ANKARA (AA) - Kasım 2024'teki başkanlık seçimlerinde yeniden seçilmesinin ardından Donald Trump, 20 Ocak'ta Washington'daki yemin töreniyle göreve başladı.
- Trump, yemin ederek resmen ABD'nin 47. Başkanı oldu
- Trump yönetimi, ABD'ye yasal giriş için kullanılan sınır uygulamasını kaldırdı
2017-2021 arasındaki ilk görev süresinin ardından 'Trump 2.0' olarak nitelendirilen yeni dönemde, Washington yönetiminin Asya'daki müttefikleri hem merakla hem de endişeyle gelişmeleri izlerken, Çin'in bölgesel nüfuzu ve Kuzey Kore'nin füze denemeleriyle tahrik edilen güvenlik ortamı, Japonya'yı savunma harcamalarını artırmaya zorlayabilir.
"Karşı saldırı" kapasiteli donanımlara erişerek askeri potansiyelinin sınırlarını zorlaması beklenen Japonya için, müttefiki ABD en önemli ortak konumunda ve bu ortamda ABD-Japonya ittifakının "daha fazla askeri entegrasyon" hedefiyle yakın vadede güçlendirilebileceği belirtiliyor.
"Barışçıl anayasa" doğrultusunda öz savunma yatırımlarına yönelecek Japonya, ABD'nin "askeri şemsiyesi" altında "masada daha eşit ortaklık" hedefleyebilir.
Deniz aşırı "en çok ABD askeri" Japonya'da yer alıyorJaponya, ABD Hint-Pasifik Kuvvetleri'ne (INDOPACOM) bağlı "US Forces" (USFJ) adıyla yaklaşık 55 bin personelin bulunduğu askeri birimler ve 80'i aşkın ABD askeri tesisine ev sahipliği yaparak denizaşırı 'en çok ABD askerinin konuşlandığı yer' konumunda."
Ülke yüzölçümünün yalnızca yüzde 0,6'sını oluşturan güneydeki Okinawa, Japonya'daki ABD askeri tesislerinin toplam arazi alanlarının yüzde 70'ine ev sahipliği yapıyor.
Okinawa, Rusya-Ukrayna krizinden 'esinlenen' Çin'in, bölgedeki askeri varlığını artırarak işgal edeceği iddia edilen Tayvan Adası'na sadece 160 kilometre mesafede bulunuyor.
Askerlerin mali yük paylaşımıMüttefiklik anlaşmasınca Japonya, 1978'den beri "ev sahibi ülke desteği" altında, ABD askerinin hizmet, uygulama, iş gücü masraflarını karşılıyor.
Çin'in bölgede artan askeri faaliyetleri karşısında Japonya'nın ABD ile sürdürdüğü güvenlik ittifakını güçlendirmesi "kaçınılmaz" olarak nitelendiriliyor
Washington'un, müttefiki Japonya'yı "konfor alanının dışına itilebileceği en muhtemel alanın" savunma harcamalarında artış talebi olarak görülüyor.
Olası yeni ve sert pazarlıklarGörevdeki ilk dönemine ait "karışık göstergeler" dikkate alındığında yeni Başkan Trump, ABD askerlerinin mali yük paylaşımı konusunda sert pazarlığa yönelebilir.
Olası yeni ve sert pazarlıklarda Japon hükümetinin, önceki Trump'ın döneminde sergilenen "Abe Şinzo diplomasisine" ihtiyaç duyabileceği kaydediliyor.
Uzmanlar yeni dönemi "öngörülemezlikle" tanımlarken, Pekin ile gerginliğin tırmanması halinde, ABD'nin Tokyo'ya baskılarını artırabileceği belirtiliyor.
AA muhabiri, "Trump 2.0" dönemine hazırlanan Japonya hükümetinin, endişe ve beklentilerine yönelik uzman görüşlerini derledi.
ABD'nin en fazla borcu Japonlara"Sattığın yerde üret" kavramını benimseyen Japonya, ABD'de en büyük doğrudan yabancı yatırım (FDI) kaynağı konumunda.
Zira Japonya, 2023'te toplam ABD içindeki FDI pastasının yüzde 15'ine denk gelen yaklaşık 800 milyar dolarlık dilime sahip.
Japonya, ABD'deki 50 eyaletin 39'unda en büyük yabancı yatırımcı durumunda.
Aralık 2023 itibarıyla 1,14 trilyon dolarla Japonya, ABD hükümetinin en fazla borçlandığı ülkeler arasında ilk sırada.
Çin ise yaklaşık 775 milyar dolarla ikinci sırada.
Zayıf Yen endişesiJaponya siyaseti uzmanı Naito Edo, ulusal basına açıklamasında "Japonya'nın Trump'tan korkacak bir şeyi yok." diyerek yeni dönem beklentilerine yer verdi.
Naito Edo, "Hiçbir ülke Japonya'dan daha fazla ABD'ye finansal destek sağlamadı, bu nedenle Trump'ın yatırım veya ticaret konusundaki hamleleri hakkında endişelenecek bir şey yok." dedi.
Son dönemde ABD doları karşısında değer kaybeden Japon yeninin durumunun "endişe kaynağı" olabileceğini kaydeden Naito, şunları ifade etti:
"Japonya, mevcut zayıflığı göz önüne alındığında para biriminin dolara karşı daha güçlü olmasını istiyor. Zayıf bir yenin daha fazla ihracata yol açtığı günler çoktan geride kaldı. Uzun vadede, Japonya hızlı dalgalanmalara maruz kalmayan dengeli bir yeni güçlü şekilde tercih etmekte."
Müttefike karşı "ikna amaçlı tehdit"Bölgesel jeopolitik doğrultusunda Japonya üzerinde "müttefiklik kozunu" kullanmayı isteyen Trump'ın, ABD-Japonya ittifakının "durumunu kötüleyebileceğine" değiniliyor.
Bu aşamada Trump'ın, Japonya'da konuşlu ABD Kuvvetleri'nin "mali yükünü daha fazla sırtlaması" konusunda sert pazarlıklara girişebileceği savunuluyor.
Uzmanlar, "ABD güçlerinin Japonya'da görev alma motivasyonlarının kaybedilmesine" karşı Trump'ın "müttefike karşı ikna amaçlı tehdit" argümanını kullanabileceğini belirtiyor.
Bu aşamada, 2012-2020'deki göreviyle "Japonya'nın en uzun süre Başbakanı" unvanlı Abe'nin, o dönem ulusal çıkarları korumak için yürüttüğü "Trump ile kişisel diplomasi" metodunun önemi vurgulanıyor.
"Trump 2.0" altında ivme oluşturma hedefiMerkezi Washington'da bulunan düşünce kuruluşu Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi (CSIS) uzmanı Nicholas Szechenyi, "bölgesel müttefik" Japonya'nın, Trump'ın ilk geçiş dönemini ustalıkla yönettiğini savundu.
Szechenyi, "Avrupalı ortaklarının aksine Trump ilk döneminde, Japonya'ya olumlu bakıyordu, bu nedenle mevcut Japon hükümeti 'Trump 2.0' altında ivme oluşturmak için 2017'de geliştirdiği olumlu mesajı ikiye katlamalı." dedi.
Düşünce kuruluşu American Enterprise Institute'dan Asya güvenlik analisti Zack Cooper, Trump'ın, ABD müttefiklerinin ve ortaklarının yeni dönemde daha fazla öne çıkmasını isteyeceğini belirtti. Cooper, "Bu yüzden (Japonya Başbakanı) İşiba Şigeru'nun bunu Trump'a göstermesi gerekecek." dedi.
Merkezi California'da bulunan düşünce kuruluşu Rand Corp.'un Japonya uzmanı Jeffrey Hornung, İşiba'nın, Abe Şinzo'dan çok farklı bir siyasi desteğe sahip olduğuna dikkati çekti.
