacak şekilde gerekli tertibatını aldı… Bastı Caraskarın düğmesine, fakat o da ne? Caraskarda hareket yok… Meğer elektrik kesilmiş…

Belediyenin ihale karşılığı jeneratörden elektrik hizmeti aldığı açgözlü müteahhit jeneratörü kapatıyor ve kurban kesen vatandaşlar açgözlülüğün kurbanı oluyor… Elektriği niçin kestiğini sorduğumuzda, Belediye ile bir günlük anlaşma yaptığını söylüyor müteahhit. Oysa bayram üç gün… (Bu konuyu takibe aldım… Yenimahalle Belediye Başkanlığına şikayetimibildirdim)

Caraskar çalışmayınca Kasap Şaban klasik usule döndü ve hayvanı bizim de yardımımızla yatırdı,vekaletleri alarak tekbirler eşliğinde görevini yaptı… Kesimi müteakip Kelle’nin müşterileri gelmeye başladı. Kelleyi ben yüzerim dedim ve kelle işi bitti. Ardından derinin müşterileri geldi… Ortaklar olarak THK’na bağışlanmasına karar verdik.

Kurbanı küçük parçalara ayırma sürecinde 4-5yaşında çocuklardan 60 yaşına kadar kadın-erkek et isteyenlerden başımızı alamadık. Her gelene bir parça verilse kesinlikte sonundan elde et kalmayacağı kesin. Yani sizin kurbanı 3’e bölüp, birisi fakirlerin, birisi kolu komşunun, birisi de ev halkının olacak şekildeyaptığınız hesap kesin yattı. 

Neyse bir şekilde durum idare edildi. Etler parçalanırken sohbet de koyulaştı. OrtaklarımızMustafa Bey ve Rasim Bey’in asker emeklisi olduklarını öğrendik. Ortaklar bir anda kaynaştı. Bayramın güzelliği, Bayramın bereketi, Bayramın fazileti burada apaçık gözüküyordu. Denizli’li RasimBey ve çocukları Aykut, Alperen ve Ahmet Said, Konyalı Mustafa Beyle hemen orada yıllardır birbirimizi tanıyormuşuz gibi sıcak bir ortamı oluşturuverdik. Nasıl oldu derseniz? Hakikaten bunun izahı ancak Bayramın ortak değer oluşundandır diyebilirim. Rasim Beyin büyük oğlu Aykut kemik kırma işini üstlenirken Mustafa Bey ve bendeniz etleri üç eşit parçaya ayırmanın inceliklerine dikkat ediyorduk.

Sonunda üç parçaya bölünmüş kurban etinin hissedarlarının belirlenmesine geldi sıra. Burada kadın ince zekası devreye girdi. Mustafa Beyin kayınvalidesi cebinden çıkardığı kağıtlara 1,2,3 numara yazdı… Herkes numarasını aldı ve bu sefer Rasim Beyin küçük oğlu Ahmet Said devreye girdi ve numaraları her bir et öbeğine bıraktı. Benim numaram 2… Ve herkes helalleşerek etlerini yanlarında getirdikleri poşetlere koydular. 

Bu arada Rasim Beyin evinin Bahçeli’de olması benim için güzel bir sürpriz oldu. Sizi evinize biz bırakırız diyen Rasim Beyin samimi teklifi benim için ayrı bir memnuniyet durumuydu. …

Bir kurban kesim serencamı da böylece sona ererken, iletişim bilgileri gözden geçirildi ve seneye aynı şekilde buluşmak üzere iyi dilekler dilenerek vedalaşıldı… 

Burada,

“Can bula cananını, 

Bayram o bayram ola.

Kul bula sultanını, 

Bayram o bayram ola…” diyen Alvarlı Hoca’yı dahayırla ve rahmetle anarak noktayı koyalım…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu