İSTANBUL (AA) - KDC'nin doğusunda, M23 ile güvenlik güçleri arasında devam eden şiddetli çatışmalar nedeniyle yıl başından bu yana 400 binden fazla kişi yerinden edildi.

  • Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde silahlarını bırakan yetkililer dahil çok sayıda kişi BM tesislerine sığındı
  • BM'den KDC'nin Goma kentindeki insani hakları krizini durdurmak için "acil eylem" çağrısı
  • Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde, 23 Mart Hareketi ve Ruanda karşıtı protestolar düzenlendi
  • BM'ye göre Kongo Demokratik Cumhuriyeti'ndeki çatışmalar, yerinden edilenlerin sayısını artırıyor

Bölgedeki birçok köy ve kasabanın kontrolünü ele geçiren M23, son olarak Kuzey-Kivu eyaletinin başkenti Goma'yı kuşatarak, yaklaşık 1 milyon nüfuslu şehrin elektrik ve su sistemini kullanılamaz hale getirdi.

Diğer adı "Kongo Devrim Ordusu" olan ve 23 Mart 2009'da yapılan barış anlaşmasının bozulmasıyla ortaya çıkan M23, Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame'nin de kabilesi olan Tutsilerden oluşuyor.

Zengin koltan rezervleriyle dikkati çeken KDC, Ruanda ve isyancı M23'e karşı düzenlenen protestolarla çalkalanıyor.

M23'ün Goma'ya girmesi sonrası başkent Kinşasa'daki Ruanda, Fransa, Belçika ve Kenya büyükelçilikleri ateşe verilirken, bazı alışveriş merkezleri de yağmalandı.

ABD'nin Kinşasa Büyükelçiliğinden yapılan açıklamada, başkentte şiddet olaylarının arttığı uyarası yapılarak, ABD vatandaşlarına güvenlik gerekçesiyle ülkeyi terk etmeleri çağrısında bulunuldu.

Birleşmiş Milletler ve KDC'nin, M23'e destek vermekle suçladığı Ruanda ise bu iddiaları reddediyor.

Trump'ın Orta Doğu Temsilcisi, Gazze'nin yeniden imarının 10 ila 15 yılı alabileceğini söyledi Trump'ın Orta Doğu Temsilcisi, Gazze'nin yeniden imarının 10 ila 15 yılı alabileceğini söyledi

M23'ün saldırıları, KDC ile Ruanda arasında diplomatik gerginliğe yol açtı. Ruanda'daki tüm diplomatlarını 26 Ocak'ta geri çağıran KDC, iki ülke arasındaki ilişkileri tamamen kesti.

Dünyanın en büyük koltan üreticisi olarak teknoloji sektöründe büyük bir öneme sahip olan ülkede, bu zenginlik ülke halkı için refah yerine derinleşen sorunların kaynağı oldu.

KDC, dünya koltan rezervlerinin yüzde 80’ine ev sahipliği yapıyor. Cep telefonlarından tabletlere kadar birçok teknolojik cihazda kullanılan bu değerli mineral, ülkeyi küresel güçlerin ilgi odağı haline getirdi.

"KDC, doğal kaynaklar açısından çok zengin bir ülke"

Kongo Demokratik Cumhuriyeti Öğrenci Birliği Başkanı Daula Abdoul, ülkesindeki çatışmalar ve yeraltı zenginliklerine ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Bu zenginliğin küresel teknoloji devleri için önemine işaret eden Abdoul, "KDC, doğal kaynaklar açısından çok zengin bir ülke. Zengin olması da bir sürü problemleri ortaya çıkarıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Abdoul, sömürge döneminde kauçuk için halk nasıl sömürüldüyse, bugün de koltan ve diğer mineraller için benzer bir durum yaşandığını belirterek, "Sömürge döneminde de lastikler yapılması için bizden kauçuklar alıyorlardı. Çocukların, hatta erkeklerin, kadınların da elleri kesiliyordu eskiden. Bu çok üzücü bir şey." diye konuştu.

Koltan madenlerinde maliyeti düşürdüğü için çocuk işçi çalıştırmanın tercih edildiğini aktaran Abdoul, "Şu anda maalesef çocukları zorla çalıştırıyorlar. Bir düşünsenize, 12 yaşındaki bir çocuk okula gitmek yerine mineral çıkarılan yere gidiyor." dedi.

Abdoul, doğal kaynaklardan elde edilen gelirin ülke vatandaşlarına fayda sağlamadığını vurgulayarak, çıkarılan koltanın ham madde olarak düşük fiyatlarla yurt dışına gönderildiğini bildirdi.

"Mineralleri telefona dönüştürüp bize satıyorlar"

Yurt dışında işlenen koltanın, çok daha yüksek maliyetlerle ithal edildiğini dile getiren Abdoul, "Koltanı bizden alıyorlar. Ondan sonra aynı maden ve mineralleri telefon ya da bilgisayara dönüştürüp, tekrar bize satıyorlar. Yani aslında zarar gören biz oluyoruz." ifadelerini kullandı.

Koltan çıkarmanın, akciğer hastalıklarına da sebep olduğunu kaydeden Abdoul, "Bu durumun hem ekonomik hem de sağlık yönünden topluma çok zararı var.” şeklinde konuştu.

"Bazı ülkeler, ülkedeki madenleri yasa dışı yollarla çıkarıyor"

Ülkenin bir başka büyük sorunu, özellikle doğu bölgelerinde faaliyet gösteren silahlı gruplar olarak görülüyor. Ülkede toplam 266 silahlı grup bulunduğu belirtiliyor.

Abdoul, bu grupların varlığını dış müdahalelere bağlayarak, "Bazı ülkeler, bu grupları destekleyerek ülkedeki madenleri yasa dışı yollarla çıkarıyor." dedi.

Nijerya veya Somali'deki silahlı örgütlere müdahale eden Batılı güçlerin, KDC'ye destek vermemesine değinen Abdoul, "Çünkü biz zarar görürken, onlar daha çok kazanıyorlar. Bir kuruş bile harcamadan kazanıyorlar. Yani bu durum ekonomik açıdan onlar için iyi. Bizi desteklemek akıllarına bile gelmez." değerlendirmesinde bulundu.

Abdoul, KDC'deki sorunların çözümü için halkın bilinçlenmesi ve birlik olması gerektiğine inandığına işaret ederek, "Afrika, tarihi boyunca sömürülmüş bir kıta. Dış güçlerden çok bir şey beklemememiz gerekiyor. Bizim kendi başımıza ayağa kalkmamız lazım." diye konuştu.

"Barış istiyoruz, savaş istemiyoruz"

Abdoul, ülkesinde son yaşanan olaylara ilişkin, "Barış istiyoruz, savaş istemiyoruz. Gelecek nesillere miras bırakacağımız şey barış, kardeşlik ve umut olsun." dedi.

Goma ve Kuzey-Kivu halkına çağrı yapan Abdoul, "Yıllardır süren çatışmalar, hayatları altüst etti, evleri yıktı, insanları yerinden etti ve umutları kararttı. Artık yeter! Bu güzel topraklar, acı ve gözyaşı yerine huzuru ve mutluluğu hak ediyor." ifadelerini kullandı.

Sevgi ve dayanışmanın, savaşın karanlığını aydınlatabileceğine değinen Abdoul, silahların susmasını, çocukların okula güvenle gidebildiği, ailelerin evlerinde huzur bulduğu ve herkesin geleceğe umutla bakabildiği bir yaşam istediklerini vurguladı.


Muhabir: Saadet Firdevs Aparı Bayram

Kaynak: aa