Hornung, "İşiba, farklı bir lider, Japonya'nın bunu tekrar yapabileceğini beklememeliyiz. Trump'ın değişime açık olup olmadığı bilinmiyor ancak Trump ile İşiba arasında 'ittifaktaki eşitsizlikle' ilgili şikayetlerin aynı olduğunu düşünmüyorum." ifadelerini kullandı.
Yeni Trump'la masada müzakereİlk Trump döneminde, Japonya Dışişleri Bakan Yardımcısı olan Mori Takeo açıklamasında, Japonya'nın mevcut yönetiminin, ABD'nin yeni lideriyle müzakere etmeyi öğrenmesi gerektiğini söyledi.
Mori, "Trump'ın etrafı G7 Zirvesi'nde, Avrupa liderleriyle çevriliyken edindiğim izlenim, Japonya-ABD zirvelerinde edindiği izlenimden çok farklıydı. Abe ile her görüştüğünde (Trump) çok rahattı ve iyi tarafını gösteriyordu." diye konuştu.
Kendisinin de katıldığı ve Japonya'da "ABD birliklerinin konuşlandırılmasının maliyet yükü konusunun" gündeme geldiği bir zirveyi hatırladığını kaydeden Mori, bu zirvede Trump'ın "her zamankinden daha güçlü şekilde Japonya'nın mali yük pastasında kendi payını artırması" için çağrı yaptığını belirtti.
Buna karşın "masada sürdürülen pazarlık" açısından Abe’nin zirvede "nazik ve kararlı" yaklaşım sergilediğini kaydeden Mori, şunları kaydetti:
"Abe, 'Bu kadarını yapacağız ama daha fazla ileri gidemeyiz' dedi. Trump ise yanıtını düşünmek için durakladığında, Abe, 'Genç Amerikalılar okyanusu geçip Japonya'yı savunmak için hayatlarını riske atıyorlar. Bu gerçekten paha biçilemez bir şey ve biz çok minnettarız' demişti. Odadaki herkes sessizliğe gömüldü ve Trump daha fazlasını isteyemedi. Abe'nin samimi mesajının Trump'ı etkilediği bir andı." diye konuştu.
Abe iktidarlarından beri Japonya'nın savunma ve güvenliğe "eşsiz bir çaba sarf ettiğini" dile getiren Mori, savunma harcamalarındaki önemli artışların, Aralık 2022'de güncellenen ulusal güvenlik stratejisinin istikrarlı bir şekilde uygulanması için esas olduğunu söyledi.
Savunma harcamalarındaki pay artışını "ABD ile ilişkiler için önemli ön koşul" olarak niteleyen Mori, "ABD'nin Asya güvenliğine tam olarak bağlı kalması için Japonya'nın uygun bir yük üstlenmesi esas, yükün adil bir payını neyin oluşturduğu kesin değil." ifadesini kullandı.
Biden döneminden kalan Ukrayna endişesiTokyo Üniversitesinden Uluslararası Güvenlik Uzmanı Prof. Aoi Çiyuki, Japonya'nın önceki Kişida Fumio hükümetinden beri benimsediği "Bugünün Ukrayna'sı yarının Doğu Asya'sı olabilir" politik anlayışı anımsattı.
Aoi, Joe Biden döneminde başlayan Rusya-Ukrayna krizinde, yeni Trump yönetimin Ukrayna'ya desteğini geri çekmesi durumunda "Avrupa'nın kendi savunmasını artırmaya yönelebileceğini" kaydetti.
"Avrupa kendi bölgesine daha fazla odaklanırsa, Hint-Pasifik ile işbirliği için daha az dikkat veya kapasite kullanılabilir hale gelebilir." diyen Aoi, bu durumu, hem Avrupa hem de Japonya açısından "kaçınılması gereken bir sonuç" olarak niteledi.
Uzmanlar, "öngörülemezlikle" tanımladıkları yeni Trump döneminde ABD-Japonya ilişkilerinin, savunma harcamaları pazarlığına odaklanmasını bekliyor.
Muhabir: Ahmet Furkan Mercan