İSTANBUL (AA) - Dünyanın dijital cephaneliği olarak görülen Silikon Vadisi, bilimsel araştırmaların yanı sıra ekonomi, ticaret, uluslararası ilişkiler ve siyaset gibi birçok alanı etkileyen multidisipliner bir ekosistem olarak biliniyor.
- Küresel teknolojinin rekabet alanı 'Silikon Vadileri'
Başkanlık seçimleri sırasında, birçok uzmanın Trump'ın başkanlığında bilim, teknoloji ve iklim değişikliği gibi alanlardaki ilerlemelerin olumsuz etkileneceğinden endişe duyduklarını belirtmesine rağmen, uzun süredir Demokrat Parti yanlısı olarak bilinen Silikon Vadisi'ndeki bazı isimlerin seçimlerde Cumhuriyetçi Trump'a verdiği destek tartışmalara neden oldu.
AA muhabiri, "Dünyanın Dijital Cephanelikleri: Silikon Vadileri" başlıklı dosya haberinin ikinci bölümünde, Trump'ın yeni başkanlık döneminde, teknolojik yeniliklerin ve küresel dijital ekonominin kalbi olarak kabul edilen Silikon Vadisi'ni nelerin beklediğini, Silikon vadisi ve ABD siyasetinin karmaşık ilişkilerini ele aldı.
Joe Biden yönetiminin teknoloji sektörüne getirdiği vergi politikalarının yanı sıra birleşme ve satın alma anlaşmalarına yönelik sıkı denetimleri nedeniyle teknoloji şirketleri birçok kısıtlamaya maruz kaldı. Bu süreçte, Trump'ın "ifade özgürlüğünü koruma" ve "kripto para sektörünü destekleme" gibi taahhütleri pek çok girişimci ve risk sermayedarını Cumhuriyetçi lidere yaklaştırdı.
Trump döneminde Silikon VadisiSiyasi analist ve iletişim stratejisti Klaus Jürgens, ABD'de kurulan Silikon Vadisi'nin dünya çapında "kendi başına bir marka" haline geldiğini belirterek, "Birçok hükümetin kendi Silikon Vadisi'nin olmasını istediğinden oldukça eminim." dedi.
Bir şirketin, arz ve talebin fiyatları belirlediği serbest piyasa ekonomisinde özgürce faaliyet gösterebileceğini ifade eden Jürgens, ABD'nin "ideal bir piyasa ekonomisine" sahip olduğunu kaydetti.
Jürgens, serbest piyasa ekonomisinin düzgün şekilde işlediği bir ortamda, teknoloji ve yapay zekayı yakından takip eden bir yönetimin bu alanlara yatırım yapmasının kaçınılmaz olduğunu belirtti.
İklim değişikliği konusunda getirilen vergi teşviklerine işaret eden Jürgens, Trump'ın teknoloji alanına yönelik, "Size belki milyonlarca dolar vermiyoruz ama daha fazla yatırım yapabilmeniz için vergi yükünüzü azaltıyoruz." şeklindeki açıklamasının şaşırtıcı olmadığına işaret etti.
Jürgens, Trump'ın yüksek vergilendirme yapması durumunda, Silikon Vadisi de dahil olmak üzere ülkedeki birçok şirketin zarar göreceğini ve şirketlerin yurt dışına taşınma risklerinin bile olabileceğini vurguladı.
Jürgens, Trump'ın şirketleri ülkede tutmak, daha fazla istihdam yaratmak ve "Amerika'yı yeniden büyük yapma" hedefi doğrultusunda, Silikon Vadisi'nde kapsamlı ve dengeli bir vergilendirme ortamı sağlamasını beklediğini söyledi.
Trump'ın çok katı ek düzenlemeleri desteklemediğini aktaran Jürgens, Trump döneminde olumsuz anlamda herhangi bir düzenleyici reform öngörmediğini ancak iklim değişikliği, metan salınımı, fosil yakıtlar gibi konular hakkında endişeli olduğunu dile getirdi.
Silikon Vadisi'nin siyasi ilişkileriSilikon Vadisi'nden çıkan iş insanı Elon Musk, Trump döneminde yeni kurulan Hükümet Verimliliği Departmanı'nı (DOGE) yönetecek.
Trump ile yakın ilişkisinin yanı sıra hem ülke siyasetine dair yorumları hem de diğer ülke siyasileri ve liderleriyle girdiği polemiklerle gündeme gelen iş insanı Musk'ın siyasetteki yükselişi dikkati Silikon Vadisi'nin siyasetle temaslarına çekiyor.
Jürgens, Silikon Vadisi ve ABD politikaları arasında karşılıklı bir etkileşim olduğunu, ikisinin de kendi aralarında tavizler verdiğini vurguladı.
"10 bin nüfuslu küçük bir topluluk düşünün ve 2 ya da 3 tane de aile şirketi olduğunu hayal edin. Yerel belediye yönetimi, girişimciyi mutlu etmek ve işlerin devam etmesini sağlamak için her şeyi yapacaktır." diyen Jürgens, büyük ölçekli düşünüldüğünde, binlerce çalışanı olan bir işletmenin siyaset üzerinde etkili olmasının normal olduğunu kaydetti.
Trump yeni kabinesinde, Silikon Vadisi'ne başarılı girişimler kazandıran çevrim içi ödeme sistemi Paypal'ın kurucularını ve ilk çalışanlarını tanımlamak için kullanılan "PayPal Mafyası" arasında anılan Elon Musk, David Sacks, Peter Thiel gibi isimlere ya da onların desteklediği kişilere yer verdi. Bu durum, "PayPal Mafyasının ABD hükümetinin kontrolünü ele geçirdiği" yönündeki eleştirileri de beraberinde getirdi.
Jürgens, varlıklı kişilerin veya iş insanlarının büyük miktarlarda paralar bağışlayarak, siyasi arenada görünür olmaları veya hükümette yer almalarının yanlış izlenim uyandırabileceğinin altını çizdi.
"Tabii ki, Elon Musk özgür biri. İstediği her şeyi yapabilir ancak sıradan bir vatandaş da maddi olarak katkıda bulunmadan, sendikalar, sivil toplum kuruluşları ya da yerel düzeyde seçilmiş politikacılar aracılığıyla bu karar alma sürecine erişebilmelidir." ifadesini kullanan Jürgens, bu yaklaşımın herkesi kapsayacak şekilde genişletilmesi gerektiğini vurguladı.
Muhabir: Sercan İrkin