Genel

Sağlık turizminde "kök hücre nakilleri" önemli rol oynuyor

Hematolojik Nadir Hastalıklar Derneği Kurucu Başkanı Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, Türkiye’nin kök hücre nakillerinde kısa zamanda çok önemli mesafeler katettiğini belirterek, "Artık sağlık turizminin amiral gemisi kök hücre nakilleridir." dedi.

BAFRA (AA) - 8. Hematolojik Nadir Hastalıklar Kongresi, "Kanser Hastalığında Yenilikçi Tedaviler ve Gelecek Vizyonu" temasıyla 25-28 Şubat tarihlerinde KKTC'de düzenleniyor.

Kongre, hematoloji uzmanlarını, araştırmacıları ve sağlık profesyonellerini bir araya getirerek, lösemi, lenfoma, myeloma gibi hematolojik kanserler ve nadir görülen hematolojik hastalıklar alanındaki en son gelişmeleri tartışmak üzere önemli bir platform oluşturdu.

Kongrede, lenf bezi, kan ve kemik iliği kanseri gibi hematolojik kanserlerdeki son gelişmelerin yanı sıra iyi huylu hematolojik hastalıklara yeni yaklaşımlar, alanında uzman bilim insanlarınca masaya yatırıldı.

Hematolojik Nadir Hastalıklar Derneğinin ev sahipliğini yaptığı kongreye, yaklaşık 400 bilim insanı katıldı ve hematoloji ile nadir hastalıklar alanında 50'den fazla bilimsel oturum yapıldı.

Kongre kapsamında düzenlenen basın toplantısında, Hematolojik Nadir Hastalıklar Derneği Kurucu Başkanı Altuntaş, Dernek Genel Sekreteri Doç. Dr. Bahar Uncu Ulu, Dernek Araştırma Sekreteri Prof. Dr. Abdulkadir Baştürk, Dernek üyesi Prof. Dr. Mehmet Sinan Dal ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Serdal Korkmaz açıklamalarda bulundu.

"Klinik araştırma kültürü geliştirilmeli ve desteklenmelidir"

Altuntaş, çağın hastalığı olarak nitelendirilen kanserin, tüm dünyada kalp damar hastalıklarından sonra ikinci ölüm nedeni olduğunu söyledi.

Son 10 yılda kanser gelişim süreci hakkında sahip olunan bilgilerin önemli bir noktaya geldiğini belirten Altuntaş, "Hematolojik kanserlerin yönetimi konusunda kesinlikle gelişmiş dünya ülkelerini yakaladık ve gelecek planlarımızda Türkiye'deki bilimsel araştırmaları daha üst basamaklara taşımak ve inovatif yapıya kavuşturmak en önemli hedefimiz." dedi.

Gerek hematolojik kanserlerin tanısı gerekse de tedavisi için Türkiye'nin her türlü teknik ve donanıma sahip olduğuna dikkati çeken Altuntaş, şöyle devam etti:

"Türk bilim insanları olarak bazı klinik çalışmaları tüm ülke çapında yürütme olanağına sahibiz. Klinik çalışmalar, artık ülke genelinde etkin, verimli, yaygın, sürdürülebilir ve Avrupa Birliği kalite ölçütlerinde yapılır hale gelmiştir. Ancak erken faz çalışmaları dediğimiz Faz I ve II çalışmalarının yaygınlaştırılması ve artırılmasının da bir ihtiyaç olduğu açıktır. Bu bağlamda klinik araştırma kültürü geliştirilmeli ve desteklenmelidir. Toplumdaki 'kobay' anlayışı değişmelidir. Kanser alanında son yıllardaki yaşam süresi ve yaşam kalitesindeki inanılmaz gelişmeler bu klinik çalışmalar sayesinde olmaktadır. Bugün kanser tedavi edilebilir bir hastalık ise bu klinik çalışmalar sayesindedir. Bu nedenle ülkemizde klinik çalışmaların yaygınlaşması ve daha çok hastanın yenilikçi tedavilere ulaşması için başta hasta, hekim, sağlık otoritesine görev düştüğü gibi toplum ve basına da önemli görevler düşmektedir."

"Türkiye, kanser ve hücresel tedaviler konusunda bölgede üs konumunda olabilir"

Altuntaş, bazı hematolojik kanserlerin tedavisinde kullanılan kök hücre uygulamalarına ilişkin, "Türkiye, kök hücre nakillerinde kısa zamanda çok önemli mesafeler katetti ve bu konuda dünyada örnektir. Artık sağlık turizminin amiral gemisi kök hücre nakilleridir." diye konuştu.

AR-GE konusuna da değinen Altuntaş, "Ülkemizde öncelikle CAR-T hücre tedavisi, tümör aşısı, genetik ve hücresel tedaviler alanlarında klinik araştırma altyapı ve kültürünün yaygınlaşması ihtiyacımız bulunuyor. Bundan bir sonraki basamak olan hücresel immünolojik ve genetik tedavi geliştirme başta olmak üzere AR-GE faaliyetlerini ülke olarak iyi ve doğru koordine edebilirsek; belki de kanser alanında yeni moleküllerin keşfini yapanlar Türk bilim insanları olacaktır. Böylelikle tıp alanında da ithal eden değil ihraç eden ülke konumuna gelmemiz mümkün olabilecek. Türkiye, kanser ve hücresel tedaviler konusunda bölgede üs konumunda olabilir. Yüksek teknoloji üreten bir Türkiye hayal değildir. Üreten bir sağlık altyapısını geliştirmek için bilim insanları olarak çaba sarf ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"Kanser önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır"

Kongre Başkanı Korkmaz da kanla ilgili kanser türlerine odaklanan hematolojik onkoloji alanında, özellikle lenfoma, myeloma ve lösemi gibi lenf bezi, kan ve kemik iliği kanserlerinde hedef tedaviler ve immünoterapi çalışmalarının artarak devam ettiğinin altını çizdi.

İyi huylu hematolojik hastalıklara yönelik de ciddi çalışmaların ve gelecek tedavilerin gündemde olduğuna işaret eden Korkmaz, hematoloji alanında yapay zeka çalışmalarının da hızla artarak devam ettiğini söyledi.

Serdal Korkmaz, şöyle konuştu:

"Kanser önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Çoğu kanser hastalarını artık ağızdan alınan haplarla yüksek başarı oranlarıyla tedavi etmekteyiz. Tıptaki gelişmeler sayesinde dünya artık kan, kemik iliği ve lenf bezi kanserlerinde akıllı-hedefli tedaviler ile daha uzun ve hastalıksız bir yaşam üzerine yönlenmiş durumda. Daha etkin ve daha güvenli olabilen hedefe yönelik ilaçlar veya 'akıllı moleküller' dediğimiz yeni nesil ilaçlarla yan etkiler azalırken, etkinlik bir o kadar artıyor. Geleneksel kemoterapilerin yerini bu yenilikçi tedavilerin aldığını yakın zamanda şahit olacağız."

"TÜRKÖK sayesinde binlerce hematolojik kanserli hasta yaşama tutundu"

Prof. Dr. Baştürk de "Kan, kemik ve lenf bezi kanserlerinin tedavisinde oldukça önemli bir yere sahip olan hematopoietik kök hücre nakli, Türkiye'de yıllık altı bin civarı sayılara ulaşarak artık Batı ülkelerinin seviyesine ulaştı." diye konuştu.

Kamu, üniversite ve özel sektörün çalışmalarıyla kök hücre tedavisinin tüm ülkede yaygınlaştığına işaret eden Baştürk, artık Türkiye'nin dünya genelinde hematolojik kanser tedavisinde çok iyi bir konumda olduğunu belirtti.

Baştürk, minimal kalıntı hastalık takibinin yapılabilmesi ve kalıntı hastalığın yok edilmesinde yenilikçi tedavi uygulamalarının nakil sonuçlarını iyileştirdiğini vurguladı.

Sağlık Bakanlığı ve Türk Kızılay işbirliğinde yürütülen Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi (TÜRKÖK) projesiyle kök hücre verici bulma konusunda Türkiye'de gelinen noktanın önemine de dikkati çeken Baştürk "TÜRKÖK sayesinde binlerce hematolojik kanserli hasta yaşama tutundu ve bağışçılardan toplanan hücrelerin en az yüzde 10'u yurt dışında yüzlerce hastaya umut oldu." ifadelerini kullandı.


Muhabir: Mehmet Kemal Firik,Yeşim Sert Karaaslan