Köşe YazılarıManşetSiyaset

Arınç’mı haklı troller mi

Bir kaç gün önce Ak Partinin ilk dört kurucusu arasında yer alan Bülent Arınç’ın parti içinde öz eleştiriye gitmesi ile birlikte trollerin acımasız ve korkunç yüzünü bir daha gördük. Meğer bitmemiş bunlar, uslanmamış, hiç ders almamışlar bunca olanlardan. 

Fotoğraf: Twitter

Anadolu’da ırmaklarda derelerde balık yakalama aparatına veriliyor bu isim. Denizlerde ise trol gemileri vardır. Trol gemileriyle huni şeklinde bir ağ ile balık yakalamaya ise ‘trollemek’ deniliyor. Nasıl olmuşsa balık yakalama şekli olan trolün isim hakkını çalan fanatik partililerin aşırı tepkisi artık trolüğü de geçmiş bu ülkede. Sosyal medya eşkiyalığına evrildiği bir safha üzerinde ilerliyor. 

Aslında troll İskandinav mitolojisindeki hikayelerde geçen büyük, korkunç, aynı zamanda mistik yaratıklardır. Mitolojik eserlerde troll yaratıklar büyük burunlu ve büyük kulaklı olarak resmedilegelmiştir. Hatta pek meşhur oyun karakteri –Hugo– ilk troll olarak bilinir. 

1950’li yıllarına geldiğimizde ise troller bu kez Danimarkalı bir ahşap tasarımcı olan Thomas Dam’ın elinden tekrar gündeme geldi. Kızına Noel hediyesi amacıyla ilk troll bebeği üretir ve bu bebeklerin dünyada önemli bir şöhret elde ederler.

İnternet ortamına taşınması süreci ile ilgili şöyle bir teoriden söz edilmekte. İnternetin ilk yıllarında troll’lük faaliyetleri bireysel olarak devam etse de 2003 yılında kurulan ‘4chan’ isimli forum sitesinde internet kullanıcıları organize olmaya hatta kendilerine ait yeni kalıplar oluşturmaya başladılar. Trol ağının siyasi partiler nezdinde işe yarar bir personaya dönüşmesi trolcülüğü sektörel hale getirmiş, siyasetin yeni mesaj verme yöntemleri olarak işlevselliği günbegün önem kazanmıştır. Evet, trol denildiğinde ilk akla gelen anlam da bu yönüyle çok önemli. 

Normal vatandaşı kendi çıkarları doğrultusunda yönlendiren, provakasyon çıkaran, olayları olduğundan farklı göstererek yanlış algı meydana getiren etki ajanları olarakta tanımlayabiliriz.  

Açıkçası yeni internet yasasını gerekliliği ve önemini trol tarzı saldırı mekanizmalarının önüne geçilmesi adına destekliyorum. 

Kimi kaynaklar trol gruplarının hizmet gösterdiği partililer tarafından finanse edildiğini iddia edmekte. Bazı anket firmaları bu cihetle sayı da vermektedir. Net sayı veremedikleri için rakamsal içeriğe girmeyeceğiz. Para karşılığında partizancılık yapan belli merkezlerden yönlendirilen bu hücresel oluşumlara diğer yandan ‘Bankamatik memurları’ tanımlaması da uygun görülmüş. Çünkü hesabına yatırılan belli ücretleri yaptıkları trollük karşılığından her ay bankamatik’ten çektikleri için böyle deniliyor. Yani ne kadar ekmek o kadar köfte. Aldıkları ücret dahilinde trollük mesleğini icra eden adresleri ve isimleri belli olmayan fakat son yıllarda ülkemizde en etkili güç haline gelen sistematik unsurlara her gün yeni yöntem ve tarz eklenmekte. Demekki finans kaynakları kesilirse; dava, hizmet gösterdikleri siyasi partinin amacına bakmaksızın karşıt saldırı düzenleyecek potansiyelde dominant varlıklar oldukları bariz bir gerçeklik. Sevgi, tezahürat, ilgisi sahtedir. Fikirleri ise sabit. Kültürleri yoz! Trolleşmenin yarattığı zemin, işte bunun üzerinde yürüyor ve bunu kullanabiliyor. 

Evet, trollerin faliyet alanını çok geniş bir tabloyla ortaya koymamız mümkün. Troller o kadar kendini geliştirdiki bazen bir siyasetçi ile trollün kullandığı argümanı birbirinden ayırmak imkansız. Hatta siyasetçinin değil de trolün gündem belirlediğini de biliyoruz. Bazen adına ‘kurgusal halk’ denilen trollerin yöntemleri her zaman bilindik. Ülkemizde sorunları kamusal bir dille tartışmayan, küfürbaz, fanatik, radikal söylemlerden beslenmekten pek mahirler. Ne var ki savundukları siyasi partileri çok zorda bırakacak eylemler altına da imza atmışlardır. (Örnekleri çok) En küçük eleştiriye tahamül gösteremeyen trol tayfası ağzı kanlı saldırgan tavrının limit tanımak nedir bilmediği bir döngü içerisindeyiz artık. 

Ülkemizde etkin troller yetmezmiş gibi bir de yurtdışından ülkemizin her türlü gündemine dahil olan bir trol ekibi var. Yerine göre küfreden, yerine göre din’i kullanan, acitasyon yapan veyahut vazifeye göre tiyatrovari rol yapan, genellikle lüks araçlarından videolar çekerek yayınlayan fenomen bir kültürün Avrupa görmüş modelleridir. 

Trol çetelerine kalırsa eleştiri haram diyecekler. Eleştirmek yasak diyecekler. Gerçi sınır yok, her şeyi diyebilme hakkına sahiptirler onlar. Bunun için fetva verecekler nerdeyse. Bazen arada kutsamaklı sloganlarla ortaya çıkan da oluyor zaten. Çoğu demeyiceğim hemen hepsi sahte isimlerle internet mecrasında boy gösterir. Batı daha çok olmak üzere bir çok yabancı ülke üzerinden aldıkları IP adresleri üzerinden girerler internete. Ak partili olduğu düşünülenlere halk arasında Ak-trol, CHP’lilere Ctrol diye isimlendirilmiş. 

Eleştiri mi yaptın, o halde bir trol formatında dış güçlerin ajanısın. Mensubu olduğun Partinin bir eksiğini mi söyledin hayır onurunu kaybetmiş, dinden çıkmışın en başında. Bunu bil ve öyle konuş. Bir adım illeri mi gittin, direk vatan haini azılı bir teröristsin. Yanlış yapmıyor muyuz mu diyorsun! En aşağılık mahlukat olmaktan kimse kurtaramaz seni.

Karar mercileri kimler: sosyal medyada bir avuç troll. İlk karşıt safha direk sarf ettiği söylem hedef alınarak başlıyor. Ardından ikinci bölüme geçiyorlar. Organize bir biçimde saldırmak. Ailesi, özel hayatı, zaafları, gençliği, ırk, ideolojik görüş, çocukluğuna kadar iniyorlar. Ne bulurlarsa hunharca servis etmeyi hem aidiyet besledikleri partiye bir lütuf gibi gösteriyor hem de despotluklarını reaktife yapıyorlar. En son eleştirinin içinde ki kelimeleri tek tek cımbızlayıp bunlar üzerinden bir süre daha yeni malzemeler türetmek ve bu sair malzemeler üzerinden yürümeyi mübah sayan, nihayetinden ölümcül vuruş dediğimiz son darbeyi elde ettikleri tonla malzemenin hepsini topluca muhatabına iade ederek darbeyi indiriyorlar.  

İşte en son trollerde nasibini alan Arınç belkide hizmet gösterdiği 20 yıllık partisi ve davasını doğru yol göstermeye çalışırken; bir anda kışkırtıcı ve doğru olmayan bir enformasyonu maruz kalmış ve trollerin etrafında birikmiş çalkalanma ile hayli gündem olmuştu. Aslında trollük işinin en temel fonksiyonu bu: Yıpratmak. 

Yahu durun hele, yavaş! Ne ara bu ülkenin insanları sırf siyasi bir partiyi eleştirdiği için sizin de ani bir karşılık hamlesi ile terörist ilan etme imtiyazı elde ettiniz? Daha doğrusu bu hakkı kim verdi size? Sakin olun biraz! Dün alkışladığınız Arınç’ı bugün nasıl hemen terörist olabiliyor. Bu kadar kolay mı bu işler demeye fırsat kalmadan operasyon başlayıp bitmiştir bile.  

Peki, ne demişti Arınç; 

Tatlı su balığı siyasetçileri var, suya sabuna dokunmadan. Majestelerinin gazetecileri var. Havanın suyun berraklığından bahsederler. Öksürmenin, bağırmanın zamanıdır. Kral çıplak demenin vaktidir. Allah cesur olana izzet verir” dedi.

Toplantıya katılmasının Türk Demokrasi Vakfı’nın kuruluş yıl dönümü kutlamaya iştirak olduğunu belirten Arınç, ”Altılı masa ve onların temsil ettikleri ittifak her biri benim katımda saygındır. Düşüncelerine saygılıyım. Onlar gibi düşünmüyorum; ama bu fikirlerimi ayrıca bir masada konuşma imkânımız olur. Burada onların hazır bulunması bir mazhariyettir. Hazır bulunmayanlar açısından da sadece üzülüyorum. Gittikleri yolun, yol olmadığını söylüyorum” şeklinde konuştu.

Vay sen misin bunları diyen, çok geçmeden sosyal medyada #Arınç adına açılan hestaglar’da trol grupları organize bir şekilde linç kampanyasını başlattılar. Trol tetikçileri son bir kaç gün önce 74 yaşındaki Arınç’ın ne ailesini, ne sülalesi, ne kişilik haklarını bıraktı.

Trol saldırılarının en şiddetli olduğu an’da eski AK parti Mv. Mehmet Metiner’in ‘Arınç’ı partiden ihraç edin’ çıkışına karşılık, Arınç’ın sosyal medya hesabında ‘Kifayetsiz muhteris ve müfteri Metiner, sözüm sana!’ başlığı ile Metiner’i çok sert bir dille eleştirdiği metni yayınlaması üzerine ikinci kez trol ağı açıldı, Arınç ismi bir daha hedefe konuldu. Her şey en başından bir daha tekrarlandı. Kimlik siyaseti, dava siyaseti, ideolojik siyaseti mutad edilmeyerek. 

Fotoğraf: Twitter

Siyaset biraz da hamaset işi derdi bir büyüğümüz. Milletvekillerinin dokunulmazlığı olduğu halde trol yasasında anlayacağınız kimse dokunulmaz değilmiş. En tepedeki isim olsan dahi iki dudağın arasında çıkacak bir söylem sonucu trol gangasterleri ne itibar, ne şöhret ve makam mevki tanır. Çöp eder atarlar kenara. Türkiye’de siyaset böyle artık. Onun İçindirki yeni internet yasasından umutluyum. Troller trolük yapmaya devam edeceklerse bir önemi yok. Bu yüzden, şu siyâset algısınında değişmesi gerekiyor. Birtakım farklı blok insanlar var. Bunların birtakım kanaatleri var. Onlar kanaatlerini değiştiriyorlar. Kanaatlerini değiştirdikleri zaman da pozisyonlarını değiştiriyorlar. Hayır. Bu insanlar karşı karşıya kaldıkları şeyle ilgili düşünceleriyle girdikleri bu sürece son verilmezse yarın döner dolaşır trol mekanizmaları yön harita tanımadan herkesi vurur. Siyaset dahada kirlenir. Hiç olmadık kadar taraflı ve bencil bir imtinaya dönüşür her şey. Arınç’ın özeleştirisinde işte tam olarak bunu gördük. Siyasetçinin siyaset yapma hakkı elinden alınıyor böylelikle. Ne yani bir öz eleştiri yapamayacak mı kimse? Sorarım şimdi Arınç’mı haklı troller mi?

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu